Star'ın Cuma akşamları ekrana gelen ve gayet güzel reytingler alan dizisi İstanbullu Gelin, kendisini yine ilgiyle izletti. Adem’in düğünün sonunda yaptığı açıklama, patlattığı bombanın tesiri çok büyüktü. Murat atladı Adem’in üstüne, yumrukladı. Diğerleri bozuntuya vermeden oradan uzaklaşmaya çalışıyordu. Dilara çok kötü oldu. Aylardır her ayrıntısıyla tek başına ilgilenip hazırlandığı düğününün, Adem’in şovuna dönüşmesi yıktı kızcağızı.
Akşamın şoku, konakta kavga, öfke, üzüntü olarak devam etti. Fikret, İpek’le konuşurken, “Biri de Adem’i anlaşmaya çalışsın. Bütün bunlar başımıza Adem’i yok saydığımız için geldi; bir kere de görelim şu adamı” diye isyan etti. Haklılık payı yok mu, var.
Bu arada, ortada olmayan iki kişi, Senem ile Akif, birliktelermiş meğer. Süreyyalar gelince, yine aynı dolaba saklanıyor Akif.
Dilara “boşanacağım, nikahı iptal ettirelim” diye tutturmuştu ama Adem gelip yalvarıp yakardı ve kendini affettirdi.
Avukat Garip, Adem’in bu yaptığından sonra kızıp davayı bırakır diye düşünmüştüm, ama tam tersini yaptı, kurnazca taktikler verdi ona. “Faruk’un zayıf noktasını bulmalısın” dedi, Adem de da Süreyya üzerine oynamaya karar verdi. Bunun için de gidip Süreyya’nın avukatı Can’a tanıdığının kulübünde şarkıcılık işi ayarladı. Süreyya ile Can bir arada olsun, Faruk da kıskançlıktan çıldırsın ve yanlış adımlar atsın, diye herhalde.
Faruk zaten yeteri kadar kıskanıyor Süreyya’yı. Gidiyor geliyor, tekrar konuşuyor sevdiği kadınla. Süreyya da itiraf etti, deli gibi aşık olduğunu ama artık yapamayacağını da söyledi. Biz bir şeyleri, en önemlisi güveni kaybettiklerini, sürekli kavga edeceklerini söyledi; “Artık olmaz” dedi.
Faruk, Adem’in bütün şoförlerini daha fazla maaş ile işe aldı. Delirdi Adem, geldi konuşmaya, Faruk meydan okudu. Fikret ise abisinin yaptığını onaylamıyor, Faruk’u engellemeye kararlı.
Akif geldi, Senem’de kalan saatini istedi. Saati alıp gidecekti, ama öyle olmadı, apar topar kucakladılar birbirlerini.
Süreyya konaktaki eşyalarını almak için gelecekti. Esma da konuşmak için Begüm’ü çağırdı ve onunla uzun bir konuşma yaptı. “Yıllar önce gösteremediğin cesareti göster ve oğluna hak ettiği aileyi ver” dedi. Süreyya eskileri düşünerek ağlaya ağlaya geldi. Esma ise karşılaşmaları için Begüm’ün orada kalmasını sağladı. Begüm’ü zorladı, “Kararını ver, tam destek arkandayım” dedi. “Eğer söyleyecek bir sözün varsa karşısında dur. Ona artık buraya ait olmadığını göster” dedi. Süreyya geldi, begüm onun karşısında durdu ve “konuşalım” dedi. Ve konuştular. Çok zor ve sert bir konuşma oldu bu. Begüm Süreyya’yı suçladı. “Ben zamanında hata yaptım aşkım için savaşmadım, şimdi sen de aynı şeyi yaptın. Ama ben akıllandım, çocuğumun babasından vazgeçmeyeceğim” diyerek meydan okudu Süreyya’ya.
Eşyalarını almak için eski odasına gittiğinde orada İpek’i görünce iyice kötü oldu. Eşyalarını aldı ve çıktı. Bu sefer de Esma Hanım çıktı karşısına, eve ilk gün geldiğinde söylediklerini hatırlattı Süreyya’ya. Ne acımasız bir kadın.
Süreyya neler söyledi ona; “Sizde sevgi ve merhamet yok. Bu evin bir annesi yok, bu evin bir yöneticisi var. Çocuklarının acılarını omuzlarına rütbe yapan bir yönetici. Siz haklı olmayı, mutlu olmaya tercih ediyorsunuz. Ben size zannettiğiniz kadar kızamıyorum” dedi. Ne kadar doğru sözlerdi bunlar.
Süreyya’nın gelip eşyalarını aldığını duyan Faruk da kararını verdi, “Bitti bu iş, boşanıyoruz” dedi. Ve aynı akşam boşanma protokolü ve çek Süreyya’nın eline ulaştı.
Hiç yorum yok:
Write comments