Tuna suya atlayıp Deniz'i kurtarıyor ve herkes onun için çok endişeleniyor. İrem'in Deniz'in arkadaşı olduğunu ve onun yerine geçtiğini anlayan Tuna ilk başta biraz tepkili yaklaşsa da İrem'e kıyamaz. Yiğit Deniz'e "Senin fikrine uydum ve sevdiğim kadına evlenme teklif ettim" der. Deniz'in gözlerinden yaşlar akar. İrem ile tanıştırır. İki Deniz Aslan arasında müthiş bir gerilim vardır. İrem kendini kötü hissettiğini söyleyip kendini eve bıraktırtır. Yiğit'e yine anlatmaya çalışsa da adam ona yine evlenme teklif eder ama kız cevap vermez.
Deniz hastaneden ev döndüğünde korkunç bir kavga çıkar. İrem önceleri alttan alsa da sonrasında "Benim sevilmeye hakkım yok mu?" diye sorar. Deniz de "Sen de onu seviyor musun?" dediğinde İrem önce "Hayır" arkasından "Bilmiyorum" der.
Ertesi gün iş yerinde Deniz de İrem de kavgacı ve sıkıntılı hareketler yaparlar. İrem'i Tuna kurtarır; Yiğit de Deniz'e toleranslı davranır ve izin verir. Tuna onu yalnız bırakmaz ve motorsikletinin yanındaki sepete onu biraz da zorla oturtur ve Bozcaada'da eski bir pansiyona getirir ama kendisi çadırda kalır.
Deniz morali düşük olmasın diye fazla sayıda enerji içeceği içer. Tuna Deniz'i zaptedmek için restaurantta tanıştığı orta yaşlı bir bayandan yardım ister. Kadın onları kumsalda bir düğüne götürür. Çingene düğünü gibi bir düğünde Denzi de Tuna da kurtlarını döker. Tuna o kadının eski ünlü bir ses şarkıcısı olduğunu farkeder. Kadının evine gittiğiklerinde de Deniz kadının kimliğini keşfeder. Ancak kadın insanların riasından bıkmıştır. Gece Deniz Tuna'nın konuşmasından yazar olabileceğini söyler ve ondan bir masal anlatmasını ister. Adam kendi hikayesini anlatır sonunda ise "Seni seviyorum Maykıl" dedi ama kız uyuyormuş numarası yapar.
Yiğit ise iş çıkışı İrem'e gider ve "Yaptığım teklifi unut. Biraz eğlenelim, dertleşelim, vakit geçirelim" der. İrem'in aklına olduğundan daha da farklı gözüküp Yiğit'i kendinden uzaklaştırmak gelir. Kötü bir gece kulübüne adamı götürür ve masaların üzerine çıkıp oynar. Yanlışlıkla bir mafya tipli adamın üzerine içecek döker. Adamlar ağır konuşunca Yiğit onlarla kavga eder. Aslında epey başarılı olsa da adamlar silahlarını çekince kaçarlar tabi ki. Arabayla kaçma kovalamaca sahneleri yaşanır. Yiğit İrem!e "Ben çocukluğumdan beri Deniz Aslan'a aşığım. Yeni tanıştığım birine evlenme teklif etmezdim" diyince kız üzülür ve ağlayarak evine gider.
Tuna ve Deniz iş yerine o ünlü kadını getirerek büyük bir başarı sağlarlar. Fakat kadın bir tek Deniz ile röportaj yapmak istediğini söyleyince ikisi başbaşa röportaja başlarlar ama Deniz özel bir konuşma sırasında teybi açar; gerçek röportaj sırasında ise kapatır.
Deniz eve giderek eşyalarını toplayıp çıkarken İrem ile karşılaşır. Sokakta bir kavga eder ama sonunda sarılarak barışırlar. İkisi oturup Yiğit'e bir itiraf mektubu yazarlar. Mektubu İrem verecektir ama İrem Yiğit ona tek taş yüzüğü tekrar verdiğinde arkadaşını değil aşkı seçer.
Deniz de iş yerine Tuna'yı çağırır. Kendisini bu çok tatlı bulduğu mükemmel bir uyum içerisinde olduğu Tuna'yla düşünmeye çalışır ama malesef başaramaz. Ve "Ben sana aşık değilim" der
Deniz hastaneden ev döndüğünde korkunç bir kavga çıkar. İrem önceleri alttan alsa da sonrasında "Benim sevilmeye hakkım yok mu?" diye sorar. Deniz de "Sen de onu seviyor musun?" dediğinde İrem önce "Hayır" arkasından "Bilmiyorum" der.
Ertesi gün iş yerinde Deniz de İrem de kavgacı ve sıkıntılı hareketler yaparlar. İrem'i Tuna kurtarır; Yiğit de Deniz'e toleranslı davranır ve izin verir. Tuna onu yalnız bırakmaz ve motorsikletinin yanındaki sepete onu biraz da zorla oturtur ve Bozcaada'da eski bir pansiyona getirir ama kendisi çadırda kalır.
Deniz morali düşük olmasın diye fazla sayıda enerji içeceği içer. Tuna Deniz'i zaptedmek için restaurantta tanıştığı orta yaşlı bir bayandan yardım ister. Kadın onları kumsalda bir düğüne götürür. Çingene düğünü gibi bir düğünde Denzi de Tuna da kurtlarını döker. Tuna o kadının eski ünlü bir ses şarkıcısı olduğunu farkeder. Kadının evine gittiğiklerinde de Deniz kadının kimliğini keşfeder. Ancak kadın insanların riasından bıkmıştır. Gece Deniz Tuna'nın konuşmasından yazar olabileceğini söyler ve ondan bir masal anlatmasını ister. Adam kendi hikayesini anlatır sonunda ise "Seni seviyorum Maykıl" dedi ama kız uyuyormuş numarası yapar.
Yiğit ise iş çıkışı İrem'e gider ve "Yaptığım teklifi unut. Biraz eğlenelim, dertleşelim, vakit geçirelim" der. İrem'in aklına olduğundan daha da farklı gözüküp Yiğit'i kendinden uzaklaştırmak gelir. Kötü bir gece kulübüne adamı götürür ve masaların üzerine çıkıp oynar. Yanlışlıkla bir mafya tipli adamın üzerine içecek döker. Adamlar ağır konuşunca Yiğit onlarla kavga eder. Aslında epey başarılı olsa da adamlar silahlarını çekince kaçarlar tabi ki. Arabayla kaçma kovalamaca sahneleri yaşanır. Yiğit İrem!e "Ben çocukluğumdan beri Deniz Aslan'a aşığım. Yeni tanıştığım birine evlenme teklif etmezdim" diyince kız üzülür ve ağlayarak evine gider.
Tuna ve Deniz iş yerine o ünlü kadını getirerek büyük bir başarı sağlarlar. Fakat kadın bir tek Deniz ile röportaj yapmak istediğini söyleyince ikisi başbaşa röportaja başlarlar ama Deniz özel bir konuşma sırasında teybi açar; gerçek röportaj sırasında ise kapatır.
Deniz eve giderek eşyalarını toplayıp çıkarken İrem ile karşılaşır. Sokakta bir kavga eder ama sonunda sarılarak barışırlar. İkisi oturup Yiğit'e bir itiraf mektubu yazarlar. Mektubu İrem verecektir ama İrem Yiğit ona tek taş yüzüğü tekrar verdiğinde arkadaşını değil aşkı seçer.
Deniz de iş yerine Tuna'yı çağırır. Kendisini bu çok tatlı bulduğu mükemmel bir uyum içerisinde olduğu Tuna'yla düşünmeye çalışır ama malesef başaramaz. Ve "Ben sana aşık değilim" der
Hiç yorum yok:
Write comments