Ertuğrul içinin iyi olduğunu düşündüğü Günalp'i obasına davet eder ve ertesi gün olan biteni yakinen görmesi için yanında Söğüt'e gitmesini ister. Niyeti Sadettin'in kirli ittifakını görmesidir.
Saray Sadettin'in lafından çıkmayan adamlarla doludur. Tüm emirleri Ertuğrul'un sulh anlaşmasını imzalamadığına, Günalp'i zindana attırdığına, tekfuru derdest ettirdiğine inandırır. Sultana da bunu anlatır. Sultan inanmak istemeyince anlaştığı emirlerle sınırlardaki Ertuğrul belasını def etmeden sefere çıkmasını istemediklerini söyler. Adeta sefere çıkmak için Ertuğrul'un uç beyliğini almasını şart koşarlar. Gıyasettin bu durumdan çok rahatsız olsa da imzalamak zorunda kalır.
Aslıhan'ın Söğüt'e gitmeyi istemediğini öğrenen Ertuğrul; kızı sakinleştirip ikna eder ama obasındaki beyler kesin bir şekilde istemediklerini söylerler.
Sultanın annesi de durumdan memnun değildir. Kendisine bağlı bir beye Sadettin'i öldürmesini emreder. Ahmet Sadettin ile buluşur. Sadettin Ares'e güvenmediği gibi kin de beslemektedir. Tam kellesini alacakken içeri diğer emirin adamları girer. Ares güvenini kazanmak için Sadettin'e yardım eder hatta canını kurtarır
Ertuğrul ve alpleri Günalp ile Söğüt'e bakar. Bir yerde tekfur tarafından tuzağa düşerler ama tabi ki Ertuğrul'un planı vardır. Bamsı ve alpler de tekfura pusu kurmuştur. Askerleri öldürüp teksuru esir alırlar. Tekfur Sadettin'in Söğüt'ü kendisine Ertuğrul'un kellesi karşılığında verdiğini söyler. Günalp inanmak istemez. Kaleye döndüklerinde onları Konya'dan sultanın bir ulağı beklemektedir.
Uç beyliğini ve kaleyi ondan alıp Günalp'e verildiği söylenir. Ertuğrul çok öfkelense de beklediği bir durumdur. Günalp'in üzerine yürüyen Bamsı'yı durdurup "Onun bir suçu yok; Emir Sadettin Köpek'in parmağı var bu işte" der.
Hiç yorum yok:
Write comments