12.12.2017

Çukur 8. bölümde işler iyice karıştı, beklenen fırtına koptu


YamaçVartolu'nun Mihriban türküsü ile ilgili takıntısını öğrenmişti geçen bölümde. Mihriban'ın kim olduğunu öğrenmenin peşine düştü şimdi de. Koçovalılar, tombala oynatmaya başladılar. Selim istemişti bu işi yapmayı, İdris de kabul etmişti. Büyük bir ilgi gösterildi tombalaya, mekan doldu taştı.

Selim'in karısı Ayşe'nin oynadığı oyun sonucu Nedret, Sultan Hanım'a karşı zor durumda kaldı.Ayşe, Emmi'ye Nedret'in zor durumda olduğunu  söyledi, "Onu biraz dışarı çıkarıp hava aldırsan iyi olur" diye kandırdı adamı. Tabii ki iyi birşey düşünmüyor, kocasının dediğini yapıyor. Emmi'yi aileye kötü göstermek, ailenin gelinine kötü gözle bakıyor gibi göstermek için bu oyunu oynuyorlar. ...Sena'yı da bu işte kullanmak için kızın vicdanına oynadı, "Yarın dışarı çıkmaları için seni yardımına ihtiyacımız var" dedi.

Sadettin, Koçovalılar için çalışan adamlara saldırdı. Yamaç, önlemleri sıkılaştırmaları için emir verdi. Çukur sakinleri ise birbirlerini koruyorlar, gruplar halinde işe gidiyorlar. Celasun ise Sadettin'in gözüne girecek şeyler yapıyor. Koçovalıların silah işine polis baskını yapılması için ihbarda bulundular. Ama tam o sırada otobüste giden Meke'ye mesaj geldi; "Baskın basanındır" diye. Tabii o da hemen Yamaç'a haber verdi. O da adamlarını uyardı. Polis ekipleri gelince oyaladılar onları, bu arada bütün silahlar saklandı. Celasun'un yanındaki çocuk, yani arkadaşıymış mesajı atan, bunu flashback olarak gördük.
Celasun,   burada oturmak sana yakışmaz, diyerek Vartolu'yu; Koçovalıların malikanesine komşu bir eve götürdü, orayı aldı Sadettin.

Celasun, Akşin gelsin diye uçurtma saldı, kız görmedi, kuzeni gitti oraya. "Akşın niye gelmedi" deyince de "Onunla işim olmaz" dediğini söyledi. Halbuki kızcağız Celasun'u görebilmek için fırsat kolluyordu. Bir ümit çağırdığını söyledi Celasun. "Ben buradayım. Beni sevin, ulan biriniz de beni sevin" diye bağırdı, ağladı. Haklı kız, annesi sevgisiz, babası sevgisiz, kimse şevkat göstermiyor ona.

Sena Nedret'i dışarı çıkarttı. Bir yerde oturup sohbet ettiler Emmi'yle. Bir broş hediye etti Nedret'e. Akşam eve gelince kayınvalide dikildi karşılarına, hemen broşu gördü, "Ben aldım" dedi SenaSultan Hanım, Sena'nın, oğlunu da bu evi de zehirlediğini düşünüyor. Kararını verdi, "Sena bu evden gidecek, sen de bana yardım edeceksin" dedi Ayşe'ye. O dünden razı tabii.
Sena İdris Bey'e hiç birini öldürdünüz mü? diye sordu. "Evet" dedi adam. Onbeş yaşındayken babasını, on sekiz yaşındayken de abisini vurmuşlar. "Gerekiyorsa adam vururum" dedi. O sırada Yamaç, eskiyi hatırladı, "Ellerimde başkasının kanı var, senin yüzünden birini öldürdüm" diye bağırıyordu panik oluş bir halde. Demek ki Yamaç zamanında birini öldürmüş.

Kumburgazlı Serdar. diye bir adam tombalada 400 bin lira kaybedince bunların başına bela oldu. kahvehaneye gelip bağırıp çağırırken, dersini acı bir şekilde aldı. Parmağını sallıyordu, parmağından vurdular. Bunları Sena da izledi.
 Sonradan anladık ki, Serdar'ı Selim ayarlamış. Kumarda kaybet, gidip Yamaç'a posta koy, sana para vereceğim" demiş. Parmağım koptu diye feryat figan bağırıyor. "Koçovalalıları dünyadan sileceğim" diyor. Ne vicdansız, hain, kötü kalpli biri şu Selim. Ortalığı toza dumana kattı.

Emmi ile Paşa da Yamaç'a kırgınlar, güvensizlik meselesiyle ilgili. İdris Bey, yüzleşti onlarla, Yamaç'a da büyük bir ders verdi böylece. Gidip af diledi Yamaç ikisinden de. "Biz seni satmayız oğlum, babanı zaten satmayız" dediler. Ağladı, özür diledi. "Affetmek büyüklüğün şanından dedi." Birlikte rakı içtiler, dertleştiler. "Abiler beni yalnız bırakmayın. Fırtına geliyor, her an kopabilir" dedi Yamaç.

Serdar, adamlarıyla tombala mekanını bastı, kapıdaki adamları vurup içeri girdi. İdris'in başına tabancayı dayadı. Vartolu da mekandaydı. İdris'in vurulmasına izin vermeyecek gibi görünüyor. Oğlu olarak onunla yüzleşmeden, İdris'in ölmesine izin vermez.
 Diğer yanda, arkadaşının doğum gününü kutlamaya giden Sena dönüş yolunda kaçırıldı. Vurualn adamlardan biri, Yamaç'a haber verdi. Çıldırdı Yamaç. Bir depoda tutuluyor Sena, ağzı da gözleri de bağlı, sessiz sessiz bağırıyor.  Yanına gelen kişiyi görünce şaşırıyoruz, Selim. Bu kadarına da cesaret etmiş...

Hiç yorum yok:
Write comments