Çoban Yıldızı 4. Bölüm Özet. Rüveyda ihanet ediyor
Geçen bölüm sonunda Zekkar aileyi İstanbul'a yakın bir yerde yakalamış; silahını çekmişti. Seyit kendi önüne siper olmaya çalışan Zühre'yle itişirken silah patlamıştı. Bu bölümde vurulan kişinin dedesi Mustafa Zahir olduğunu görüyoruz. Aileyle Zekkar ve adamlarının arasına o anda orada buluna Aksaray'lı kamyon şöförü girer. Kamyonunu araya park edip bırakır ve onların minibüsüne binmelerini sağlar. Seyit'in babası İbrahim ve Şerife orada kalakalırlar.
Dedesi Mustafa Zahir minibüste Seyit'in kollarında ruhunu teslim eder. Onu bir hoca bulup ormanlık bir alana defnederler. Dedesini defnederken yine Zekkar ve adamları oraya gelir. Seyit ve Zekkar kavga eder. Seit Zekkar'ın yüzünü dedesinin mezarına bastırır. Seyitler yine kamyoncunun yardımıyla kaçarlar. İstanbul da kötü bir otelde kalırlar. Rüveyda sürekli şikayet etmekte Zühre'ye çemkirmektedir. Zekkar'ın telefonuna ulaşıp tam kaldıkları yeri söyleyecekken Zühre'nin gelişi ile yarım kalır. Zühre böyle bir şey yaparsa ailesine de zarar geleceğini söyleyince Rüveyda "O zaman sen de biz yarın uyanmadan sessizce çek git" der. Kız kabul eder.
Fikret Karakaya oğluna ulaşmaya çalışır. Onun ne yaptığını merak etmektedir. Gelini Sırma'yı Zühre'nin kaçması için yardım ettiği tünele kapatır. Kadın ucu taşlarla kapatılmış yerde çaresizce kalakalır. Oğlu Ali ertesi gün annesini evde bulamayınca dedesine sorar. Fikret ağa da memleketine gittiğini söyler. Çocuk derhal oraya gitmek için yola çıkar.
Zekkar Seyitlere ulaşamayınca İbrahim ve Şerife'yi yanına getirtir. İşbirlikçi Şerife'ye iyi davranırken İbrahim'i döverek konuşturmaya çalışır. Bu arada Seyit de babasının kamyonunu geri vermek için yola çıkmıştır. Zekkar'ın yanındaki İbrahim'i aradığında hoporlörden konuşurlar. Zekkar adamları ve İbrahim ile Seyit'in minibüsü bırakacağı yere gider. Ama Seyit arabayı bırakıp uzaktan izler. Böylece onu yakalayamazlar
Sırma kapatıldığı yerden kaçmayı başarır. Oğlu Ali de tam o sırada dedesine silah çekip annesinin nerede olduğunu sorgulamaktadır. Fikret Karakaya İstanbul'a gitmek için torunu Ali'yi beklemektedir.
Zühre'nin kanaması devam etmekte ama kimseye belli etmemektedir. Seyit fark eder ve yakındaki sağlık ocağına götürüp pansuman yaptırtır. Fikret, Ali, Sırma ve 2 de hizmetli İstanbul'a Zekkar'ın yaşadığı eve gelip yerleşirler.
Kız sabah söz verdiği gibi hasta olmasına rağmen otelden ayrılır ama fazla uzağa gidemeyip sokakta kendinden geçer. Seyit onu bulup en yakın hastaneye götürür. Rüveyda ve annesi de hastaneye gelir. Zühre'nin yarası enfeksiyon kapmıştır. Ateşi de yüksektir. Ondan kurtulamayacağını anlayan Rüveyda ankesörlü bir telefondan Zekkar'ı arar.
Dedesi Mustafa Zahir minibüste Seyit'in kollarında ruhunu teslim eder. Onu bir hoca bulup ormanlık bir alana defnederler. Dedesini defnederken yine Zekkar ve adamları oraya gelir. Seyit ve Zekkar kavga eder. Seit Zekkar'ın yüzünü dedesinin mezarına bastırır. Seyitler yine kamyoncunun yardımıyla kaçarlar. İstanbul da kötü bir otelde kalırlar. Rüveyda sürekli şikayet etmekte Zühre'ye çemkirmektedir. Zekkar'ın telefonuna ulaşıp tam kaldıkları yeri söyleyecekken Zühre'nin gelişi ile yarım kalır. Zühre böyle bir şey yaparsa ailesine de zarar geleceğini söyleyince Rüveyda "O zaman sen de biz yarın uyanmadan sessizce çek git" der. Kız kabul eder.
Fikret Karakaya oğluna ulaşmaya çalışır. Onun ne yaptığını merak etmektedir. Gelini Sırma'yı Zühre'nin kaçması için yardım ettiği tünele kapatır. Kadın ucu taşlarla kapatılmış yerde çaresizce kalakalır. Oğlu Ali ertesi gün annesini evde bulamayınca dedesine sorar. Fikret ağa da memleketine gittiğini söyler. Çocuk derhal oraya gitmek için yola çıkar.
Zekkar Seyitlere ulaşamayınca İbrahim ve Şerife'yi yanına getirtir. İşbirlikçi Şerife'ye iyi davranırken İbrahim'i döverek konuşturmaya çalışır. Bu arada Seyit de babasının kamyonunu geri vermek için yola çıkmıştır. Zekkar'ın yanındaki İbrahim'i aradığında hoporlörden konuşurlar. Zekkar adamları ve İbrahim ile Seyit'in minibüsü bırakacağı yere gider. Ama Seyit arabayı bırakıp uzaktan izler. Böylece onu yakalayamazlar
Sırma kapatıldığı yerden kaçmayı başarır. Oğlu Ali de tam o sırada dedesine silah çekip annesinin nerede olduğunu sorgulamaktadır. Fikret Karakaya İstanbul'a gitmek için torunu Ali'yi beklemektedir.
Zühre'nin kanaması devam etmekte ama kimseye belli etmemektedir. Seyit fark eder ve yakındaki sağlık ocağına götürüp pansuman yaptırtır. Fikret, Ali, Sırma ve 2 de hizmetli İstanbul'a Zekkar'ın yaşadığı eve gelip yerleşirler.
Kız sabah söz verdiği gibi hasta olmasına rağmen otelden ayrılır ama fazla uzağa gidemeyip sokakta kendinden geçer. Seyit onu bulup en yakın hastaneye götürür. Rüveyda ve annesi de hastaneye gelir. Zühre'nin yarası enfeksiyon kapmıştır. Ateşi de yüksektir. Ondan kurtulamayacağını anlayan Rüveyda ankesörlü bir telefondan Zekkar'ı arar.