Cesur geçen bölüm evi yanmaya başladığında astımı olan Tahsin Korludağ'ı sırtına alarak dışarı çıkarır ve üzerine düşen tahtalar yüzünden yaralanır. Tahsin bey minnettarlığını göstermek için onun evini yaptırmaya evi yapılana kadar da evinde misafir olarak kalmasını rica eder. Cesur hemen kabul eder. Sühan ona gereken ilgiyi gösterir.
Cahide Bülent'in elinin acıdığını ve yanmış olduğunu fark edip adamı sıkıştırır. O da "Tahsin beyin içerde olduğunu bilmiyordum. Cesur'a kızmıştım ve çok sarhoştum" diye itiraf eder. Kadın kimseye söylemez ama bir iyilik hakkı olmuştur.
Bülent Sühan'a da Cesur'a da kızgındır. İstanbul'a gider. Bir barda içmeye başlar ve orada Cahide'nin para ile tuttuğu hamile kadınla karşılaşır. Gece beraber olurlar. Sabah Cahide eve gelir ama Bülent'i görmeden adam gider. Bülent de Cahide'yi görmemiştir elbette. Artık kadını daha sıkı takip etmektedir. Kamera ile telefondan sürekli konuşmaktadırlar. Kocası da sürekli telefonunun meşgul olmasından ve sürekli telefonun elinde olmasından sızlanmaya başlar.
Tahsin Korludağ neredeyse ölmek üzere olduğunun acısını tüm kasabadan çıkarır. Eger 24 saat içinde suçlu bulunmazsa tüm kasabanın senetlerini icraya vereceğini söyler ve verir de. Parfüm firmasında da çalışan işçiler Tahsin beyin kendilerine suçlu muamelesi yapmasına ve tehdit etmesine kızmışlardır. İşi bırakma tehdidinde bulunurlar ama Sühan isterlerse gidebileceklerini ama Korludağ'ın onlara sağladığı olanaklardan olacaklarını söyleyince işlerine geri dönerler.
Bir tek Mihriban tefecilik yaptığı hakkında suç duyurusunda bulunsa da pek ciddi bir karşılık görmez. Cesur'a gidip hala düşman olup olmadığını sorgular. Tahsin ile savcılıkta restleşince adam ona gelinlik yollar. O da gelinliği Adalet'in evinin önünde yakar ve Tahsin'in arabasına "Korludağ ormanında esrarengiz ceset" başlıklı eski bir gazete bırakır.
Bu bölümde Cesur'un ailesi ile ilgili küçük tiyolar verildi. Ailesi eskiden çok zenginmiş ama batmak üzereyken evlerindeki tabloları satıp kurtulabilecek; hatta artan para ile iş kurabileceklerdir. Dedesi kabul etmeyince bir ressama tabloların taklitlerini yaptırtıp çaktırmadan satacakmış Bu planını askerdeki bir arkadaşına anlatınca o bu planı ve hayatı çalmış. O kişi de Tahsin beymiş. Ama Tahsin bey bu olayı ve aileyi sanki kendisininmiş gibi anlatmaktaydı. Bu durum Cesur'u daha da deli eder.
Kemal Cesur'un evinin önünde yangın gecesine ait kırık bir viski şişesi bulur. Üzerinde kan izi vardır. Bu bilgiyi sevgilisine, sevgilisi Sühan'a anlatır. İki kız konuşurken Cahide bunu duyar ve gece gizlice kanı ve parmak izini temizler. Bülent'in bir borcu daha olmuştur. Cesur sabah kalktığında kırık şişenin üzerindeki izlerin temizlendiğini görür.
Sühan'ın kendisini sorguladığını anlayan Cesur bir oyun düzenler. Sühan'ın kendisini takip ettiğini bilerek önceden planladığı gibi sahte kendi aile mezarlığına, bir borsa firmasına, ailesine ait bir hatıra ormanına gider. Kadın da onu takip etmektedir. En son sevgilisi avukat ile buluşur ve sonra Sühan'a izini kaybettirir. Sühan adamın bankadaki hesabının adresi üzerinden Bebek'te bir eve ulaşır. Zile basar. Kapıyı Cesur açar. Avukat kızın kucağındaki bir erkek çocuk "Baba" der.
Cahide Bülent'in elinin acıdığını ve yanmış olduğunu fark edip adamı sıkıştırır. O da "Tahsin beyin içerde olduğunu bilmiyordum. Cesur'a kızmıştım ve çok sarhoştum" diye itiraf eder. Kadın kimseye söylemez ama bir iyilik hakkı olmuştur.
Bülent Sühan'a da Cesur'a da kızgındır. İstanbul'a gider. Bir barda içmeye başlar ve orada Cahide'nin para ile tuttuğu hamile kadınla karşılaşır. Gece beraber olurlar. Sabah Cahide eve gelir ama Bülent'i görmeden adam gider. Bülent de Cahide'yi görmemiştir elbette. Artık kadını daha sıkı takip etmektedir. Kamera ile telefondan sürekli konuşmaktadırlar. Kocası da sürekli telefonunun meşgul olmasından ve sürekli telefonun elinde olmasından sızlanmaya başlar.
Tahsin Korludağ neredeyse ölmek üzere olduğunun acısını tüm kasabadan çıkarır. Eger 24 saat içinde suçlu bulunmazsa tüm kasabanın senetlerini icraya vereceğini söyler ve verir de. Parfüm firmasında da çalışan işçiler Tahsin beyin kendilerine suçlu muamelesi yapmasına ve tehdit etmesine kızmışlardır. İşi bırakma tehdidinde bulunurlar ama Sühan isterlerse gidebileceklerini ama Korludağ'ın onlara sağladığı olanaklardan olacaklarını söyleyince işlerine geri dönerler.
Bir tek Mihriban tefecilik yaptığı hakkında suç duyurusunda bulunsa da pek ciddi bir karşılık görmez. Cesur'a gidip hala düşman olup olmadığını sorgular. Tahsin ile savcılıkta restleşince adam ona gelinlik yollar. O da gelinliği Adalet'in evinin önünde yakar ve Tahsin'in arabasına "Korludağ ormanında esrarengiz ceset" başlıklı eski bir gazete bırakır.
Bu bölümde Cesur'un ailesi ile ilgili küçük tiyolar verildi. Ailesi eskiden çok zenginmiş ama batmak üzereyken evlerindeki tabloları satıp kurtulabilecek; hatta artan para ile iş kurabileceklerdir. Dedesi kabul etmeyince bir ressama tabloların taklitlerini yaptırtıp çaktırmadan satacakmış Bu planını askerdeki bir arkadaşına anlatınca o bu planı ve hayatı çalmış. O kişi de Tahsin beymiş. Ama Tahsin bey bu olayı ve aileyi sanki kendisininmiş gibi anlatmaktaydı. Bu durum Cesur'u daha da deli eder.
Kemal Cesur'un evinin önünde yangın gecesine ait kırık bir viski şişesi bulur. Üzerinde kan izi vardır. Bu bilgiyi sevgilisine, sevgilisi Sühan'a anlatır. İki kız konuşurken Cahide bunu duyar ve gece gizlice kanı ve parmak izini temizler. Bülent'in bir borcu daha olmuştur. Cesur sabah kalktığında kırık şişenin üzerindeki izlerin temizlendiğini görür.
Sühan'ın kendisini sorguladığını anlayan Cesur bir oyun düzenler. Sühan'ın kendisini takip ettiğini bilerek önceden planladığı gibi sahte kendi aile mezarlığına, bir borsa firmasına, ailesine ait bir hatıra ormanına gider. Kadın da onu takip etmektedir. En son sevgilisi avukat ile buluşur ve sonra Sühan'a izini kaybettirir. Sühan adamın bankadaki hesabının adresi üzerinden Bebek'te bir eve ulaşır. Zile basar. Kapıyı Cesur açar. Avukat kızın kucağındaki bir erkek çocuk "Baba" der.
Hiç yorum yok:
Write comments