No 309 dizisi 60. bölümde herkes, hayatındaki yeniliklere alışmaya çalışıyor
Kısa bir yaz tatilinin ardından, 20 Eylül Çarşamba akşamı 60. bölümüyle Fox TV ekranında izleyiciyle buluşan No:309, yeni sezonda hikayedeki sürprizler ile yine ilgiyle izlendi. Total ve ABC+ kategorilerinde dördüncü olan dizi, AB’de altıncı sırada yer aldı.
Fox’un, hikayesi, anlatımı ve başarılı oyuncuları ile çok sevilerek izlenen dizisi No 309, sezon finalinde çok heyecanlı bir yerde kalmıştı. Onur, eski sevgilisi Özge’den bir kızı olduğunu öğrenmiş, şok olmuştu. Diğer tarafta Lale’nin doğum günü partisi de büyük bir sürprizle bölünmüştü, yıllar önce ekip giden baba Yıldırım Yenilmez, elinde bir hediye paketiyle geri dönmüştü.
Yeni sezonun ilk bölümü de burada başladı. Lale, Nilüfer, Nergis ve Songül Hanım, bu beklenmedik dönüşün şoku içinde ne yapacaklarını bilemediler. Kendini anlatmaya, açıklamaya çalıştı Yıldırım, Almanya’daymış, orada çalışıyormuş ve dönmüş. Songül’ün müdahalesiyle hediyesini verip oradan gitmek zorunda kalan Yıldırım, ardında şaşkın, ağlayan, üzgün, kızgın dört kadın bıraktı. Parti devam edemedi tabii ki, Onur’un ailesi de bu duruma anlayış gösterdi.
Diğer yanda Onur, varlığından haberdar olmadığı kızı duru ile karşılaşmanın şaşkınlığı içinde ne yapacağını bilemezken, gizlice oraya gelen küçük kızının peşinden gelen Özge, de durumu tasdik etti. Evet, Duru Onur’un kızıymış. Uygun bir zamanda konuşmak üzere ayrıldılar, Onur Lale’nin yanına gitti.
Lale ve kardeşleri dağılmış durumdaydılar, ne düşüneceklerini bilemediler. Doğum günü hediyesini açtı Lale, ağlamaya başladı. Gümüş işleme ustası olan babasının kendisi için yaptığı bir küpeydi bu. Küpenin hikayesini anlattı Lale. “Balıkların göz yaşları değil, sizin gözyaşlarınız onlar”, diye hatırlattı Songül.
İçeri gidip elinde bir kutuyla gelen Songül hanım, anıları tazeledi, o küpenin benzeri ve diğer kızları için yaptıkları, özel günler için yaptığı birkaç takı, bir kutunun içinde duruyordu. Yıldırım, çok iyi bir gümüş ustasıymış ama kumar ve kötü arkadaşlar yüzünden adam olamamış, baba ve koca olamamış ve sonunda onları terk edip gitmiş.
Ama şimdi Yıldırım gerçekten pişman, çok pişman; kendisini ailesine affettirmek istiyor. Ve yaptığı telefon konuşmasından anladığımız kadarıyla da Almanya’da gerçekten de iyi bir işi var. Hatta iş yerinden istifasını kabul etmediler, “Seni izinli sayıyoruz, kapımız sana her zaman açık” dediler.
Kardeşi Hülya da Yıldırım’a yardım etmeye çalışıyor, ama onun asıl derdi para, yani zengin damadın varlığından faydalanabilmek. Ama Yıldırım artık dersini almış temiz ve dürüst bir hayatın ve ailesini geri kazanmanın peşinde. Köpeğinden de tüyolar alarak doldurduğu at yarışı kuponunu yatırmayacak olması da bunun göstergesi.
Betül ve Erol ise kötülüğe tam gaz devam ediyorlar. Onur’un kızının ortaya çıkmış olması onları çok sevindiriyor, keyiften dört köşe bir halde, bunu herkesin duyması için adım adım nifak tohumları ekiyorlar. Betül önce gidip Onur’un anne ve babasına anlatıyor durumu. Yıldız fenalıklar geçiriyor tabii ki. Babası, “durumu Lale’ye hemen anlatmalısın” derken, annesi, gizlemesi tavsiyesinde bulunuyor.
Sevimli tombiğimiz Filiz ise zayıflama derdine düşmüş, ama bir yandan da aklı hala yemeklerde.
Diğer yanda kızlar hem çok kırgınlar, hem de babalarını merak ediyorlar. Babasıyla ilgili hiçbir anısı bile olmayan Nergis, babasını en çok merak eden kişi, o insanın bir babası olması nasıl bir duygu, onu merak ediyor daha doğrusu.
Yıldırım, ailesine kendini affettirmekte çok kararlı. Gidip Songüllerin karşısında daire tutuyor ve onlara komşu oluyor.
Bakalım önümüzdeki bölümler neler gösterecek, “Sevgi çemberi” yaparak güç ve sevgi depolayan bu dört kadın, üç kızımız ve anneleri, bu hatalı ve pişman babayı affedebilecekler mi?