nacizane :) etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
nacizane :) etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

19.06.2009

Aşk_ Memnu Kaldırılsınnnn :)

Aşk_ı Memnu kaldırılsın diye bir kampanya başlatacağım arkadaşlar. Çok fena tepemi attırıyor bu tip diziler. Dün akşam sezon finali yapmışlar; iyi halt etmişler. Yahu ne biçim sahneler vardı öyle. İnsanın acayip moralini bozuyor, çiftleri birbirinden soğutuyorlar. Olan var, olmayan var. Söyleyin bana kaçınızın erkek arkadaşının vücudu Kıvanç Tatlıtuğunki gibi (çiroz kızda güzel tabi ama adını bilmiyorum, öğrenmeye niyetim de yok:)) hangimiz birbirimize öyle bakışlar atıyoruz :)
Hadi ama yapmayın dürüst olalım biraz :) Seyrederken nefesimizi tuttuğumuz bu sahneler film bitince içimizi acıtıyor, iç geçirtiyor. Niye bizimde böyle aşklarımız yok diye hayıflanmıyor musunuz? veya niye benim beraberliğimde böyle bakışlar yok demiyormusunuz? Kaldırsınlar bu tip dizileri, kaldırsınlar şu zayıf kızları, kaldırsınlar kimin eli kimin cebinde belli değil senaryoları.

Hı bide ikinci olarak mesajlara geri dönmeyen tipleri kaldırsınlar dünya üzerinden :) bir arkadaşa mesaj attım 4 haftadır cvp verecek :) offf offf insan saygısız olmaya görsün

15.03.2009

The Dresden Files

Geçen hafta bir arkadaşımdan "The Dresden Files" isimli bir dizinin dvd.sini aldım. Ben beğendim. 2.sezonunu seyretmeyi iple çekiyorum. Sanırım Sci-fi kanalında yayınlanmış. 1.sezon 12 bölümünü içeriyordu. Vampirler, kurt adamlar, gizli güçler falan var. Kahramanımız bana örümcek adamı hatırlattı. Tıpkı onun gibi parasızlık çekiyor, geçmişe dair vicdan azapları var ve güçlerini herkesten saklıyor. Ama daha çok Buffy ve Angel tarzı bir dizi. İnternetteki en güzel anlatımı için tıklayın

22.02.2009

Bir Alışverişkoliğin İtirafları

Film 20 Şubatta gösterime girdi. Recep İvedikle aynı zamana denk geldiği için hiçbir sinema salonunda afişlerini göremedim . Ama sevgli arkadaşlarım kesinlikle gitmek istiyorum. Çünkü Sophie Kinsella'nın artık seri hale gelmiş "alışverişkolik" serisini çok severek okurum. Tüm kitapları bende mevcut. Klasik kitaplardan veya monoto hayatından sıkılmış tüm bayan arkadaşlarıma okumaları için ödünç vermişimdir. Ve sonuç hep aynı; çok beğenilmiştir. Umarım şişko İvedik kızcağızın üzerinden kalkar da, bizde çılgın Becky'le tanışabiliriz :)

Recep İvedik 2

Evet arkadaşlarım Recep İvedik 2'ye bende gittim. Çok inat edip Birincisine gitmemiş hatta tv.de yayınlandığında bile seyretmemiştim. Ben küfür edilerek yapılan komedilerden hoşlanmıyorum. Akılcı hikayeleri seviyorum. Hele öyle kıllı, küfürlü, kaba bir adamın abartılı hareketlerine tahammül edemem. Beğenenlere saygı duyarım ama ben almıyım :) Bu filme de evde oturmaktan sıkıldığım ve kız kardeşimin gitmek istemesine karşı koyamadığım için gittim. Malum pazartesi, perşembe gnctrkcll günü.. 1 alana 1 bedava.. Kardeşime eşlik ettim. Ama tam tahmin ettiğim gibi hiç beğenmedim. Bazı sahnelerde suratımı buruşturdum, bazılarında ne diyor diye dönüp sordum. 1sini seyreden kişilerden de fikirlerini aldım; onlarda pek beğenmemiş. Recep İvedik1 daha iyiydi diyorlar. Zaten internette dolaşan görüntüler en komikleri. Para verip gitmeye gerek yok bence. Nacizane fikrim bu.. Ama nasıl oluyorsa kapalı gişe oynuyor. Cevahir alışveriş merkezinde 5 salonda birden oynuyordu.. Allahım ne günlere kaldık :)

Banjamin Button'ın Uzuuuun Hikayesi :)

Bir süre önce Benjamin Button'ın Tuhaf Hikayesi isimli filme gittim. Hemen uyarıyım; 3saat sürüyor. Başlangıçtaki reklamlar ve ara ile birlikte 3,5 saati buldu sanırım. Güzel hayal edilip bulunmuş bir senaryo ama çok eksiklikler ve olası olmayan durumlar mevcut. Ayrıca daha kısa çekilebilirmiş. Bazı yerleri çok kısa geçilmiş, bazı kısımları fazla uzun anlatılmış. Doğduğunda bir yaşlının organlarına yüzüne sahip olan bir bebek sonra gittikçe gençleşiyor ve kimse anormalliği farketmiyor ve araştırmıyor. Bizde olsa Tv programlarına malzeme olurdu herhalde :) En olası olmayan kısım, zaman geçtikçe gençleştikten sonra çocukluğa hatta bebekliğe vucudun geri döndüğü kısımlar. Gerçi bana da sormak lazım "kazanın doğurduğuna inanıyorsun da, öldüğüne mi inanmıyorsun :)"

18.12.2008

Muro yorum

Evet Muro'muz vizyona girdi.. Pekçok kişi sinema salonlarına koştu.. Kurtlar Vadisi'ni hiç seyretmemiş biri olarak, bu diziden fırlamış bir karakteri sevip sevmeyeceğimi bilemedim. Bi de bu diziye çok atıfta bulunuyorsa anlayıp anlamıyacağımı da kestiremedim.
Bu iki sebepten dolayı adımlarımı biraz seyrek attım, önceliği başka filmlere verdim. Yorumuma gelince: diziyle bağlantılı değil ama amiyane tabirle bu Muronun neci olduğunu anlamanız için genede biraz bilmek gerekiyor herhalde.. Komik bir filmdi ama "Aşk Tutulması" gibi değil.. Daha çok küfürlere, ayıpçı sözlere, Muronun ve adamlarının saçma hareketlerine gülüyorsunuz. Film okadar basit bir konu üzerinde ilerliyor ki anlatamam.. Jönlerimizi :) haberleri olmadan 2 rus hayat kadınıyla evlendiriyorlar. Onlarda bu 2 bayanı aramak için birbirinden komik olaylar yaşıyorlar.. Eşlerini sormak için tanıştıkları rus hayat kadınlarının bu kabadayılara siz bize evli olduğunuzu niye söylemediniz diye çıkıştıkları hatta gönül koydukları kısımlar bayagı bir saçmaydı:) Bu koca koca adamlarda ezilip büzülüp kadınlara laf anlatmaya çalıştılar.. Ve filmin 2. bölümünü çekebilmek için alakasız bir yerde filmi bitiriyorlar.. Film komik olmasına komik ama içi bomboş.. Benim nacizane fikrim DVDsinden izleseniz kafi :)

16.12.2008

Dünyanın Durduğu Gün Yorum

Dün kardeşim ve arkadaşlarıyla Cevahirde bu filme gittik. Hemen belirteyim ki oldukça beğendim. Sanırım 20yıl öncesinde olsa bu filme bilim kurgu derdik ancak artık malesef olası gerçekleri gözümüze sokmak için yapılmış, gayet güzel mesajları olan bir yapım denebilir...
Uzaylıları öcü gibi gösteren filmlerden edindiğim önyargıyla filmin başlarını hep tedirgin seyrettim. Biryerlerden yaratıklar çıkacak, saldıracak falan diye bekledim.. Oysaki tek uzaylı Keanu Reeves'ti.
Verilen mesajlar etkileyiciydi:
Dünyamıza niye geldiniz sorusuna "Sizin Dünyanız mı? Bu dünya sadece sizin değil, burda binlerce yaşam formu var ve sırf sizin umursamazlığınınz yüzünden diğerlerinin ölmesine izin verilemez" diye cvp verdi.. Neden geldiniz sorusunu ise "Dünyayı kurtarmak için" diye yanıtladı.. Sonradan öğrendik ki megerse dünyayı bizden kurtarmaya gelmiş :( Lütfen şaşırmayın; dediği malesef doğru. Bu hızla tüketmeye, umursamamaya devam edecek olursak malesef dünyamızı yok edeceğiz..
Daha şimdiden pekçok hayvan ve bitki türünü yok ettik.. Ozon tabakasını deldik, artık 40 faktör güneş kremi sürmeden güneşe çıkamıyoruz.. Kış ayında yaşadığımız bu sıcak havalara bakarak küresel ısınmanın bir efsane olmadığını farkediyoruz.. Bırakın karı, doluyu, yağmur bile yağmıyor artık, yiyecekler hormonlu, tüm yaşantımız elektronik eşyalarımızın radyasyonuyla harmanlı...
Ve biz adımız gibi bildiğimiz bu gerçeklere gözümüzü kapatmaya devam ediyoruz arkadaşlar...
Filmdeki en önemli diğer mesajlar;
Amerikalıların önce biz bunları bi vurup öldürelim. Sonra özür dileriz mantığına değinmişlerdi.. Daha ne için geldiklerini bilmeden ateş açıldı.. Adam liderlerle konuşmak istiyorum diyor bunlar önce sorgulamaya almak istediler. Tedavi etmek yerine, içini açıp bakmaya çalıştılar. Uzlaşmak yerine yok etmeye çalıştılar falan filan.. Hı bi de Amerikalı yetkili kendini herkonuda dünyanın tek söz sahibi olarak görüp müdaheleler kararlar aldı çok kızdımm.. Bir ayakkabı da ben fırlatmak istedim :) Arada "cık cık cık" diye sesler çıkardım.. Çok haksızlık ettiler uzaylı Keanu Reever'imize..
Kesinlikle Matrixle karşılaştırılmamalı, kaçma kovalamaca sahnelerinin azlığı değil, neden kaçmak zorunda kaldığı sorgulanmalı bence.. Biraz felsefesi düşünülmesi gereken bir film.. Sonuçta gittiğim için çok memnunum..
Artı eksilerini tartışmak yerine iyiki bu filmi çekmişler demeliyiz; çünkü yaşlı bir profesör geçipte dünyayı mahfettiğimizi anlatsa muhtemelen dinlemeyiz ancak film, tüm mesajlarıyla pekçok seyirciyle buluştu ve mesajlar az bir seyirci kitlesine dahi farkındalıkta katsa yine de kar kardır diye düşünüyorum..
Bu dünyayı biz dedelerimizden miras almadık,torunlarımızdan ödünc aldık diyerek bitirmek istiyorum... Biraz uzun oldu ama idare edin.. Galiba bu konuda söylecek çok sözüm varmış :)

15.12.2008

Ya şundadır ya bunda?

Bugünlerde varolan Arog ve Muro fırtınalarıyla ilgili kafam karıştı. Bazı insanlar çok sıkıldıklarını hatta uyukladıklarını söylüyorlarken, bazıları yerlere yattıklarını söylüyorlar.. Anlayan varsa beri gelsin :) Sanırım Turkcell'in pazartesi perşembeleri 1+1 ini bekleyip; kendi gözlerimizle görmemiz gerekiyor.. Muro alakasız bir yerde kesiliyormuş (sanırım 2.sini çekebilmek için) Arogda ise temponun çok düşük olduğu kısımlar varmış. Bakalım göreceğiz... Bu arada bu akşam hiçbir risk almadan "Dünyanın Durduğu Gün"e gidicem . Kardeşim ve onun 2 arkadaşıyla beraber.. Bakalım sinema çıkışı gene tatsız bir sürprizle karşılaşacak mıyım?

13.12.2008

Issız Adam Yorum

Issız Adam filmine bende gittim.. Hemde 2kere. İlkini eski bir arkadaşımla seyrettim. Uzun bir süredir görüşmemiştik. Yakınlarda doğum günü vardı, film çıkışı pasta bile ısmarladım ona.. Gayet güzel bir akşamdı. Filmi Beyoğlu Emek sinemasında seyrettik. Ben o salonu oldum bittim çok severim. Tarihi ve hatıralarla bezenmiş bir havası vardır bence.. Film başlamadan önce 15 dakikalık arada ve hatta çıkışta bile sürekli film müzikleri çaldılar. Accayip havaya girmiştik..

İlk yarıda jönümüzün çeşitli sapkınlığa yakın hayatını izledik. Biraz fazla abartılı geldi yaşamı bana.. "Sanki tüm bekar erkekler Beyoğlunda oturup, parasının hesabını bilmeden, böyle bohem hayatı yaşıyor" demişti bir arkadaşım.. Bence doğru bir tespit..

Kızla tanışması ve peşinde koşma sahneleri, diyalogları hakkaten komikti. Hakkını vermek lazım. Bazılarının bu filmi beğenip ağlamasının, bazılarının ise hiç beğenmemesinin nedenini söyliyeyim mi size arkadaşlarım..
Ağlayanlar hayatlarında bir zaman belli ölçülerde de olsa kadın karakter Ada'nın yaşadıklarını yaşayanlar veya yaşayacağını hissedenlerdi.. Ağlamayan hatta Ada'nın histeri krizini abartılı bulanlar; onlar hiç duygusal kriz geçirmemiş, muhtemelen sevdikleri veya hallerinden memnun olmaya çalışıp idare ettikleri bir hayatı yaşayanlardır..
Eee sen hangisindensin diye soracak olursanız.. Ben kesinlikle birinci gruptan olup yanındaki arkadaşı yüzünden ağlayamayan, hatta bu yüzden içi şişenlerdenim :) Sırf doya doya ağlayabileyim diye gittim ikinci kez, bu sefer kız kardeşimle Kanyon'da.. Ancak bu sefer de sinemanın atmosferi yüzünden midir bilinmez, sıkıldım bile.. Sanırım atmosfer veya kiminle gittiğinde önemli:) Gidenlerden mutlaka yorum bekliyorum, Hıncal'dan ne eksiğimiz var bizimde dimi ama:)))))))))

16.11.2008

Aşk Tutulması

Bugün kardeşimle Aşk Tutulması isimli filme gitik. Çok komik ve romantik bir filmdi. Ülkemizde bu ikiliye pek sık rastlanmıyor malesef. Bilirsiniz ya sırf küfür içeren komediler ya da mendil ıslattıran romantik filmler oluyor.. Ancak herkese tavsiye ederim. Hayatımda hiç maça gitmedim hatta düşüncesi bile sevimli gelmedi ama bu filmi seyrederken gerçekten gitmek istedim. Fanatik olmayan bir Fenerbahçeliyim ama filmde iyiki Fenerliyim dediğim sahneler de vardı.. Ben çok beğendim.. :) Film çok güzel arkadaşlar; tavsiye ederim