Pelin ve Sinan davetliler, aileler ve arkadaşlarla restaurantta evlenmek üzere toplanırlar. Herkes çok mutludur. Bir tek Rüzgar hariç. Rüzgar onları uzaktan izleyip ağlamaya başlar. Tam evlenmek üzere masaya oturacaklar iken Sinan'ın telefonu çalıyor ve Rüzgar arıyor. Ama Sinan açmıyor. Masaya oturuyorlar. Nikah memuru malum konuşmalara geçtiğinde Sinan'a bir mesaj geliyor. "Sen şimdi sevdiğin insanla yeni bir başlangıç yaparken benim için herşey başladığı yerde son bulacak. Attığın o imza benim ölüm fermanım. Beni hep seni uçurumdan kurtaran kız olarak hatırla. Elveda Sinan" Sinan bu mesajı okuyunca masadan kalkar ve "Bir saniye" der. Herkes şaşırıp ona bakar. Sinan Rüzgar'ı arar ama Rüzgar açmaz. Sinan endişelidir ve geriye dönüp Pelin'e bakar. Pelin şaşkın "Ne oluyor Sinan? Sinan bir şey söylesene." diye sorar. Sinan "Gitmek zorundayım" dediğinde herkes kalakalır; kimse ne olduğunu anlamaz. Pelin arkasından "Sinan gitme. Sinan" diye seslenir. Rıza baba fenalaşır. Arka fonda Gripin'in 'Sen gidiyorsun' parçası çalmaya başlar
Gidiyor ellerin, gidiyor sesin, gidiyor nefesim
Ama hepsinden önce sen gidiyorsun
Gidiyor yarınım, gidiyor evvelim, yaşamım sebebim gidiyor
Ama hepsinden önce sen gidiyorsun
Kalıyor yastığıma sinmiş kokun
Kalıyor sevişmelerimizin son şahidi
Sen gidiyorsun
Gitmek tüm kalanları yanında götürmekmiş
Ben bilmem, sen bilirsin elbet
Sen gidiyorsun
Dur! Dur! Gitme bir bakış borcun var bana son gidişinden
Vur, kır, parçala sen kazan bu aşkı ama
Bırak benim olsun harcanacak son kurşunlar
Sen yaz, sen oyna kalan tüm perdeleri ama
Bırak benim olsun bize dair bütün alkışlar
Hiç yorum yok:
Write comments