Gülizar; İzmir'in fakir bir semtinde yaşayan kendi halinde bir kızcağızdır. Tek hayali bir gün ünlü olmaktır. Annesi onu 10 yıl önce bırakıp gitmiş; ona yıllarca Suzan ismindeki konsomatris annelik yapmıştır. Gülizar'ın annesine verdiği sözü tutmaya çalışıp kızı çalıştığı ortamdan uzak tutmaya çalışmaktadır. Kızın etrafında bir de çocukluk arkadaşı, komşusu ve müzik ortağı Fettah vardır.
Suzan'ın çalıştığı mekanın sahibi Şerif ismindeki kadın; 10 yıl önce erkek kardeşi ile kaçtığı için Gülizar'ın annesi Esma'ya öfkelidir. Suzan'ı bir gece kendisine olan borcu ile tehdit edip Gülizar'ı pavyonunda çalıştırmak istediğini söyler. Aynı gece pavyona gelen orta yaşlı bir beyaz eşya dükkanı sahibi Bahri bey de Suzan'a kızı gibi olan Gülizar'a aşık olduğunu ve nikahlanmak istediğini söyler.
Suzan bunlara dayanamaz ve mekandan çıkar. Ama Bahri sarhoş bir halde ondan önce Gülizar'a gidip kıza saldırır. Önce Gülizar sonra Suzan adamı öldürdüğünü zanneder. Fettah'tan yardım alıp arabayla adamı hastaneye yakın bir yere atarlar ama Şerif'in adamı Bahri beyi öldürür. Ertesi gün Şerif, adamlarıyla gelip Gülizar ve yanındakilere Bahri'nin öldüğünü ve ellerinde de battaniyey sarıp atarlarken, taşırlarken görüntüleri olduğunu söylerler. Direnen Fettah'ı vurup sonra kaçırırlar. Gülizar çaresiz pavyona gitmeye razı olur.
Diğer tarafta İstanbul da süt - peynir fabrikaları olan ve ölüm döşeğinde olan Mehmet Rıfat bey; ailesine onun soy adını taşıyan bir kız olduğunu açıklar. Adı da Gülizar'dır. Çiftliğin kahyası olan Veysel'den kızını getirmesini helalleşmek istediğini söyler. Zaten kızın yerini bilen hatta Suzan'a para da yollayıp görmeye gelen Veysel tam da Gülizar'ı Şerif'in adamları pavyona ilk kez götürecekken gelip kaçırıp İstanbul'a evine götürür. Kız eve girip suratına tükürmek istediği babasını görür ve yelkenleri suya indirip babasıyla güzel bir konuşma yapıp elini öper. Baba kız birbirine sarılır ve adam fenalaşıp yere düşer.
Çiftliktekiler ve durumları ise şöyledir: Candan: Mehmet Rıfat'ın eşi ve tabi ki Gülizar'ın eve gelmesini dahi istemeyen kibirli bir kadın. Tuğrul; Mehmet Rıfat'ın tek oğlu ama kötü kalpli biri. Kızları Mine iyi ama şımarık büyütülmüş bir kız. Hayriye hanım Mehmet Rıfat'ın annesi ve evin hükümdarı. Veysel çiftliğin kara kutusu. Zemzem isminde bir karısı ve Murat isminde veteriner sorumluluk sahibi bir oğlu var. Murat ve Mine sözlüler. Anne Candan bu evliliğe karşı olduğunu ve kahya ile ailesine zaten fazla yüz verildiğini her fırsatta söylemektedir.
Gülizar panikle evdekiler seslenir. Herkes Mehmet Rıfat'ın yanına üşüşür. Gülizar korkup kaçar ve ormanların içindeki yol onu Murat'ın kulübesine çıkarır. Mine de oraya gelir ve iki kız kardeş birbirleriyle kozlarını paylaşırken çalan telefon Mehmet Rıfat'ın vefat ettiği haberini getirir. Murat ise Mehmet Rıfat'ın ölmeden önce vasiyet olarak kendisine emanet ettiği iki kızın arasında kalakalır.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Write comments