Hayat Şarkısı 35. bölüm yine çok sürükleyiciydi. Bu akşam baştan sona heyecan dorukta, aile üyelerimizin her birinin yüreği ağzındaydı.
Hülya fidye verip Bahar'ı kurtarmaya gitmişti, kucağında başka bir çocukla eve döndü, polis falan, ev ahalisi ayağa kalktı, uyku haram oldu. Neyse çocuğun ailesi bulundu, heyecan içinde gelip koşup çocuklarını aldılar.
Kerim ise tam bir dedektif gibi iz peşinde yürüyerek Cem'i buldu ve onunla konuştu. Meğer Hülya Cem'in kafasını kırdığında Bayram bey'in adamları işe el koymuşlar. Cem'i bir halıya sarıp çıkarmışlar, bir yerde gizleyip tedavi ettirmişler.
Kerim Cem'e "Küçücük kızdan ne istedin" diye hesap sorduğunda, Bahar'ın kendi çocuğunu söyledi. Kerim yıkıldı. Hülya'nın kendisini böylesine aldatmış olmasını, her şeyi gizlemiş olmasını sindiremedi.
Ertesi sabah Kerim eve geldi daha sonra fidye parası da geldi.
Bu arada Kerim'in asistanı kız hastaymış, tedavi olmayı da reddediyormuş. Kerim bunu öğrenince olaya hemen müdahale etti. Hem tedaviye ikna etti onu, hem de asistanlık işine geri aldı.
Bahar'ın yokluğu hem Melek'i, hem de Hülya'yı perişan etti. Hülya kızının bulunması için dua ederken bir yandan da Kerim'in gerçeklerin en kadarını öğrendiğini merak ediyor.
Bahar'ı ormanda bulan karı koca eve alıp karnını duyurdular, çocuğa iyi davrandılar. Ama adam aç gözlü çıktı, çocuğu vermek için para istedi. Polisin başarılı operasyonu sonucu Bahar bulundu. Hüseyin kucağındaki Bahar'ı görüntülü olarak konuşturdu annesiyle, yani görünüşte Melek'le, ama Hülya da oradaydı. Hülya kötü oldu, Melek'in kızına sahip çıkmasına...
Kerim Mehmet'i Filiz'e götürdü. Filiz yaşamın çok değerli olduğunu sonunda öğrenmiş görünüyor. Ama Cem ile ilgili üzüntüsünü atlatamamış. Tam da o sırada Cem'le ilgili bir teelfon geliyor, Filiz baygınlık geçirdi. Kerim onu ayıltmaya çalıştı. Meğer Cem'in cesedini teşhis etmesi için karısı olarak onu çağırmışlar. Mahir'i çağırdı gidip baktılar. Ceset yanmış, Filiz onun Cem olduğunu doğruladı.
Şimdi herkes Cem'e olanlarla Kerim'in bir ilgisi olup olmadığını merak ediyor. Babası ve abisi sordular. Kerim bunu reddetti.
Eve geldi, o sırada Hülya Kerim'e mektup yazıyordu. Mehmet'e bir şey olmuş, Hülya yukarı çıkmıştı. Kerim kendi kendine düşünüyordu. Cem'in sesi kulaklarındaydı, "Kerim, izin verme götürmelerine diyorum sana, öldürecekler beni. Nolur Kerim öldürecekler" diye bağırıyor Cem. Kerim engellememiş herhalde. Ama alıp götüren adamların Kerimle ilgisi yoktur, yani o öldürtmemiştir. Tabii ölen Cem ise. Bir süre sonra ortaya çıkmasın yine...
Hiç yorum yok:
Write comments