Geçen bölüm Yiğit şirkete yakın bir cafe de Pırıl ile karşılaşmıştı. Oraya gelen Deniz durumu görünce ortalıktan kaybolur. Yiğit'i arayıp patronun çağırdığını söyleyerek kurtulur
Yiğit şirkette yapılan çalışmaların hiçbirini beğenmez. Tuna'nın daha rahat bir ortamda çalışsak diye yaptığı öneriyi de tersler. Akşam spor salonunda İrem ile karşılaşır. Babası ile konuştuğu için irem'in keyfi yoktur. Berber yürüyüşe çıkarlar dertleşirler sonrasında basket oynarlar.
Yiğit 20.yıl sayısının kapağını ünlü fotoğrafçı Cengiz Tarhan'a çektirtmek için randevu alır. Tuna'nın azizliği sayesinde Yiğit'i havaalanına götürme işi Deniz'e kalır. Yolda defalarca kez nereye gideceksiniz diye sormasına rağmen Yiğit'ten cevap alamayınca Sabiha Gökçene gider. Sonra kestirme ve boş diye girdiği yolda trafik olunca gene Yiğit'in acımasız eleştirilerine hedef olur. Randevuya 55 dakika geç gider. Fotoğrafçı onun tarzını duymuştur ve ona tavırlı davranır. Deniz içeriye girip konuşmaya dahil olur. Adam onu komik bulur ve olayı kabul eder.
Yiğit ona kızar ve epey ağır konuşur. "Sana acıyorum falan" der. Deniz de ona "Asıl ben size acıyorum" diye karşılık verir. Deniz akşam Tuna ile beraber köfte yemeye gider. Hindistandan gelen bozuk bir çayı içince sarhoş gibi olur. Yiğit'i arayıp epey bir saçmalar. Aslında kim olduğunu tam söyleyecekken sadece "Pis herif" demekle yetinir.
Ertesi gün Yiğit bu olayı yüzüne vurmaz. Zaten birgün önce de o Deniz'e haksız yere yüklendiğinin farkındadır. Çünkü konsatre olduğunda kızın hangi havaalanı dediğini duymamıştır. Yiğit şerefine bir pati düzenlenir ama Yiğit katılmaz. İçtiği bir hap yüzünden asansörlerin orada bayılır. Tuna onu sırtında taşır ve Deniz'in yardımıyla kaldığı otel odasına bırakırlar. Deniz buzdolabında sudan başka birşey olmadığını görüp çocuk için üzülür. Çıkışta Tuna'nın kendine yaptığı bir şakaya kızar. Çocuk kardeşime benzettiğim için diye açıklama yapar ama Deniz ona "Git kardeşine yap ozaman o şakayı" der. O zaman öğrenir ki Tuna'nın kardeşi 6 yaşındayken ölmüş
Deniz telefonunu odada bıraktığını fark eder. Kart odada olduğundan kapının şifresini Yiğit'in bilebileceği bir tarih girerek bulur. İçeri girdiğinde yarım olan puzzle tablosunu görür. Yiğit'in ona seslenmesi ile panik olan Deniz tabloyu düşürür.
Yiğit şirkette yapılan çalışmaların hiçbirini beğenmez. Tuna'nın daha rahat bir ortamda çalışsak diye yaptığı öneriyi de tersler. Akşam spor salonunda İrem ile karşılaşır. Babası ile konuştuğu için irem'in keyfi yoktur. Berber yürüyüşe çıkarlar dertleşirler sonrasında basket oynarlar.
Yiğit 20.yıl sayısının kapağını ünlü fotoğrafçı Cengiz Tarhan'a çektirtmek için randevu alır. Tuna'nın azizliği sayesinde Yiğit'i havaalanına götürme işi Deniz'e kalır. Yolda defalarca kez nereye gideceksiniz diye sormasına rağmen Yiğit'ten cevap alamayınca Sabiha Gökçene gider. Sonra kestirme ve boş diye girdiği yolda trafik olunca gene Yiğit'in acımasız eleştirilerine hedef olur. Randevuya 55 dakika geç gider. Fotoğrafçı onun tarzını duymuştur ve ona tavırlı davranır. Deniz içeriye girip konuşmaya dahil olur. Adam onu komik bulur ve olayı kabul eder.
Yiğit ona kızar ve epey ağır konuşur. "Sana acıyorum falan" der. Deniz de ona "Asıl ben size acıyorum" diye karşılık verir. Deniz akşam Tuna ile beraber köfte yemeye gider. Hindistandan gelen bozuk bir çayı içince sarhoş gibi olur. Yiğit'i arayıp epey bir saçmalar. Aslında kim olduğunu tam söyleyecekken sadece "Pis herif" demekle yetinir.
Ertesi gün Yiğit bu olayı yüzüne vurmaz. Zaten birgün önce de o Deniz'e haksız yere yüklendiğinin farkındadır. Çünkü konsatre olduğunda kızın hangi havaalanı dediğini duymamıştır. Yiğit şerefine bir pati düzenlenir ama Yiğit katılmaz. İçtiği bir hap yüzünden asansörlerin orada bayılır. Tuna onu sırtında taşır ve Deniz'in yardımıyla kaldığı otel odasına bırakırlar. Deniz buzdolabında sudan başka birşey olmadığını görüp çocuk için üzülür. Çıkışta Tuna'nın kendine yaptığı bir şakaya kızar. Çocuk kardeşime benzettiğim için diye açıklama yapar ama Deniz ona "Git kardeşine yap ozaman o şakayı" der. O zaman öğrenir ki Tuna'nın kardeşi 6 yaşındayken ölmüş
Deniz telefonunu odada bıraktığını fark eder. Kart odada olduğundan kapının şifresini Yiğit'in bilebileceği bir tarih girerek bulur. İçeri girdiğinde yarım olan puzzle tablosunu görür. Yiğit'in ona seslenmesi ile panik olan Deniz tabloyu düşürür.
Hiç yorum yok:
Write comments