Comments

{getPosts} $results={3} $type={comments}

22.09.2017

Ver Elini Aşk 3. bölüm özeti şu; kim kimi kandırıyor, belli değil

Sultan’ın yani Ayperi’nin fotoğrafını gören Emin Ağa, şaşkına dönmüştü. Ayperi’yi evin önünde gören Kaan sinirlenip ve Ayperi’ye bağırmış, ağzına geleni söyleyip onu kovmuştu.
Kaan kucağında bebeği, otele dönüyordu. Ama aklı da Ayperi’de. Arkadaşı Mesut’u arayıp haber verdi, “Alıp eve götür onu” dedi. Ayperi ise kendi durumunu dert edeceğine, “Zavallı dedemi torunundan ayırdı o. Üzüntüden yataklara düşmüş müdür dedem” diye üzüldü ve kızdı Kaan’a.
Emin Ağa da sevincinden oynamaya başladı; “Hele hele Antepli” diye. Ayperi’nin dedesi anlamadı tabii. “Senin torunla benim torun zaten evlenmiş bir de bebecik etmiş” dedi. Adamcağız fenalık geçirdi…
Ama sonra düşündü Emin Ağa; “Senin Sultan iki aydır İstanbul’da değil mi?” diye sordu Asım Onbaşı’ya. “O zaman o bebeği nasıl ettiler. Kediler bile iki ayda edemiyler?” dedi… “Ben o bebeği nasıl ettiler öğrenicim, sonra üç bebe daha ettirecim” dedi Emin Ağa.
Mesut Ayperi’yi alıp kendi evine götürdü. Mesut’un kardeşi Simten Kaan’ı seviyor ya, kızın odasında duvarda Kaan’ın fotoğraflarını gördü Ayperi . ”Yazık ya gönül bu, ota da konuyor, camışa da” dedi.

Sabah oldu Kaan’ın konuştuğu dadı gelmedi, bebeği ne yapacağını şaşırdı.

Emin Ağa gizlice İstanbul’a geldi ve Mesut’un annesi Ayten Teyze’yi aradı. Görüşmek için çağırdı., “Kimsenin haberi olmayacak” dedi.
Kaan bebeğe baksın diye Simten’e rica etmek için geldi, ama içeri girince Ayperi ile yine birbirine girdiler.
Lalin, Fulya Hanım’ın telefon numarasını bulup mesaj attı; “Kaan evli ve çocuklu bir adam, onu rahat bırakın” diye. Ama o sırada Fulya Hanım’ın telefonu Oğuzların odasında kalmış. Oğuz mesajı okudu. Ve hemen geri aradı. Mesajı atanın lalin olduğunu öğrenince de çok kızdı. Ben abime iyilik yapmak istedim. Fulya Hanım mesajı okuyunca abimi kovar o da Antep’e gelip dedemle barışır diye düşündüm” diye niyetini açıklamadı. Oğuz ise ona çok kötü şeyler söyledi. “Sen hiçbir şey yapma, abine iyilik de yapma, beni de öpme. Kendini bir odaya kapat ve oradan hiç çıkma” dedi. Biraz sert oldu ama.

Ayten ile Emin Ağa buluştular. “De bakayım, Kaan o çocuğu kimden etti? Arkamdan ne dolaplar çeviriyorsunuz?” diye sıkıştırdı Ayten’i.

Ayten de herşeyi döküldü hemen; bebeğin Kaan’ın Amerika’daki bir gecelik ilişkisinden doğduğunu ve Ayperi’nin de dadı olduğunu anlattı. “Demek o dadıyı da bana gelin diye yutturdunuz” diye kızdı. “Yutturamamışız demek ki” dedi kadın. “Yutucaz Ayten Hanım, yutacağız” dedi Emin Dede memnuniyetle.

Kaan, Ayten Teyze’yi arayıp bakıcı bula işini ona havale etti; “Sakın Ayperi bu işe karışmasın” diye de tembih etti. Ama dede, planlara başladı; “O karışmayacak, ama ben karışacağım” dedi.

Oğuz da Lalin’in onu öpmüş olmasının vicdan azabı ile her şeyi Kaan’a anlatmaya hazırlanıyor.
Dadı seçme işine Ayperi karışınca, bütün dadılar kaçıp gittiler tabii. Ayten Teyze’nin ısrarıyla herkes akşam yemeğinde sofrada toplandı. Ve o sırada apartmanın, Simten ve Ayten’in dükkanlarının satılığa çıkarıldığını öğrendi.
Kaan ertesi sabah öfke ile Antep’e gelmiş, kapıya dayandı. Dedesine kafa tuttu, “Günahsız insanları nasıl evlerinden, işlerinden edersin?” diye. “Vazgeç bundan” dedi Kaan. “Vazgeçir. Torunumla gelinimi Antep’e getir, burada oturun diye.”
Bunun üzerine Kaan her şeyi itiraf etti; yani evli olmadığını, bebeğin de Amerikalı bir oyuncudan olduğunu. Dede fenalaştı, düşüp bayıldı. Hemen hastaneye kaldırdılar. Kaan pişmanlık içinde kıvrandı durdu…

AyperiSimten’in odasındaki Kaan’ın fotoğraflarının yüzüne kayıp ilanlarındaki karakaçanın kafasını yapıştırmıştı. Mesut bunları görünce kayıp ilanındaki eşeği hatırladı ve Ayperi’ye gösterdi. Böylece kayıp ilanından görüp aşık olduğu kızın, Ayperi’nin kız kardeşi olduğunu öğrenmiş oldu. Ama Ayperi ablası Kiraz’ın bir adam için onları bırakıp kaçtığını söyledi. Bunlar olurken, diğer yanda Kiraz kirasını ödeyemediği için evden atıldı.

Emin Dede kendine geldi ama hiçbir şeyi hatırlamıyor numarası yapmaya başladı. “Gelinimle torunum nerede? diye sordu. Doktoru da ayarlamış, “Bir şok, bir travma sonucu hafızanın geçici olarak kaybı” diye anlattı hastalığı ve bir daha böyle bir durumla karşılaşmaması gerektiği uyarısını yaptı. Dede hastaneden eve geldi, numaradan torununu ve gelinini sayıklayıp durdu.

Mesut Kiraz’a olan aşkından kahrolmuş, süklüm püklüm dolanıyor evde, “Bugün de bunun üzerinden kamyon geçmiş gibi” dedi Ayperi. “Hayat üstümüzden geçmiş kamyonların otoparkıdır” diyor kardeşi de.  

Ayten Hanım arayıp sordu, “Ne yaptınız, neler oldu? Diye. Dede; ”Yalancı eniğin dürüst olacağı tuttu, her şeyi anlattı. Düşüp bayıldım ben de; hep onlar mı film çevirecek. Ayılınca da hiçbir şeyi hatırlamıyormuş gibi yaptım. Dinsizin hakkından imansız gelir” dedi.

Gündüz Kaan kapıya dayanınca Lalin panikle Oğuz’u aramıştı, “Öpüştüğümüzü abime neden söyledin” diye. Oğuz da Lalin’i korumak için gelmiş. Yanlış anlama olduğunu öğrenince rahatlıyor Oğuz. Ama yine de öpüşmeyi Kaan’a itiraf etmekte kararlı. Kaldı mı böyle dürüst erkekler?

Kaan’ın anne ve babası, dedenin hastalığını duyunca apar topar Kıbrıs’tan kumar oynamaktan döndüler. Emin Ağa, hafıza kaybı numarasına sığınıp hiç sevmediği gelinini hatırlamıyormuş gibi yaptı. Onları biraz oynattı, sonra “Hatırladım, boyalı çıngırak bu” dedi.

Dedesine gerçeği anlatmaya çalıştı Kaan, ama yaşlı kurt, yine başı ağrıyor numarası yaptı. Kaan da mecburen Ayperi’yi aradı, onu tekrar işe aldığını söyledi. Sonra da her şeyi anlattı. Dedesine aralarının bozuk olduğunu söylediğini ve Emin dedenin de onları barıştırmak için yarın İstanbul’a geleceğini söyledi. Kaan aslında yavaş yavaş Ayperi’den etkilenmeye başladı; özellikle de onun bebek ile anne gibi ilgilenmesinden hoşlanıyor. Ama henüz kendisi de bunun farkında değil.

Mesut yine sarhoş bir haldeyken, deniz kenarında Kiraz’a rastladı. “Sen o’sun” dedi ve kızın kucağında sızdı kaldı.

Dede ve Kaan, ertesi sabah İstanbul’a geldiler. Ve yalana devam. Sözde onlar iyiliği için dedeyi kandırıyorlar, oysa dede onları kandırıyor, haberleri yok.

Mesut, gece Kiraz’ın kucağında sızmıştı ya gündüz olup uyanınca onu tanıdığını belli etti. Kız koştu kaçtı, ama Mesut ona yetişti, alıp Ayperi’nin yanına getirdi. İki kardeş kucaklaştılar, herkes balkonda kahvaltı başındaydı. Kiraz, dedeyi tanıyıp “Emin Ağa” diye seslenince herkes şaşırdı. Şimdi ne olacak? Herhalde dedenin iyiliği için Kiraz’ı da susturup yalanlarına ortak edecekler.

21.09.2017

Bizim Hikaye 2. bölümde Fikri Yunanistan da hapishanede

Fikri baba kahveye gittiğinde Rahmet'in ders verdiği kız olan Müjde'nin babası ona kafa atıp "Kızımdan uzak dur" der. Burnundan kan akan babasına "Bu benim tişörtüm değil mi?" diye soran Hikmet'e babası Fikri kafa atar. Bu manzarayı gören Barış; Filiz'e babasına nasıl dayandığını sorar. Filiz de şaka ile karışık "Ne kadar uzağa gitse o kadar iyi" diyince Barış onu takip etmeye başlar.

Ertesi gün Fikri babanın maaş günüdür ve ortada yoktur. Çocuklar her yerde onu ararlarken mahalledeki inşaatta ceset bulunduğu haberi ile üzüntü ve telaşa düşerler. Barış; Filiz'e "Baban orada değil; nerede olduğunu biliyorum" der. Meğerse Barış; Fikri babayı Yunanistan'a bırakıp gelmiştir. Filiz "Beni de götüreceksin; babamı alıp geleceğiz" der ve yola çıkarlar

Fikri ise gözünü Yunanistan'da açar. Pasaportu olmadığı için direkt nezarete atarlar. Barış kızı sorunsuz sınırdan geçirir. Gece ağaç altında beraberce uyurlar. Barış; Fikri'yi Yunanistan'da nezaretten çıkarır. Herkes evine dönerken Barış sınırı geçmek için kullandığı gizli bölmeli minibüsü adamlara teslim eder

Barış kızla ilgili umutsuzluğa kapıldığı bir sırada küçük kardeş Kiraz onu cesaretlendirir. Fikri kahvede Müjde'nin babası ile kafayı çekerken adam eski karısının yemeklerinden, böreklerinden bahseder. Fikri kadına teşekkür için gider. Evde musluk patladığı için Fikri yardım eder ve kadının evden dışarı çıkamama hastalığına yardım edeceğini söyler.

Fikri maaşını kendisi ile çekip paranın bir kısmını kardeşlerinin ihtiyaçlarını gidermeye çalışan Filiz'i atlatıp kaçar. Maaşını çekip bira borçlarını öder.

Polis olan çocuk eve gelip Filiz'i polis balosuna çağırır. O sırada telsizine çalıntı araba ihbarı gelir. Arabanın peşine düşer. Arabayı Barış kullanmakta; polisten kaçmaktadır. Ara bir yolda kısılıp kalır. Polis ona silah çeker. Bölüm burada biter. Barış zengin çocuğumu yoksa kirli işler yapan birisi mi anlayan var mı? Bir sonraki bölümde Barış konusu da biraz açıklığa kavuşur mu acaba? Hayır bütün gün hiç işe gitmiyor sonuçta.. Enteresan bir durum

   

Seven Ne Yapmaz'ın 3. bölümünde Ozan'ın alyansı kayıp

Gece çok içkili olan Ozan alışık olduğu üzere yine yatağına gidip yatar. Sabah uyandığında bir de bakar ki Gizem Haznedar'ın yatağında. Kız çığlıklarla onu odadan atar. Eline geçirdiği tırmık ile Ozan'ı kovalarken kız havuza düşer. Allah'tan havuz boyuna kadar geldiği için boğulma tehlikesi atlatmaz ve daha da önemlisi yüzme bilmediği ve Nazlı olduğu ortaya çıkmaz. Havuzdayken hizmetçi kızın cebinden düşen Ozan'ın alyansını da bulup alır.

Köye mahkemeden kağıt gelir. Ozan evliliğinin iptali davası açmış. Fatma hala durumu Nazlı'ya haber verir. Nazlı da Ozan'ı arayıp kabul ettiğini ama yüzüğünü geri getirmesini şart koşar. Sonrasında Gizem; Ozan'a alyansı gösterip odasında bulduğunu; Nazlı diye birini tanıyıp tanımadığını sorar. Marangoz Mehmet'e olanları anlatır. Mehmet Nazlı'nın tarafında konuşur. Ozan adamdan yalan söylemesini ister ama Mehmet kabul etmez

Arzu ise Ozan ile konuştuğu için toplantıya gelmeyen Mehmet'i işten kovar. Nazlı ve Ozan ise onları barıştırmak için plan yapar. Ozan; Mehmet'i bir lokantaya götürür. Nazlı ve Arzu da gelir. Barış sağlanır. Ozan eve döndüklerinde Gizem hanımı öpmeye kalkar kız da tokatı yapıştırır.

Fatma halaya mahkeme kağıdını getiren postacı haberi köy kahvesinde yayar. Haberi duyan Recep soluğu Fatma halanın evinde alır ve Nazlı ile konuşmak ister. Nazlı'nın üzgün olduğunu söyleyen ev ahalisi onu içeri sokmaz ama Recep bu sefer de avluya oturup bekler. Nurcan abla Recep'e Nazlı'nın İstanbul da Ozan'ın yanında olduğunu söyler. Recep İstanbul'da şirkete gider ama giremez. 

Ozan'ın annesi oğlu ve Gizem'in arasının düzelmesi için parti vermeye karar verir. Hizmetçi kız Sema'ya gece olanları anlatınca kız deliye dönüp Gizem ile tanışmaya şirkete gider. Sema ve arkadaşı şirket çıkışı Recep'e rastlar. Çocuğun ağzından laf alır ve onu partiye davet eder. Ozan da partideki kalabalığı bahane edip Serkan'dan Gizem'in odasından yüzüğü almasını ister.

Recep gece oraya gelmek için otelde tanıştığı birinin arabasına biner. Onu tenha bir yerde indirir. Sonra da çocuğa arkadan vurup bayıltır ve tüm parasını alırlar

Herkes geceye hazırlanır. Sema özellikle partiye spor hocasını çağırır. Çocuk Gizem'e kur yaparken Sema da Ozan'a Nazlı ile ilgili bildiklerini anlatıp çocuğa yapışır. Spor hocası Gizem'e asılınca Ozan çocuğu bir güzel döver. Nazlı ise Ozan'ın kendisi için değil; Gizem için dövüşmesine üzülür. Ertesi sabah yüzüğü bir bahane ile Ozan'a verir.

Nazlı ve Arzu derhal köye döner. Ozan köye gitmek istemese de bir seçim yapması gerektiği için gider. Tepedeki Nazlı'nın yanına gider. Gözünün önüne kızla olan eski günleri gelir ve kızla olan tüm bağını koparacak olan alyansı bulamadığını söyler.




Bizim Hikaye’nin Barış’ı Burak Deniz’i tanıyalım

Fox’ta geçen hafta, başlayan yeni dizi, Amerkan Shameless’in Türkiye uyarlaması Bizim hikayede başrolleri genç neslin sevilen oyuncularından Hazal Kaya ve Burak Deniz paylaşıyor. Annesi kaçıp gitmiş, beş kardeşine bakan; içkici, sorumsuz ve düşüncesiz babalarının yol açtığı sorunlarla mücadele eden gen bir kız olan Filiz ile zengin bir ailenin çocuğu olan Barış’ın ilk bakışta tamamen imkansız gibi görünen aşkları ve çevrelerinde gelişen olayları izleyeceğimiz ve bu hafta ikinci bölümüyle erkana gelecek dizi, Perşembe akşamları Fox TV’de izleyiciyle buluşuyor.

Geçen hafta Fox TV’de ilk bölümüyle ekrana gelen ve büyük ilgi gören Bizim Hikaye adlı dizinin başrol oyuncularından Burak Deniz’i tanımak ister misiniz? İşte size bazı bilgiler. Yakışıklı genç oyuncu Burak Deniz, 20 Ekim 1989 tarihinde İstanbul’da doğdu. Üniversitede sanat tarihi eğitimi alan Burak Deniz, 2011 yılında, Kolej Günlüğü adlı dizide Onur karakterini canlandırarak televizyon dünyasına adım attı. Genç oyuncunun bu dizideki rol arkadaşlarından biri de, yine kendisi gibi günümüzde yıldızı parlayan yakışıklı oyunculardan biri, Furkan Andıç idi. Dizide Özge Çelik de rol alıyordu.

2012 yılında çok kısa süren Sultan dizisinde Tarık karakterini canlandırdı; Nurgül Yeşilçay, Şahin Irmak, Nur Sürer, Settar Tanrıöğen ile birlikte oynadı.
2013 – 2014 yılları arasında Gürkan Uygun, Berk Hakman, Begüm Birgören, Yağmur Tanrısevsin, İnanç Konukçu, Hasan Küçükçetin’in önemli rolleri paylaştığı Kaçak adlı dizide Burak Topçuoğlu karakterine can verdi.
Yine aynı yıl, Star TV’nin, başrollerini Serenay Sarıkaya ve Çağatay Ulusoy’un paylaştıkları büyük ilgi gören dizisi Medcezir’e Aras karakteriyle dahil oldu. Genç oyuncuyu daha sonra, yine Star TV’de yayınlanan Tatlı Küçük Yalancılar adlı ses getiren gençlik dizisinde Toprak karakteriyle ve yine 2015 yılında Gecenin Kraliçesi adlı dizide Mert rolünde izledik.

Başarılı genç oyuncu asıl büyük sıçrayışını, geçen yıl başrolünü gençlerin sevgilisi Hande Erçel ile paylaştığı Aşk Laftan Anlamaz ile yaptı. Show TV’de yayınlanan dizide canlandırdığı Murat Sarsılmaz karakteri ile büyük ilgi gören Burak Deniz, sosyal medyada da en çok konuşulan ve takip edilen genç oyunculardan biri oldu. Dizi bitti ama Hayat-Murat veya HayMur fanlarının coşkusu bitmedi.

Burak Deniz, şimdi de Fox TV Bizim Hikaye’de Barış rolüyle karşımızda. Genç oyuncu, Amerikan televizyonlarında büyük ilgi gören Shameless’in Türkiye uyarlaması Bizim Hikaye’de başrolü, yine kendisi gibi başarılı ve popüler bir oyuncu olan Hazal Kaya ile paylaşıyor. Dizi bu iki ünlü ismin dışında, Reha Özcan, Nesrin Cavadzade, Yağızcan Konyalı, Nejat Uygur, Pınar Töre, Berkay Akın, Evrim Doğan, İsmail Karagöz, Korhan Fırat, Mehmetcan Mincinozlu, Alp Akar, Zeynep Selimoğlu, Ömer Sevgi gibi oyuncuları bir araya getiriyor.

Burak Deniz’in oynadığı diziler

Bizim Hikaye  - Barış – 2017
Aşk Laftan Anlamaz – Murat - 2016
Tatlı Küçük Yalancılar – Toprak - 2015
Gecenin Kraliçesi – Mert - 2015
Medcezir 2. Sezon - Aras - 2014
Kaçak - Burak, 2013 - 2014
Sultan -   Tarık - 2012
Kolej Günlüğü – Onur - 2011

No 309 dizisi 60. bölümde herkes, hayatındaki yeniliklere alışmaya çalışıyor

Kısa bir yaz tatilinin ardından, 20 Eylül Çarşamba akşamı 60. bölümüyle Fox TV ekranında izleyiciyle buluşan No:309, yeni sezonda hikayedeki sürprizler ile yine ilgiyle izlendi. Total ve ABC+ kategorilerinde dördüncü olan dizi, AB’de altıncı sırada yer aldı.

Fox’un, hikayesi, anlatımı ve başarılı oyuncuları ile çok sevilerek izlenen dizisi No 309, sezon finalinde çok heyecanlı bir yerde kalmıştı. Onur, eski sevgilisi Özge’den bir kızı olduğunu öğrenmiş, şok olmuştu. Diğer tarafta Lale’nin doğum günü partisi de büyük bir sürprizle bölünmüştü, yıllar önce ekip giden baba Yıldırım Yenilmez, elinde bir hediye paketiyle geri dönmüştü.

Yeni sezonun ilk bölümü de burada başladı. LaleNilüferNergis ve Songül Hanım, bu beklenmedik dönüşün şoku içinde ne yapacaklarını bilemediler. Kendini anlatmaya, açıklamaya çalıştı Yıldırım, Almanya’daymış, orada çalışıyormuş ve dönmüş. Songül’ün müdahalesiyle hediyesini verip oradan gitmek zorunda kalan Yıldırım, ardında şaşkın, ağlayan, üzgün, kızgın dört kadın bıraktı. Parti devam edemedi tabii ki, Onur’un ailesi de bu duruma anlayış gösterdi.

Diğer yanda Onur, varlığından haberdar olmadığı kızı duru ile karşılaşmanın şaşkınlığı içinde ne yapacağını bilemezken, gizlice oraya gelen küçük kızının peşinden gelen Özge, de durumu tasdik etti. Evet, Duru Onur’un kızıymış. Uygun bir zamanda konuşmak üzere ayrıldılar, Onur Lale’nin yanına gitti.
Lale ve kardeşleri dağılmış durumdaydılar, ne düşüneceklerini bilemediler. Doğum günü hediyesini açtı Lale, ağlamaya başladı. Gümüş işleme ustası olan babasının kendisi için yaptığı bir küpeydi bu. Küpenin hikayesini anlattı Lale. “Balıkların göz yaşları değil, sizin gözyaşlarınız onlar”, diye hatırlattı Songül.
İçeri gidip elinde bir kutuyla gelen Songül hanım, anıları tazeledi, o küpenin benzeri ve diğer kızları için yaptıkları, özel günler için yaptığı birkaç takı, bir kutunun içinde duruyordu. Yıldırım, çok iyi bir gümüş ustasıymış ama kumar ve kötü arkadaşlar yüzünden adam olamamış, baba ve koca olamamış ve sonunda onları terk edip gitmiş.

Ama şimdi Yıldırım gerçekten pişman, çok pişman; kendisini ailesine affettirmek istiyor. Ve yaptığı telefon konuşmasından anladığımız kadarıyla da Almanya’da gerçekten de iyi bir işi var. Hatta iş yerinden istifasını kabul etmediler, “Seni izinli sayıyoruz, kapımız sana her zaman açık” dediler.
Kardeşi Hülya da Yıldırım’a yardım etmeye çalışıyor, ama onun asıl derdi para, yani zengin damadın varlığından faydalanabilmek. Ama Yıldırım artık dersini almış temiz ve dürüst bir hayatın ve ailesini geri kazanmanın peşinde. Köpeğinden de tüyolar alarak doldurduğu at yarışı kuponunu yatırmayacak olması da bunun göstergesi.

Betül ve Erol ise kötülüğe tam gaz devam ediyorlar. Onur’un kızının ortaya çıkmış olması onları çok sevindiriyor, keyiften dört köşe bir halde, bunu herkesin duyması için adım adım nifak tohumları ekiyorlar. Betül önce gidip Onur’un anne ve babasına anlatıyor durumu. Yıldız fenalıklar geçiriyor tabii ki. Babası, “durumu Lale’ye hemen anlatmalısın” derken, annesi, gizlemesi tavsiyesinde bulunuyor.

Sevimli tombiğimiz Filiz ise zayıflama derdine düşmüş, ama bir yandan da aklı hala yemeklerde.

Diğer yanda kızlar hem çok kırgınlar, hem de babalarını merak ediyorlar. Babasıyla ilgili hiçbir anısı bile olmayan Nergis, babasını en çok merak eden kişi, o insanın bir babası olması nasıl bir duygu, onu merak ediyor daha doğrusu.
Yıldırım, ailesine kendini affettirmekte çok kararlı. Gidip Songüllerin karşısında daire tutuyor ve onlara komşu oluyor.
Bakalım önümüzdeki bölümler neler gösterecek, “Sevgi çemberi” yaparak güç ve sevgi depolayan bu dört kadın, üç kızımız ve anneleri, bu hatalı ve pişman babayı affedebilecekler mi?

20.09.2017

Siyah Beyaz Aşk dizisi çok yakında Kanal D’de

Kanal D’de yeni başlayacak dizilerden biri de Siyah Beyaz Aşk. Yapımını D Productions’ın üstlendiği, Yasin Uslu’nun yönettiği, senaryosunu Eylem Canpolat ve Sema Ergenekon’un yazdığı dizinin başrollerini İbrahim Çelikkol ve Birce Akalay paylaşıyor; kadroda Muhammet Uzuner ve Arzu Gamze Kılınç da yer alıyor.

Siyah Beyaz Aşk dizisi, karanlık işlere bulaşmış cesur bir genç adam olan Ferhat ile sevgi dolu, idealist bir doktor olan Aslı’nın yollarını kesişmesini ve aralarında gelişen büyük aşkı ekrana yansıtacak.

Birbirinden çok farklı iki insanın, tesadüfler sonucu bir araya gelişi ve aralarında yaşanacak zor aşkın hikayesi çok yakında izleyiciyle buluşacak. İlk tanıtım fragmanı yayınlanan dizinin önümüzdeki ay içinde başlayacağı tahmin ediliyor.

Siyah Beyaz Aşk tanıtım fragmanını izlemek için tıklayınız

Sevda’nın Bahçesi ilk bölümüyle 23 Eylül Cumartesi akşamı Kanal D’de


Kanal D’nin yeni dizisi Sevda Bahçesi’nin yayın tarihi belli oldu. Başrollerini Sibel Can ve Emre Kınay'ın paylaştığı dizi, 23 Eylül Cumartesi akşamı izleyiciye “Merhaba” diyecek. Senaryosunu Birol Güven’in yazdığı, yönetmenliğini Emir Khalilzadeh’in üstlendiği Sevda'nın Bahçesi, başroldeki iki ünlü ismin dışında, Begüm Kütük, Alina Boz, Baran Bölükbaşı, Esra Kızıldoğan, Mehmet Bozdoğan, Berat Yenilmez, Hakan Atalay, Haydar Köyel, Yasemin Öztürk, Melehat Abbasova, Doğa Konakoğlu gibi oyunculardan oluşan güçlü bir kadroyu bir araya getiriyor.

Üç sezon boyunca büyük ilgiyle izlenen Star TV dizisi Paramparça’da Hazal karakterini canlandıran Alina Boz’u Sevda’nın Bahçesi’nde Levent ve Sevdanın kızları Defne rolünde izleyeceğiz.

Sevda’nın Bahçesi'nde, on sekiz sene önce boşanan Levent ve Sevda’nın yıllar sonra yollarının kesişmesi ve sonrasında yaşananlar ekrana yansıyacak.

Dizinin hikayesi kısaca şöyle: Birbirlerini çok severek evlenmiş olan Levent ve Sevda, farklı hayat görüşleri nedeniyle boşanmışlardır. Hep daha fazlasını isteyen Levent, ayrılmak istediğini açıkladığı gün Sevda da hamile olduğunu söyleyecektir kocasına. Ama boşanma kararını duyunca hamileliğini söylemez. Levent ile Sevda’nın yolları on sekiz yıl sonra tekrar kesişir. Levent bir kızı olduğunu bilmiyordur ve evlidir. İkisini de zor günler beklemektedir. Bakalım bu karşılaşma nelere sebep olacak.

Sevda’nın Bahçesi 1. bölüm fragmanını izlemek için tıklayınız

Meryem 8. bölümde Burcu kol düğmesinin peşine düşüyor

Geçen bölüm sonunda duyulan silah sesi ile Savaş aşağı iner; Meryem geriye döner. İkilinin gördüğü manzara şudur: Savcı Oktay yerde yaralı, Derin ise elinde silahla ayakta durmaktadır. Savaş nasıl olupta Derin'in savcıdan silahı aldığını ve birini vuracak kadar nasıl köşeye sıkışmış olabileceğini anlayamaz. Silah sesine koşan Güçlü; Derin'i alıp Sargunların evine götürür.

Meryem ve Savaş ise Oktay'ı hastaneye götürür. Adam ameliyata alınır. Ameliyat başarılı geçer. Derin olayı Yurdal'a anlatır. Meğerse Savaş'ın orada olduğunu anlayan Oktay; Meryem'in de gideceğini anlayınca belinden çıkardığı silahı Derin'in eline tutuşturup kendisini vurmasını istemiş; kız vuramayınca kendisi tetiği çekmiştir. Yurdal savcının bir dolap çevirdiğini anlar ve kapıya gelen polise Derin'i teslim eder.

Oktay; Yurdal'ı hastaneye çağırıp hukuk departmanındaki yerini ister. Savaş'ı da çağırır. Meryem davasından vazgeçmesi karşılığında Derin'in adını vermeyeceğini söyler. Meryem ve Savaş emniyette yakınlaşır. Meryem herkesi korumak için sustuğunu söyleyince Savaş kızdan daha da etkilenir.

Bu vurulma olayı ile Burcu tekrar arşive girip Sevinç'in dosyasını araştırmaya başlar. Güçlü de arşive girer. Meryem'in çekilen fotoğraflarında kızın sağ tarafındaki emniyet kemeri izinden onun yolcu koltuğunda oturduğunu anlarlar. Kol düğmesini üreten firmayı araştırmaya başlarlar

Oktay'ın hastanede olduğunu duyan Beliz telaşla onun yanına gelir. Annesi de gelir. İki kadın Meryem'den kurtulmak için plan yaparlar. Hastaneye gelen Meryem; Oktay ile konuşup kendisinden uzak durmasını söyler. Meryem uzaklaşmak isteyince kızın kıyafetini yırtar. Odadan çıkan kızı Savaş ağlarken görür ve yardım eder. Kıyafet verir. Kızı hastaneye bırakır. Savaş kızın babasının orada kalmasını sağlar. Kıza Oktay'a verilen residence ile ilgili ip ucu bırakır

Savaş eve gelip Derin'i sıkıştırır. Yurdal düğünün olması Derin'in Sevinç meselesini ortaya atmaması için Oktay'dan yardım ister. Derin; Oktay'ın yönlendirmesi ile suçu Yurdal'a atar. Bunu duyan Savaş deliye döner. Burcu düğmeyi analize gönderir. Üzerinde Sevinç'in kanı vardır. Düğmeyi üreten firmayı bulurlar. Savaş da müşteri bilgilerini almak için Burcu'ya yardım eder.

Oktay'ın annesi Meryem'e gidip özür dileme bahanesiyle kıza residence anahtar kartını bırakır. Beliz de Oktay'ı bahaneyle eve götürür. Oktay Burcu'nun kol düğmesini üreten firmada olduğunu öğrenip Savaş'a baskı yapmaya çalışır. Beliz ise Oktay'ın hallerinden şüphelenip üzerine gittiğinde o gece direksiyonun başında Oktay'ın olduğunu anlar. Tam o sırada kapı çalar; Oktay üzerinde bornozla kapıyı açar. Gelen Meryem'dir

Tutsak 1. bölüm özet, konu ve karakterler

Kanal D’de yeni başlayan, başrollerini Pamir PekinGülper Özdemir ve Caner Şahin’in yer aldığı yeni dizi Tutsak’ın 1. bölümünde neler oldu, kısaca bir bakalım, ana konuyu ele alalım. Elif zavallı bir kızcağız, üniversiteyi kazanmış, Hukuk fakültesini, ama gidememiş. Amcası yer, miras anlaşmazlığı yüzünden anne ve babasını öldürmüş. Kızcağız bunu bile kanıtlayamamış. Amca evinde çile çeken Elif için asıl kabus, amcasının onu para için kendisinden hayli yaşlı bir adamla evlendirmesiyle başlamış. Sadullah, kızcağıza eziyet ediyor. Sadullah yıllardır şirketlerinde muhasebeci olarak çalıştığı aileden Gürhanlardan yüklü miktarda para çalmış. Durum ortaya çıkınca evin büyük oğlu Kenan, onu işten atıyor ve şikayetçi de oluyorlar. O da bunun üzerine, yıllardır bu aileyle ilgili, onların kirli çamaşırlarıyla ilgili bütün bilgi ve belgeleri sakladığını söylüyor. Hepsi bir kasadaymış. Bu bilgiler ve belgeler karşılığında büyük miktarda para istiyor. Konuyu büyük oğul Kenan ve anne Leman Hanım konuşuyorlar, ailenin babası Enver Gürhan, uzak duruyor aileye de işe de.

Sonra Sadullah ortadan kayboluyor. Karşı komşu ve aynı zamanda Gürhanların yanında şoför olarak çalışan Bahadırve kahya olan annesi Sevim Hanım, kocası tarafından eve kapatılan Elif’i kurtarıyorlar. Sonra da işe ihtiyacı olan kızı, Gürhanların konağına hizmetçi olarak sokuyorlar.
Bahadır, acıdığı için hem de Elif’e aşık olduğu için yardım ediyor. Annesi ise bu durumdan çok rahatsız. Konaktaki hizmetçilerden Elmas ile Bahadır’ın bir ilişkileri varmış ama çocuk artık istemiyor herhalde, çok mesafeli duruyor. Sevdiği adamın Elif’e olan ilgisini fark eden Elmas, kıza çok kötü davranıyor, onu işten attırmaya çalışıyor. Diğer yandan evin gelini Bennu da sakladığı bazı sırların açığa çıkma tehlikesine karşı, Elifi tehlike olarak görüyor ve onu uzaklaştırmaya çalışıyor.

Elif’in kim olduğunu bilmeyen aile, bunu öğrendiği anda, kızı işten atıyor. Ama daha sonra Sadullah’ın öldürüldüğü haberi geliyor. Evet, Sadullah öldürülmüş, cesedi de Gürhanların av köşkünün olduğu Durusu’da bulunuyor.
Bunun üzerine Kenan ve annesi Leman Hanım, düşünüyorlar ve Elif’i yakınlarında tutmaları gerektiğine karar veriyorlar. Elif’e iyi davranmak, onun güvenini kazanmak zorundalar, çünkü Sadullah’ın kasasını sadece Elif açabilir ve o kasanın içindekiler, Gürhanlar için hayati önem taşıyor.