Söz Dizisi 25. bölüm; herkes büyük elçinin defterinin peşinde
Geçen bölüm sonunda ölmesinden endişe ettiğimiz Keşanlı bomba yüklü araçtan tam zamanında atlayıp kurtulmuş. Elçiliğe saldıran teröristler kaçar; Agah ise Türkiye devletine teslim edilir. Ancak bu bölümün konusu geçen bölümden belliydi. Elçilik kasasında duran devlete casusluk yapan kişilerin isim listelerini sivil memur çalar.
Hırsız memur annesinin evine saklanıp ardından oraların bir ağasına 50 bin dolara satar. Ateş; sınır ötesinde defterin peşindedir. Hırsızın annesinin evine Çolak'ın adamlarıyla geldiğini gördüğünde doğru yerde beklediğinden emin olur. Defteri satıp hayatını kurtardığını zanneden hırsız eve gelince Çolak ile karşılaşır. Çolak adamın defteri ağaya sattığını öğrenince üstü olan adama söyler. Adam ağayı arayıp 1 milyon dolara geri almayı kabul eder. Çolak; hırsızın ölüm emrini verip gider. Hırsızı kurtarıp defterin akibetini öğrenmek Ateş'e düşer.
Yarbay; Yavuz'un annesi Gülümser'in ölümünü Agah'a sorsa da bir cevap alamaz. Yavuz'a durumu anlattığında çocuk şok olur. O da önce katil olan Olcay'la sonra Agah'la konuşmak ister. Yarbay bu görüşmeleri ayarlar. Aynı zamanda Ağah'ın konuşacağından endişelen üstleri onu kurtarmak ister. Çolak ise zaten sevmediği bu adamı öldürmesi için o üstte çalışan bir adamın ailesini rehin alır. Ailesi ile tehdit edilen adam zaten teknisyen olarak çalıştığı üsse; çaresiz Agah'ı öldürmek için girer. Tam o sırada Olcay'dan istediği cevapları alamayan Yavuz da Agah'ın yanına girmek üzeredir.
Bahar'ın çalıştığı mülteci kampındaki hastalık bulaşıcı değilmiş. Salgın tehlikesi kalkınca hastaları hastaneye götürürler ama bölüm sonuna doğru hastaların durumu ağırlaşır.
Hafız geçen bölüm öldürdüğünü zannettiğimiz karısını öldürmesine neden olan kadını meğerse öldürmemiş; hatta iyileştirmeye çalışmaktaymış. Kadın terörist onu kendisini öldürmesi için kışkırtsa da kadını öldürmez.
Akşam Hafız'a moral olsun diye herkes toplanır ve yemek yerler. Yemek çıkışı Bahar ve Tolga yürürlerken gerçekten isteyerek öpüşürler. Eylem ise kardeşi ile tehdit edilmektedir ve görevi olarak Fethi'den bilgi alması gerekmektedir. Adama bir kolye hediye eder. Fethi çok sevinir.
Ateş casusların adının yazılı olduğu bu defter ile ilgili öğrendiklerini Erdem Yarbay'a anlatır. Yarbay hemen Hafız önderliğinde bir ekibi sınır ötesinde Ateş'in yanına gönderir. Defterin para karşılığında değiştirileceği yer; bir bahis karşılığında dövüş yapılan yerdir. Ateş bahisçileri Keşenlı'nın dövüşmesi için ikna eder. O da teslimatı gözlemektedir. Teslimat yapılınca dışarıda bekleyen Hafız ve grubu defteri alıp yola koyulur.
Eylem; Fethi'yi verdiği kolye aracılığıyla dinlemektedir. Defteri aldıklarını ve nerede olduklarını öğrenince amirlerine haber verir. Ama konuşmalar sırasında Fethi'nin arkadaşlarıyla konuşurken kendisini sevdiğini söylediğini duyunca dayanamaz ve Fethi'ye kendisini ele vererek uyarır. Tam da gerçekten onlara tuzak kurulan yerin bir kaç metre ötesinde Eylem'in ihanetini ve tuzağı duyup kalakalırlar.
Hırsız memur annesinin evine saklanıp ardından oraların bir ağasına 50 bin dolara satar. Ateş; sınır ötesinde defterin peşindedir. Hırsızın annesinin evine Çolak'ın adamlarıyla geldiğini gördüğünde doğru yerde beklediğinden emin olur. Defteri satıp hayatını kurtardığını zanneden hırsız eve gelince Çolak ile karşılaşır. Çolak adamın defteri ağaya sattığını öğrenince üstü olan adama söyler. Adam ağayı arayıp 1 milyon dolara geri almayı kabul eder. Çolak; hırsızın ölüm emrini verip gider. Hırsızı kurtarıp defterin akibetini öğrenmek Ateş'e düşer.
Yarbay; Yavuz'un annesi Gülümser'in ölümünü Agah'a sorsa da bir cevap alamaz. Yavuz'a durumu anlattığında çocuk şok olur. O da önce katil olan Olcay'la sonra Agah'la konuşmak ister. Yarbay bu görüşmeleri ayarlar. Aynı zamanda Ağah'ın konuşacağından endişelen üstleri onu kurtarmak ister. Çolak ise zaten sevmediği bu adamı öldürmesi için o üstte çalışan bir adamın ailesini rehin alır. Ailesi ile tehdit edilen adam zaten teknisyen olarak çalıştığı üsse; çaresiz Agah'ı öldürmek için girer. Tam o sırada Olcay'dan istediği cevapları alamayan Yavuz da Agah'ın yanına girmek üzeredir.
Bahar'ın çalıştığı mülteci kampındaki hastalık bulaşıcı değilmiş. Salgın tehlikesi kalkınca hastaları hastaneye götürürler ama bölüm sonuna doğru hastaların durumu ağırlaşır.
Hafız geçen bölüm öldürdüğünü zannettiğimiz karısını öldürmesine neden olan kadını meğerse öldürmemiş; hatta iyileştirmeye çalışmaktaymış. Kadın terörist onu kendisini öldürmesi için kışkırtsa da kadını öldürmez.
Akşam Hafız'a moral olsun diye herkes toplanır ve yemek yerler. Yemek çıkışı Bahar ve Tolga yürürlerken gerçekten isteyerek öpüşürler. Eylem ise kardeşi ile tehdit edilmektedir ve görevi olarak Fethi'den bilgi alması gerekmektedir. Adama bir kolye hediye eder. Fethi çok sevinir.
Ateş casusların adının yazılı olduğu bu defter ile ilgili öğrendiklerini Erdem Yarbay'a anlatır. Yarbay hemen Hafız önderliğinde bir ekibi sınır ötesinde Ateş'in yanına gönderir. Defterin para karşılığında değiştirileceği yer; bir bahis karşılığında dövüş yapılan yerdir. Ateş bahisçileri Keşenlı'nın dövüşmesi için ikna eder. O da teslimatı gözlemektedir. Teslimat yapılınca dışarıda bekleyen Hafız ve grubu defteri alıp yola koyulur.
Eylem; Fethi'yi verdiği kolye aracılığıyla dinlemektedir. Defteri aldıklarını ve nerede olduklarını öğrenince amirlerine haber verir. Ama konuşmalar sırasında Fethi'nin arkadaşlarıyla konuşurken kendisini sevdiğini söylediğini duyunca dayanamaz ve Fethi'ye kendisini ele vererek uyarır. Tam da gerçekten onlara tuzak kurulan yerin bir kaç metre ötesinde Eylem'in ihanetini ve tuzağı duyup kalakalırlar.