Ertuğrul bir kez daha Bamsı'ya çok kızar. Bu kez ilkinden de büyük bir hata yapıp, söz dinlememiştir. Üzerine bir de obadan gideceğini söyleyince Ertuğrul daha da kızar ve onu hükmünü verene kadar çadırında beklemesini söyler. Bamsı çok üzgündür.
Dragos'u Sögüt'te zindana kapatırlar. Ama zaten Dragos bunu öngörüp komutanlarına ne yapacaklarını, nasıl davranacaklarını belirten bir not bırakmıştır. Adamlar Beybolat'la buluşur. Beybolat da zaten Dragos'un konuşup Albastı olduğunu söylemesinden korkmaktadır. Söğüt de zindanda konuştuklarında da adam kendisini kurtarmasını yoksa onun Albastı olduğunu söyleyeceğini söyler. Beybolat'ın buluştuğu komutanlar da aynı tehdidi yeniler.
Beybolat ve Lefke kalesi komutanı Dragos'u kurtarmak için beraber plan yapar. Dragos'un meydana çıkarılıp öldürüleceği zaman tüccar gibi giyinmiş askerler saldıracak; Beybolat ve adamları da ona destek olacaktır. Böylece Beybolat'ın Albastı olduğu öğrenilmeyecek, Dragos kurtulacak, Ertuğrul ve alpleri de ölecektir. Plan doğrultusunda herkes hazırlanır.
Ertuğrul ise bunu zaten öngörmüş; ahalinin o gün evlerinden çıkmamasını emretmiş; kendi adamlarını ahali kılığında meydana toplamıştır. O gün Söğüt'e tüccar kılığında giren herkesi göz hapsinde tutmuş; Söğüt'ün etrafına da alp koyup çıkan olursa öldürmesini emretmiştir. O meşhur gün gelir. Dragos kurtulacağından emin; komutan ve Beybolat'la sürekli işaretleşir. Ertuğrul onu öldürmek için hamlesini yaptığında herkes hareketlenir.
İlbilge ise obasına getirilen bir yaralıyı şifa çadırına giderken görür ve Aybars'ın kaçırıldığında kendisine saldıranlardan olduğunu hatırlar. Kadın bunun peşini bırakmaz ve çadıra girmek ister. Abisinin emri olduğu ve çadıra giremeyeceğini öğrenir. Abisine sorular sorduğunda Beybolat ona bağırır. İlbilge daha önceki olaylarla birleştirip abisinin ne işler çevirdiğinin peşine düşer. Obadan çıkan adamı yaralar, onunla vuruşur ve sorularını sorar
Hiç yorum yok:
Write comments