Çolak adamlarının öldürülmesinin ardından öfkeyle soluğu büyük elçinin yanında alır. Agah'a güvenmediğini söyleyip onu araştırmasını ister. Elçi de Agah'ı araştırmaya başlayıp İstanbul da onun adına kayıtlı bir adres bulup adamlarını yollar.
Çolak'ın bozulan imajını düzeltmek için uluslar arası bir gazeteciyle röportaj yapmasını sağlarlar.
Büyük elçi Çolak'a savaş yıllarından imha edildiği sanılan 12 adet 'Patriot' füzeyi vereceğini vaad eder. Hatta 4 tanesini ona teslim eder. Ancak şifreleri olmadığında tabi kullanamayacaktır. Türk istihbaratı da bu bilgiyi alıp yeni elemanları Eylül (Eylem)'i o bölgeye bu şifreleri Çolak'a verecek adamı bulması için yollar. Ateş ve Fethi de bölgeye gidip Eylül ile buluşurlar. Tabi Fethi Eylem pardon Eylül'ü gördüğüne çok sevinir. Sonrasında adamların şifreyi verecek adamların çantasına verici koyarlar ve Eylül gider
Yavuz ise babasının Agah olduğunu öğrendiğinde yaralı olmasına rağmen hemen olanları Yarbay Erdem'e anlatır. Erdem de durumu üstlerine anlatınca Yavuz'un hakkındaki araştırma sonuçlanana kadar görevden uzaklaştırmasına karar verilir. Morali çok bozulan Yavuz'u teskin etme işi Bahar'a düşer ve onu annesinin İstanbul'daki evine gitmeye ikna eder. İkili evde araştırma yaparlarken Yavuz farklı isim ve adresler bulur. Onlara gidip bakmaya karar verirler.
Fethi ve Ateş sinyali takip edip boş bir araziye gelirler. Yaptıkları araştırma sonucunda füzeleri arazinin altında bulunan mahzende sakladıklarını öğrenirler. Yerdeki ağır metal bir kapaktan aşağıya inip adamlarla çarpışıp füzeleri imha etmek için bomba düzeneği yerleştirirler. Son anda çekilirlerken birisinin kalıp bomba tetiğine basması gerekir ve Hafız diğerlerini zorla yukarı yollayıp kendisi bombayı patlatma kararı verir. Kapağın arkasında yukarıdaki timin geri kalanı kapağı açıp Hafız'ı çıkarmaya çalışsa da başarılı olamaz. Hafız şehadet getirir.
Yavuz ve Bahar Agah'ın olduğunu düşündükleri eve girerler. Geneli boş olan evde sadece 1 odada Yavuz'a ait çocukluk eşyalarını bulurlar. O sırada Agah da onları kameradan izleyip dinler. Sonrasında Yavuz'u arayıp konuşurken apartmanın girişindeki adamları yine kameradan fark eden Agah; oğlunu yani Yavuz'u uyarır. Adamları büyük elçinin yolladığını anlayıp onunla yüzleşir. Yavuz gelen adamları görünce Bahar'ı yukarı yollar. Kendisi aşağıdakileri halledince yukarı terasa çıkar. Çatışma sırasında bulunduğu yerden kurtulmaya çalışırken Bahar aşağı düşer.
Yorum: Bu bölümde bazı yerler zorlama olmuş. Bunların başında da her şeyi müthiş bir gizlilikle saklayan Agah'ın evinin anahtarının saksının içinde olması; Yavuz'un girdiği küçücük odadaki kamera ve mikrofonu fark etmemesi; Bahar'ın yerinden çıkıp çatıda sekerken ona atılan kurşunların onu sıyırması; Agah'ın kamera sisteminin alarmla apartmanın girişinde bulunması ve nedense bu alarmın Yavuz ve Bahar için çalışıp Agah'a haber vermemesi gibi şeyleri sayabiliriz.
Bide ilk sahnelerde Ateş ve Keşanlı; Agah'ı yakalamak için o kadar aşağıya koşup sonrasında zaten orada olan Hafız ve Aşık ile aynı anda Yavuz'un yanına gidebilmeleri; son sahnede de mahzende karton gibi ince tahtaları kırıp kendilerine ateş etmek için yer açan time burada dururlarken kurşunların işlememesini biraz baştan savma bulduk. Bir de sınır ötesi operasyon yapanların oradaki yerel halkla Türkçe konuşmasını benden başka saçma bulan yok mu acaba?
Bu arada sanırım Agah aynı İsimsizler dizisindeki Afran gibi örgüt içine sızmış üst düzey bir istihbarat ajanı.. Fakat eger öyle çıkarsa senaristlere hemen hatırlatayım Agah bir kaç bölüm önce yaralı Türk askerlerini ve üst düzey bir Türk paşasını taşıyan bir kamyonu, roketatarla bile isteye vurup havaya uçurmuştu. Ayrıca Yavuz'un vurduğu Çolak'ı sırtında taşıyıp iyileştirmişti.
Hiç yorum yok:
Write comments