Geçen bölümde Akif, Süreyya’nın boşanmak istemediğini, kendine avukat bile tutmadığını söyleyince Faruk çok sevinmişti. Ümitlenen Faruk, Süreyya’yı çağırmıştı konuşmak için. Geçen geceden dolayı çok öfkeli olan Süreyya buluşma yerine avukatı yollamıştı. Boşanma anlaşmasını gören ve 2 milyonluk tazminat talebini duyan Faruk, şaşkına döndü, büyük bir hayal kırıklığı yaşadı. Ne ummuştu, ne buldu.
Abisinin durumuna üzülen Murat, hizmetçi kız ile plan yaptı, Süreyya ile faruk’u yemekte bir araya getirdiler. Ama bekledikleri gibi olmadı, Faruk’un Süreyya’ya tepkisi oldukça sert oldu. Kocasının çocuğuyla ilgilenmek için bir gece Begüm’ün evinde kalacağını öğrenen Süreyya da çok kırılmıştı, öfkesini kustu Faruk’a. Yani gece kavgayla bitti.
Bu arada Esma Hanım, davayı konuşmak için avukat Garip’le konuşmaya gitti, ama ne heyecan, ne hazırlık. İnsanın yaşayamadığı şeyler yıllar geçse de canlı canlı kalıyor bazen yüreğinin bir köşesinde. Esma Hanım ve garip Bey için de bu böyle. Onların yemeği de tartışmayla bitti.
Dilara düğün için müzisyen bulamayınca, o sırada konuşmaya kulak misafiri olan Can yani Süreyya’nın avukatı, gönüllü oldu düğünde müzik yapmak için.
Adem, Faruk’la konuşmaya gitti. Anlaşmaya vardılar, para karşılığı davadan vazgeçmeyi kabul etti Adem. Yani Faruk buna inandı. Ama Esma Hanım uyardı Faruk’u, “Adem’e güvenilmez” diye.
Sonunda düğün günü geldi çattı. Süreyya, Dilara, Senem, hepsi çok heyecanlıydı. Adem’in annesi kaynanalığını yaptı, kına gecesine davet edilmediği için oğlunu kışkırttı. Adem de heyecan içindeki geline bağırdı, hakaret etti. Neyse ki gerginlik kısa sürdü.
Düğün başladı. Boranlar tam kadro oradaydı; Akif bile oradaydı. Garip Bey de Adem’in avukatı olarak düğündeydi. Herkes çok gergindi. Süreyya çok güzeldi, onu ilk defa öyle gören Can şaşırdı. Faruk da karısını görünce çok etkilendi, çok aşık ona. Biraz sonra Can’ı sahnede görünce Faruk’un bütün keyfi kaçtı. Süreyya’yı buldu onunla tartıştı avukat yüzünden. Farkında değil ama avukattan kıskanıyor Süreyya’yı.
Düğün başladı, nikah kıyıldı. İlk dans sırasında Hoş geldin şarkısını söyledi Can; “Bugün dağların dumanı aralandı hoş geldin…” Düğüne de çok uygun bir şarkı, ne güzel.
Gecenin sürprizine geldi sıra; “Kanatlarım var ruhumda”… Süreyya sahneye çıktı ve Can’la birlikte bu şarkıyı söylediler. Tam Faruk’a kapak şeklinde bir şarkı oldu. “Zincir yok ki benim boynumda. Kanatlanıp uçabilirim, aşktan vazgeçebilirim…” Faruk çıldırdı şarkıyı dinlerken, Süreyya’yı can ile birlikte izlerken. Boranlar tarafında buz gibi bir hava esti şarkı boyunca. Misafirler aralarında fısıldaşıp durdular. Esma Hanım, “Rezil olduk” diye söylenip durdu. Faruk bir hamle yaptı ve hiçbir sorun yokmuş gibi, gidip kollarına aldı Süreyya’yı, dans ettiler;
“Ben balarısı gibiydim senden önce” şarkısı eşliğinde. İtiraz etmeye kalkan Süreyya’ya da bunu, milletin ağzını kapatmak için yaptığını söyledi.
İkinci bahar şarkısında da Esma Hanım ile Faruk dans ettiler. Garip Bey ile Esma’ya yakışırdı ya bu dans, neyse.
Yalnızlıktan dem vuran ve Murat’la Osman’a nasihat eden Akif, biraz sonra başına gelecekleri bilmiyordu. Konuşmak için onu zorla dansa kaldıran Senem ile krşılıklı göbek atmak zorunda kalan Akif’in korkmuş halleri çok komikti.
Süreyya’yı istemediğim halde, sana borçlu hissettiğim için denedim geçen sefer. Ama bu sefer o kadını elinden tutup getirirsen, bu savaş demektir” diyerek Faruk’u uyardı Esma Hanım.
Adem düğünün sonunda bombayı patlattı. “Yıllardır benden haberleri olmadığı halde şimdi beni bağırlarına basan sevgili aileme, Boranlara teşekkür ederim, kardeşlerime, rahmetli babam Fevzi Boran’ın eşi Esma Hanım’a teşekkür ederim” dedi. Kandırmış oldu Faruk’u Feci bir oyun oynamış oldu hepsine. Faruk, Esma ve diğerleri, hepsi dondu kaldı.
Hiç yorum yok:
Write comments