Kanal D’nin yeni dizisi Ver Elini Aşk, ilk bölümüyle çok ilgi gördü. Başrollerini Karagül ve Hayat Bazen Tatlıdır dizisinden tanıdığımız Sevda Erginci, sevilen oyuncu Ali İl ve usta oyuncu Köksal Engür’ün paylaştığı dizide, birbirlerinden çok çok farklı iki gencin, Kaan ve Ayperi’nin tesadüfler sonucu bir araya gelişini ve bu çatışma dolu ilişkinin aşka dönüşmesinin hikayesini eğlenceli bir şekilde izleyeceğiz.
Kaan, Amerika’da doktora yaparken yaşadığı tek gecelik bir ilişkiden doğan minik kızı Su Ellen ile kızıyla birlikte İstanbul’a dönmüştür. Hem bebekten, hem de torununun Türkiye’ye döndüğünden haberi olmayan dede Emin Ağa, onu evlendirmek için Antep’e çağırır. Onu Asım Onbaşı’nın küçük torunu Sultan yani Ayperi ile evlendirecektir. Fakat, Kaan bunu ciddiye bile almıyor. Bu sırada, dedesinin Kaan’ı evlendirmek istediği köylü kızı Ayperi de ablasını bulmak için İstanbul’a geliyor.
Ne tesadüftür ki, Ayperi Kaan’ın çalıştığı menkul kıymetler şirketinde temizlikçi olarak çalışıyor. Bir gün Kaan bebeği iş yerine götürmek zorunda kalıyor, çünkü bebeğin dadısı kaçmıştır ve çocuğa bakacak kimse de yoktur. Arkadaşı ile ofiste patron ile köşe kapmaca oynuyorlar ama bebeğin ortaya çıkması uzun zaman almıyor. Fakat Ayperi, patronun sesini duyduğu bebeğin kendisine ait olduğunu söylüyor ve işten atılıyor. Bu huysuz tatlı kızcağız bakması gereken bir bebeği olduğu için, Kaan’ın kovulmasına gönlü razı olmamıştır.
Kaan, Ayperi’ye bebeğine dadı olmasını teklif ediyor. “Bu koskoca şehirde, bu şehir camışı ile buzağı yapayalnız kaldılar. Dadımız olmayı kabul et” diyor…Ayperi onun için “şehir camışı” demişti çünkü… Teklifi önce reddeden Ayperi, kabul etmek zorunda kalıyor. Eve geliyorlar, ve macera başlıyor. Ayperi evde kendi sistemini oturtmaya çalışıyor, Kaan ise ona direniyor.
Bu arada, Kaan ve Ayperi’nin kaderinin, yıllar önce iki dede tarafından birlikte yazıldığını öğreniyoruz. Emin Ağa, “Bizim yazımız Kıbrıs Savaşı’nda birlikte yazıldı, Asım Onbaşı bana atılan kurşunun önüne geçip hayatımı kurtardı; ben de torunumu onun torunuyla evlendirip borcumu ödeyeceğim” diyor. Ne olursa olsun, bu evlilik olacaktır dedeye göre.
Kaan çapkın kankisi Mesut ile her zamanki gibi gece alemlerine akıyor. Ayperi de bebekle evde yalnız. Telefon çalıyor, sürekli Kaan’ın sevgilileri arıyorlar, Ayperi de sinirlenip telefonun sesini kısıyor.
Ağa ise, uçağa bindiği gibi İstanbul’a doğru hareket ediyor, Ayperi’yi ve ablasını bulmak için. Kız kardeşi bunu hemen Kaan’a haber vermeye çalışıyor, abisini arıyor. Ama telefonun sesi kısık olduğu için duymuyorlar; zaten Kaan gece geç geldiği için uyuyor, sonra kalkıp aceleyle işe gidiyor ve cevapsız aramaları görmüyor bile. Uçaktan inen dede Kaan’ın çalıştığı şirkete geliyor, ama Kaan’ı değil Sultan’ı yani Ayperi’yi aramaya.
Kaan’ın arkadaşı Mesut ile dede, şirketin önünde karşılaşıyorlar. Mesut, “Kaaan’ın İstanbul’da olduğunu mu öğrendin?” diyor dehşet ile. Böylece Emin dede de Kaan’ın sekiz aydır İstanbul’da olduğunu öğrenmiş oluyor. Sonra da bebeği öğreniyor tabii. Antep’ten kız kardeşi ve teyze de bir sonraki uçağa biniyor ve Kaan’ı uyarmak için doğruca şirkete geliyorlar. Kaan dedesinin geldiğini ve her şeyi öğrendiğini duyunca dehşete düşüyor ve hemen eve koşuyor. Ama dede ondan önce geliyor. Kaan da açık kapıdan içeri giriyor, dedesini görüyor ve “Karıcığım” diye koluna giriyor Ayperi’nin. Anlaşılan kendisini evlenmiş gibi gösterip dedesinin onu zorla evlendirmesinden kurtulmaya çalışacak.
Hiç yorum yok:
Write comments