Melike 70'li yıllarda, sesi de kendi de güzel, şarkıcı olmaya çalışan bir kızdır. Hicran gazinosunun seçmelerini geçmiştir,sahneye çıkacaktır. Eve sevinçle gelir, haberi vermek için, görücüler vardır evde,babası onu evlendirmek istemektedir. Zor bir seçimle karşı karşıya kalır Melike. O kapıdan çıkarsan bir daha gelemezsin der babası. Çıkar Melike..
Melike de hakkını savunmaya çalışıyor. "Afişte niye fotoğrafım yok" diye. Daha ilk günden gazino sahibinin kardeşi Reşat ile tartışıyor. Daha sonra da ilk sahnesine çıkıyor, Melike Candan değil, Şengül Şen olarak, sahne ismi bu. Kemancı Ali ile dost oluyorlar.
Assolist Sevim Soylu'nun repertuarındaki şarkıları söylemek yasaktır. Ama Melike çok hırslıdır, "Gündüzüm seninle, gecem seninle" şarkısını söyler.
Melike onun şarkısını söylediği için Sevim Soylu kızıp gazinodan ayrılır. Rakip gazinoya gider. Gazino sahibi ahmet Bey orada yoktur, kardeşi Reşat panik olur. Melike ise çok sakindir, ben gidip geri getiririm onu der ve içeri girer. İçeride de patornun yanında Sevim Soydan'ın hamile olduğunu söyler. Kuliste kadının hamile odluğunu farketmiştir. Kadın mecburen geri döner. Kemancı Ali'yi hem dövmüşler hem de işten atmışlarıdr, Melike'nin söylediği şarkıyı çaldığı için.
Günümüzde ise aynı Melike, bir gece kulübünün tuvaletinde çalışmaktadır. Bir gün yolları Gökçe ile kesişir. O da şarkıcı olmaya çalışan bir kızdır. Her şeye boyun eğen annesi ve huysuz üzey babası ile yaşayan
Gökçe, "Tek suçlu, çekip giden sen" diye gönderemediği mektuplar yazıyor hiç tanımadığı babasına. Meşhur olmayı da babasını bulmak için istiyor zaten. Şöhrete giden yolun sonunda babasının olduğuna inanmaktadır. Meşhur olunca babasının, onun şöhretiyle övünmek için onu bulacağını, ona geleceğini düşünüyor. Bir kavga sonucunda evden çıkıp gidiyor
Gökçe de, aynı yıllar önce
Melike Candan'ın yaptığı gibi.
Gökçe bir adamla tanışmış, prodüktör arkadaşım var diye kandırıp ondan faydalanmaya kalkıştı, ama direndi, tokat atıp sonunda rabadan attı adam onu. Kadıncağız onu uyarmaya çalışmıştı, ama dinlemedi kız. Perişan halde otobüs durağında oturuken Melike görüyor onu, alıp evine götürüyor.
Melike Candan'ın manevi oğlu Tunahan da müzisyendir, gitarı ile ekmek parasını çıkarmaktadır. Gkçe'nin de şarkı söylediğini öğrenince birlikte sokaklarda çalıp söylemeye başlarlar.
Sokakta dinleyenlerden Uğur, onun görüntüsünü çekmiştir, videoyu ister Gökçe, öyle tanışırlar. Uğur'un bir gece kulübü vardır. Ve gizliden Melike Candan'ı izlemektedir. Onun eski albümleri elindedir.
Gökçe'yi dövüp arabadan atan adam gece kulübüne gelir, Melike onu oradan attırır. Hesap soracağım diye gider pislik adam.
Bu arada Uğur Gökçe'ye mekanında sahneye çıkmasını teklif eder, gel bir deneyelim der. Tunahan da Gökçe'nin annesinin mesajını görür, Melike o akşam, Gökçe'nin annesini arar, kadıncağızın içi rahat eder.
Melike Candan, kim olduğunu açıklar Gökçe'ye. Şöhret uğruna yarattığım nefretten dağların altında kaldım, kalabalıklaştıkça yalnızlaştım diyerek anlatır çöküş hikayesini. "Sen de benim gibi burnunun dikine gidiyorsun, yapma ne olursun, söz dinle diyerek Gökçe'yi uyarır Melike.
Annenle konuştuk, baban hayatta mı der Melike. Bilmem diye cevap verir Gökçe. Sabah bir bakar, Gökçe gitmiştir. Melike telaş eder, ama eve dönmüştür kız. Sonra da arkadaşımla buluşacağım diyerek gece kulübüne gider sahne almak için.
Gökçe, gece kulübünde sahneye çıkar. O ilk kez sahneye çıktığı şarkı söylediği saatlerde Melike
Candan'ın tuvaletinde çalıştığı gece kulübüne baskın yapılır. Baskını yapan kişiler de Gökçe'yi arabadan atıp daha sonra da gece kulübünden atılan Atakan denen zengin züppesidir. Kurşunlar peş peşe yağar, Melike Candan da vurulur.