Comments

{getPosts} $results={3} $type={comments}

16.07.2016

Rengarenk dizisi 2. bölüm özet. Can; Renk Duygun'u hatırlamıyor

Karşıyaka basket maçında kameralara yakalanan Renk'in gerçek kimliğini öğrenen Can çok fena trip atar. Magazinci Fırat'da maçtadır ve ikilinin peşine düşer. Aras da maça gitmek ister ama menejer "Saadet şuan gitme bir yalan bulalım Renk geldiğinde onu ikna etmen lazım" der.

Can bu kaçma kovalamaca sırasında sürekli Renk'e yüklense de sonlara doğru onu anlar. Ancak ilk eşiyle yaşadıkları yüzünden yalana karşı olan kesin tavrı ile bir daha görüşmeyeceğiz der. Renk otele döner ama filmi bıraktığını söyler. Can kız kardeşi ve arkadaşları ile telefonda konuşup onlara da yüklenirken bir araba çarpar. Hastaneye kaldırılır. Kendine ilk geldiğinde ingilizce konuşur sonra kendine geldiğinde Renk'i değil Zeynep öğretmeni hatırlar.

Can'ın annesi Refika eşiyle; bütün gün Can'ın evini temizler. Oğlunun kaza haberini aldıklarında hastaneye koşarlar. Arkadaşları Can ile konuşurken veda eder gibi konuştuğunu söylediği için çocuğun intihar ettiğini düşünürler. Can uyandığında Zeynep'i sorduğunda Can'ın kız kardeşi Derin; Renk'i arar. Can'ın kaza yaptığını söyler. Kız senarist ve yardımcı yönetmen kız ile beraber hastaneye koşar.

Yapımcı zeki ve oyuncu Pars da aynı hastanededir. Renk; Can'a yalan söylemek istemez ama doğruyu da söyleyemez. Derin yardımcı yönetmene Pars'ı sorar. O da bayağı kötüler ama cafeterya da onunla çarpışırak tanışırlar. Can hastaneden çıkıcam diye tutturur. Renk ile tam çıkarlarken bir taraflarında yapımcı bir taraflarında magazinci Fırat öylece kalakalırlar. Renk; Can'a fark ettirmeden oradan nasıl kaçacağını bilemez bir halde durur.

15.07.2016

Seviyor Sevmiyor 4. Bölüm özet. Yiğit Deniz'in puzzle'ını düşürüyor

Geçen bölüm Yiğit şirkete yakın bir cafe de Pırıl ile karşılaşmıştı. Oraya gelen Deniz durumu görünce ortalıktan kaybolur. Yiğit'i arayıp patronun çağırdığını söyleyerek kurtulur

Yiğit şirkette yapılan çalışmaların hiçbirini beğenmez. Tuna'nın daha rahat bir ortamda çalışsak diye yaptığı öneriyi de tersler. Akşam spor salonunda İrem ile karşılaşır. Babası ile konuştuğu için irem'in keyfi yoktur. Berber yürüyüşe çıkarlar dertleşirler sonrasında basket oynarlar.

Yiğit 20.yıl sayısının kapağını ünlü fotoğrafçı Cengiz Tarhan'a çektirtmek için randevu alır. Tuna'nın azizliği sayesinde Yiğit'i havaalanına götürme işi Deniz'e kalır. Yolda defalarca kez nereye gideceksiniz diye sormasına rağmen Yiğit'ten cevap alamayınca Sabiha Gökçene gider. Sonra kestirme ve boş diye girdiği yolda trafik olunca gene Yiğit'in acımasız eleştirilerine hedef olur. Randevuya 55 dakika geç gider. Fotoğrafçı onun tarzını duymuştur ve ona tavırlı davranır. Deniz içeriye girip konuşmaya dahil olur. Adam onu komik bulur ve olayı kabul eder.

Yiğit ona kızar ve epey ağır konuşur. "Sana acıyorum falan" der. Deniz de ona "Asıl ben size acıyorum" diye karşılık verir. Deniz akşam Tuna ile beraber köfte yemeye gider. Hindistandan gelen bozuk bir çayı içince sarhoş gibi olur. Yiğit'i arayıp epey bir saçmalar. Aslında kim olduğunu tam söyleyecekken sadece "Pis herif" demekle yetinir.

Ertesi gün Yiğit bu olayı yüzüne vurmaz. Zaten birgün önce de o Deniz'e haksız yere yüklendiğinin farkındadır. Çünkü konsatre olduğunda kızın hangi havaalanı dediğini duymamıştır. Yiğit şerefine bir pati düzenlenir ama Yiğit katılmaz. İçtiği bir hap yüzünden asansörlerin orada bayılır. Tuna onu sırtında taşır ve Deniz'in yardımıyla kaldığı otel odasına bırakırlar. Deniz buzdolabında sudan başka birşey olmadığını görüp çocuk için üzülür. Çıkışta Tuna'nın kendine yaptığı bir şakaya kızar. Çocuk kardeşime benzettiğim için diye açıklama yapar ama Deniz ona "Git kardeşine yap ozaman o şakayı" der. O zaman öğrenir ki Tuna'nın kardeşi 6 yaşındayken ölmüş

Deniz telefonunu odada bıraktığını fark eder. Kart odada olduğundan kapının şifresini Yiğit'in bilebileceği bir tarih girerek bulur. İçeri girdiğinde yarım olan puzzle tablosunu görür. Yiğit'in ona seslenmesi ile panik olan Deniz tabloyu düşürür.

Aşk Laftan Anlamaz 4. bölüm özet. Murat Hayat'ı kıskanıp Didem ile odaya çıkıyor

Hayat tam "Ben düşündüğüm kişi değilim" diye olayı anlatacakken gerçek Suna onu arar ve "Çabuk eve gel. Didem burda" der. Didem'e de "Ben Hayat'ın kuzeniyim isimlerimiz aynı" der. Hayat Murat'tan ayrılmak için babasının rahatsızlandığı yalanını söyler. Didem; Hayat'tan özür dilemeye geldiğini söyler. Hayat da evden bir an önce gitsin diye kabul eder.

Didem evden çıkınca Cenk diye birini arar ve onunla buluşur. Murat eve geldiğinde Doruk ile karşılaşır ve ondan Hayat'ın babasının değil hasta evde bile olmadığını öğrenir. Kafası karışır çünkü Hayat yalan söylemiştir. Hayat ise eve geldiğinde Fadik teyzesi onu fena fırçalar.

Ertesi gün Sarte Tekstil; Didem herkese fazla iyi davrandığı bir güne uyanır. Herkes çok şaşkındır. Cenk isimli manken çocuğu Hayat'ı tavlaması ve ayağının altından çekmesi için yardım ister. Bu arada Hayat'ın yalanını öğrenen Murat kıza kötü davranmaya başlar. Tuval tarzını beğenmediği Hayat'a Doruk, Didem ve Cenk'in önünde elbiseler giydirip birinde karar kılar. Toplantı sırasında Murat'ın babası; Hayat'a babasıyla akşam beraber olduğunu bilip bilmediğini sorar. Toplantı sırasında abisi Doruk'a bir consept işinde beraber çalışmayı teklif eder.

Hayat işte Murat ile konuşamayınca evine gider. Yemeği hazırlamaya yardım ederken üst tarafı çıplak olan Murat'la çarpışır ve ondan etkilenir. Yemek sırasında Hayat yalanını Didem'in gelişine bağlar ama Murat yine de yalanı kabul etmeyeceğini belli eder ve hakarete varan laflar eder. Hayat ağlayarak gider. Kızlara olanları ve duygularını anlatır.

Ertesi gün Doruk abisi gelmeden bir sözleşmeyi imzalamak için şirkete gelir. Annesi ise abisi ile arasını bozmak için sözleşmede eksiklik bulur. Toplantıdan hemen önce Murat'ın haberdar olmasını ve Doruk'un yönettiği toplantıyı basmasını sağlar. Murat biraz sert bir müdahale yapınca Doruk sinirlenir ve abisi ile tartışırlar. Toplantıdan hışımla çıkan Doruk'u Hayat yalnız bırakmaz ve dertleşirler. Hayat ne söylerse söylesin Doruk yumuşamaz.

Tuval de akşam Murat'ı dinlemek için evine gider. Murat'ın dikkati dağılması için ertesi gün için çekim için program yapar. Annesi Doruk'u gaza getirmeye çalışır ama sabah babaannesi onu biraz yumuşatır. Ertesi sabah çekim için uzak bir yere giderler. Kardeşiyle yaptığı kavgaya duyduğu üzüntüden Murat'ın gastridi tutmuştur. Hayat ona yaptığı sandivici ve ilacı verir. Bu konuda biraz inatlaşsalarda ağrıları yüzünden Murat kabul etmek zorunda kalır.

Şöför Kerem; İpek'in kimlik bilgilerinden muhasebeci arkadaşının yardımıyla iş yerini bulur ve önünde bekler. Arabasını çektirtip tamir ettirtir. Ertesi gün Aslı ile gittiği Avm'nin önünde bu seferde güvenlikteki kadının yardımıyla yine onu bulur. Bütün gün onların yanında dolaşır. Seyyar çekirdekçi bile İpek'i Kerem'in yavuklusu olarak tanımaktadır.

Çekim için gidilen yerde Didem doğum günü kutlaması için herkesi ikna eder. Hayat da Doruk'u arayarak "Abin de kötü gel" dese de Doruk kabul etmez. Murat da onu aramakta fakat açmadığı için huzursuzlanmaktadır. Tam gidecekken Hayat onu kalmaya ve Didem'in planladığı oyuna katılmaya ikna eder. İp uçlarını takip edip bir anahtarı bulacaklar. Bulunan anahtarın açacağı sandıkta ise bir ödül vardır. Ekip için Murat ile beraber olmayı planlasa da kura çekimi sırasında Murat'a Hayat çıkar. İpuçlarını biri o biri o bilir. Ağaçtaki zarfı alma konusunda yine bir düşme ve yine bir başrol tarafından yakalanma sahnesi oluşur.

Doruk sürpriz yapıp oraya gelir. İki kardeş barışırlar. Üçüncü ipucunu yani anahtarı Doruk bulur. Ödül 2 kişilik tatildir. Akşamki parti sırasında Cenk bir plan yapar ve Hayat'a Murat'ın onu ormanlık alanda kendisini beklediği yalanını söyler. Dışarısı karanlık olduğu için ona eşlik eder ama Hayat yalan söylediğini öğrenince Cenk'e kızar. Didem de Murat'a Cenk ve Hayat bütün gece kesiştikten sonra beraber dışarı çıktılar der. Murat peşlerinden gider. Cenk Hayat'a yaklaşıp aniden kıza sarılır. Tam o sırada Murat onları görür yanlış anlar eve döner. Hayat da çocuğa bağırıp tokatı yapıştırdıktan sonra eve döner ama Murat Hayat'a kızdığı için Didem'in elinden tutup kızın gözleri önünde onunla yukarı çıkar.







14.07.2016

Yüksek Sosyete 4. bölüm özet. Kerem Şirin'den; Cansu ise evinden ayrıldı

Cansu; Ece'den gelen mesajla hemen Kerem'i parkta bırakıp gider. Giderken de "Bence sizde fazla kalmayın burada. Evleneceğiniz kızı bekletmeyin" der. Kerem ne olduğunu öce anlamasa da Mert'in Ece'ye Şirin'den bahsettiğini anlar. Mert ile dertleşirler. Mert ona "İki kızı da idare et. İkisine de şans tanı sonra yüreğinin tamam dediğiyle evlenirsin" der. Bu Kerem'in kafasına yatar ve Şirin'e bir şans vermeye karar verir. Sabah her şeyi ayarlayıp Şirin'i Garipçe'ye götürür. Fakat kız densiz densiz laflar eder ama sonrasında da yaptığını farkedip çocuğun annesine gidip ağlanır. "Hep o iş yerindeki kız kafasını karıştırıyor" der. Bu sefer kadın Kerem'in iş yerine gider. Kerem ve Mert'i  yanlış tanıdıkları için asistanın ilgilendiği kız Ece olduğu için ona kaynanalık yapar.

Bedia Çalhan da torununun işlettiği mağazanın raporlarına inanamaz ve gözleriyle görmek için kılık değiştirip mağazaya baskına gider. Ece ona Mert beyi öve öve bitiremez. İki kadın da Olivia'ya aynı anda gelir Mert ve Kerem çeşitli taklalar atarak olayı savuştururlar.

Cansu'nun ailesi hala metresden çocuk olayını atlatamamıştır. Karısı artık rüşvet istemiyorum diyerek daha önce aldığı takıları da o an kendisine aldığı son model arabayı da kocasına geri verir. O da gidip arabayı metresine verir.

Cansu'nun babası; abisine kozmetik bölümünü de devreder. Ancak daha öncesinde kozmetikte üretilen mallarda defo varmış. Bazı kullanıcılarda cilt problemleri yaratmış ama babanın durumdan malesef haberi vardır.

Cansu iş yerindeki Ece ile aynı evde kalmak istemektedir. Babası ile konuşur. "Şirkette hissem olmamasını kabul ederim ama Ece de kalmak şartıyla" der. Babası kabul eder, abisi de destek çıkar ama annesi olaya karşıdır. Ece'ye gitmiş olan Cansu'ya mesaj atar. "Eger eve dönmezsen seni mirastan da mahrum ederim" diye tehdit eder.

Kerem; Şirin ile konuşur ve onunla evlenemeyeceğini söyler. Kız lafı uzatıp "İş yerindeki kız yüzünden mi?" diyince "Evet" der. Şirin ağlıyarak çıkıp gider.



No: 309 Dizisi 6. Bölüm. Lale tekrar yüzüğü taktığı an bebek de tekme attı

Lale ve Onur Ağva da. Muhteşem manzara ve doğa ile iç içe bu muhteşem mekanda tatil yapmayı sürdürmekteler.. Lale deniz kıyısında deli gibi yemek yiyor ve Onur'un da denizden çıkıp yemek yemesi için işaret diliyle ısrar ediyor. Onur ve baklavaları denizden çıkıyor. Lale bu arada boğulacak gibi hamburgeri yemeyi sürdürüyor. Onur ona katıla katıla gülüyor ve ağzını siliyor. İkilimiz bir salın üzerinde halatı çekerek eğleniyorlar. Nehirde tekne ile geziyorlar. Onur önce kızın sonra kendisinin fotografını çekiyor. Teknenin dümenini Onur Lale'ye de veriyor. Kız ilk başta yapamasa da çocuk ona öğretiyor ve tek başına yapabiliyor.
 Sonra muhteşem bir koyda konuşmaya başlarlar. Manzaranın güzelliği, bu tatili annelerine borçlu olmalarını konuşurlarken Lale "Artık dönelim mi?" der. Onur "İstersen bu gece de kalalım hatta bir iki gün daha kalalım" der. Lale"Gidelim bence" diyip kalkmak için davranır. Onur onu durdurur ve cebinden çıkardığı yüzüğü Lale'ye "Bir daha öyle birşey yapşamıycaksın. Sana söz veriyorum" diyerek parmağını takar. Tam o sırada bebek kımıldar ve Lale'de bunu Onur'a söyler. Onur da heyecanlanır ve eliyle kafasını kızın karnına dayar. Sonra kalktığında kızla yüzyüze gelirler gözler birleşir. İkisi de gözlerini kapatır ve öpüşmek için birbirlerine yaklaşırlar. Tam bu esnada Pelinsu falan gelmez inşallah



Buray İstersen Şarkı Sözleri
İzini Kaybettiğim Duygulara,
Bir Gülüşle Kavuşmakmış Aşk
Sana Anlatılan Her Masala,
Bile Bile Aldanmakmış Aşk
Ansızın Umutsuzluk Yelken Açıp Uzaklaşınca Ufuktan,
Anlıyorsun Bak..
Sonbaharda Yapraklar Sararırken,
Sende Yeşile Bürünür Aşk..
İstersen Yak,Savur,Dağıt,Beni Yarala,
Al Bütün Varım Yoğum Senindir.
Ben Yazdım Seni, Diğer Yarıma…
İstersen Yık, Acıt, Kanat, Beni Parçala,
Ölsem De Kıyan Senin Elindir,
Sen Dokun Ziyan Olmaz Bana…
İzini Kaybettiğim Duygulara,
Bir Gülüşle kavuşmak mış Aşk
Sana Anlatılan Her Masala,
Bile Bile aldanmak mış Aşk
Ansızın Umutsuzluk Yelken Açıp Uzaklaşınca Ufuktan,
Anlıyorsun Bak…
Sonbaharda Yapraklar Sararırken,
Sende Yeşile Bürünür Aşk..
Dalgaları Durulur Sular Gibi,
Hasretin Çarpar Yüreğime.
Saçlarını Savurur Rüzgar Gibi,
Ay Gibi Parlar Geceme…
İstersen Yak, Savur, Dağıt, Beni Yarala,
Al Bütün Varım Yoğum Senindir.
Ben Yazdım Seni, Diğer Yarıma…
İstersen Yık, Acıt, Kanat, Beni Parçala,
Ölsem De Kıyan Senin Elindir,
Sen Dokun Ziyan Olmaz Bana…
Sen İste Dağları,
Sen İste Yolları Aşayım.
Geç Kalma Yaz Beni Diğer Yarına…
Sen İste Dağları,
Sen İste Yolları Aşayım Of.
Sen Dokun Ziyan Olmaz Bana…

Aşk Laftan Anlamaz 4.Bölüm. Hayat'ın Murat'tan etkilendiği an

Murat kendini eve atmak için sabırsızlanırken bahçede kendisini bekleyen Hayat'ı görür. Murat "Ne işin var burda?" diye sorar haliyle. Hayat "Konuşmamız lazım. Beni dinlemeniz gerekiyor." der.  Murat "Tamam seni dinliyorum" diyince Hayat birden ne söyleyeceğini unutur. Murat da"Benim sporumu yapıp duşumu almamı sonra akşam yemeğimi hazırlayıp yiycem. Akşam yemeğinden sonra konuşuruz" der ve ilerler. Hayat mutsuz kafasını öne eğer. Murat geri döner ve "Süreci hızlandırmak istersen yemeği sen yapabilirsin" der. Hayat çocuğun mutfağına buzdolabına bakar. Ama pek tanıdık birşey yoktur. Sonra pencereden aşağıda havuzda yüzen Murat'ı seyreder. Ondan gözlerini alamaz. Sonra mutfağa gidip salata sebzelerine eziyet etmeye başlar. Mutfakta bir şey arayıp bulamaz ve elleri iki yana açık kendi kendine mırıldanarak koridora çıkar. Tam o sırada merdivenlerden hızlıca yukarı çıkan Muratla çarpışır. Buraya kadar bir şey yok tabi ama söylemeyi unuttum. Murat'ın üst tarafı çıplak. Belinde ise sadece bir havlu sarılı :)

Kızın elleri Murat'ın çıplak gögsüne dokunur. Hayat şaşırır etkilenmiş bir vaziyette bocalar. Murat da onu seyretmektedir. hayat sonunda soracağını sorar ve geri geri gidip kaçarak mutfağa gider. Murat arkasından güler. Sonra mutfağa gelip ona sebzeleri doğramayı gösterir. Hayat sebzelere değil Murat'a bakmaktadır o başka. Sonra bahçeye kurdukları masaya tabakları taşırlar.


Çilek Kokusu 12 Bölüm. Burak ve Aslı birlikte uyuyor


Burak Aslı'yı arar. "Bahçeye doğru baksana" der. Kız pencereden dışarı baktığında telefonla konuşup ona bakan çocuğu görür. İkisi de birbirlerine "Seni çok özledim" der. Burak sorar "Ne yapıyordun?" Kız "Hiç uzanıyordum öyle" Burak muzipçe sorar "Beni mi düşünüyordun yoksa?" Kız uatanarak "Evet" der. Burak "Keşke yanında olsaydım. Birlikte uyusaydık. İster miydin?" diye sorar ve arkasını dönüp yürümeye başlar. Kız "Nereye?" dediğinde aldığı cevap "Birlikte uyuycaz" olur. Kız "Bunun mümkün olmıycağını biliyorsundur herhalde" der. Sanki Burak için imkansız diye birşey varmış gibi. Burak "Bence mümkün. Şuan odamdayım. Yatağıma yattım. Sende yat" Kız da gülümser ve yatağına yatar. "Birlikte olduğumuzu hayal et. Birbirimize sarılmışız.Şuan yanımdasın. Hissediyor musun?" Kız "Evet" der. Bu sırada iki oda ve iki yatağın görüntüsünü montajla yan yana getirirler. Sonraki sahnede hakikaten Aslı Burak'ın yatağında yanında omzunda yatıyor olduğu sahneye geçiyorlar. Burak kızın saçını okşuyarak soruyor "Uykun geldi mi birtanem" Aslı "Evet. Kollarında o kadar rahatım ki" "Hadi uyu aşkım. Sana sarılmayı hiçbir zaman bırakmıycam. Seni seviyorum" diyor ve ikisi de kulaklarında telefon birbirlerinin kollarında uyuduklarını düşünerek uykuya dalıyorlar. Ya çok tatlı bir sahneymiş gerçekten 


Kiralık Aşk 19. Bölüm. Defne Ömer'e 'Sakın Bir Yere Gitme' diyor

Defne kankaları ile otururken sekreter Nazlıcan Defne'yi arar ve Ömer'le İzi'in Marsilya'ya gideceği haberini verir. Defne soluğu Ömer'in evinde alır. Çocuğun kapıyı açması ile içeri dalan Defo tüm evi araştırarak İz'i aramaya başlar. Ömer ne olduğunu önce anlamasa da sonra Defne "Ömer sen benden hala neyi saklıyorsun ya. Almışsın işte biletleri gidiyormuşsunuz" der. Ömer gülümser. Defne günlerdir kafasına takılan şeyi de söyler. "İz'in izi de duruyordur herhalde hala .Dövmenizi diyorum" Ömer muzipçe sorar "Gitmiyim mi şimdi?" Defne gözleri çakmak çakmak, alacağı cevaptan da korkarak sorar "Gidecek misin?" Ömer "Sen söyle" Defne "Dövme. Duruyor mu durmuyor mu? Valla deliricem ben artık ya" Ömer yine güler ve "O iz silindi gitti Defne" der. Bakışırlar. Defne derin bir rahatlama nefesi verir ve çocuğa sarılır "Sakın. Sakın hiçbir yere gitme." Ömer inanamayarak kızın yüzüne bakar ve tekrar sarılırlar


Şahane Damat 3. Bölüm - Sakın kımıldama ki öpebileyim

Melike isteme kahvelerini veriyor sanırım sırayı karıştırıyor. Hatta annesine vermeyi unutuyor. Sonrasında tuzlu kahveyi içince ayağa fırlayan Mehmet'in üzerine annesine vermesi gereken kahveyi de döker. Mehmet söylenerek banyoya gider. Panik ve mahcup Melike de arkasından gider el sabununu çocuğun üzerine döker. Sonra musluğu açıp avuçlarıyla aldığı suyu çocuğun üzerine atmaya başlar. Mehmet deliye döner ama kızı da durdurması gerektiğini fark eder. Çünkü sürekli bir tüy dikme olayı yaşatmaktadır çocuğa :) "Melike dur dur." der. Kızı kendine çevirir. Gözler birleşir. Kız "Durdum" diyip çocuğun gözlerine bakar. Mehmet "Kımıldama" derken kız "Kımıldamam" der. Melike çoktan gözlerini kapatmış beklerken içeriden ve hatta tam Mehmet de onu öpecekken içerden Tahsin seslenir. "Monşer; kız istenecek hadi." der. Mehmet gülerek kıza bakar ve "İsteyelim bakalım" der. Ama bu ikisininde aklından çıkmayacak bir yakınlaşma bence

No:309 Dizisi 6. bölüm özet. Lale ve Onur tekrar yüzük taktı.

Lale Onur'a hiçbir açıklama yapmadan sahilde onu terk ettiğini söyler. Bebeği ve kendisini bir daha göremeyeceğini de ekleyip yüzüğü avucuna bırakır. Onur ne olduğunu anlayamaz. Songül anne kızını aradığında telefonu kapalı olunca ve gidebileceği hiç bir yerde de bulamayınca panikler. Sonrasında çiçekçiye gelen Lale olanları anlatır. Sonrasında Nergis Lale'ye Pelins'nun söyelediklerinin yalan olabileceğine uyandırır. Zaten biraz yumuşamış olan Lale'yle konuşmak için Onur da çiçekçiye gelir. Lale onu görünce korkup vazoyu kırar. Toplamaya çalışırken Onur elini keser; Lale onunla ilgilenir. Bu durum Onur'un hoşuna gider.

Songül anne ve Nilüfer abla Onurların evine gider ve annesiyle konuşur. Kadın bebeği alma gibi bir durumlarının olmadığını bunun yalan olduğunu anlatınca sakinleşirler. Çocukları nasıl barıştıracaklarını düşünürler. Buldukları fikre göre her ikisi de çocuklarını bir bahaneyle Ağva'ya yollıyacak; orada aynı otel hatta aynı odada kalmalarını sağlayacaklardır. Planları başarı ile ilerler. Hatta küçük kardeş ve Onur'un annesi bavullarına çaktırmadan müdahale bile ederler.

Kurtuluş bütün bölüm karısı Nilüfer ile barışmaya çalıştı. Nergis şöfor Samet ile zaman geçirdi. Erol'un annesi gelininin bulantısını hamileliğe yorunca tüm aile kan tahlili yaptırmak için hastaneye gittiler ve tesadüf eseri Lale'nin doktoru Onur ile karşılaştılar. Bu arada kız hamile değil henüz. Pelinsu ise Onur'dan gelecek tepkiyi beklemektedir. Telefonlarını açmayınca stres olur. Erol'un karısı onu sinir etmek için Onur ve Lale'nin ön balayına gittiklerini söyler. Pelinsu deliye döner.

Önce Lale ardındanda Onur otele odaya girer. Lale; Onur girdiğinde küvette kulaklıkla müzik dinlemektedir. Onu görünce korkar bile. Sonrasında ikisi de annelerinin oyunu olduğunu anlarlar. Lale Pelinsu'nun ona söylediklerini Onur'a anlatır. Yorgun oldukları için bir gece kalıp sonra dönmeye karar verirler. Otelde başka yer olmadığından ayrı odalarda kalamazlar. Onur kanepede yatar. Sabah denize girerler. Eğlenceli zaman geçirirler. Onur birkaç gün daha kalalım dese de kız dönelim der. Kalkmadan önce Onur Lale'ye "Bir daha böyle bir şey yaşamayacaksın. Söz veriyorum" der ve yüzüğü tekrar kızın parmağına takar. Tam o sırada tekmeleyen bebeğin sevinç ve paylaşımını yaşarlar. Birbirlerine yakındırlar ve aralarında bir etkileşim olur.

13.07.2016

Şahane Damat 3. bölüm özet. Melike'yi isterler. Artık resmen nişanlılar

Mehmet'in nişanlısı İlknur'u kandırmak için Melike'nin Tahsin'in nişanlısını olduğunu söylerler. İlknur Melike'nin üzerine çok gelince kazayla kız havuza düşer. Amcanın karısı dedektifin yönlendirmesi ile onu Diva ile basmaya gelir. Kıl payı ile kurtulurlar fakat o sırada karısına aşkım dediğini duyan Diva o andan itibaren sürekli ağlamaya başlar.

Ertesi gün Melike'nin annesi "Gelip kızımı benden istemen lazım" diye tutturur. Mehmet buna yanaşmaz. Almancı abla ise Tahsin'in babadan kalma eşyalarının canına okuyup onu sinirlendirmektedir.

Melike'nin annesi oğlunu epey bir para vererek memlekete yollar. Ama otogarda bir sahtekar bunun şarkı söylediğini görür ve onu seni meşhur edicem diye kandırır. Bir eve götürür orda yapımcı olduğunu söyleyen bir adam sesini çok beğendiğini söyler. Sabah yalnız uyanır paraları da kayıptır.

Melike çalıştığı gazetede daha önemli bir şey yapmak istese de patronu ona bu fırsatı vermez. Sonrasında amca onu ve Tahsin'i kliniğe çağırır. Kıza yazdığın burç yorumlarıyla Divayı kontrol altında tutacaksın. Yoksa seni ailene söylerim diye şantaj yapar. Melike çaresiz kabul eder. Tahsin de üzerine hastanede bir yazı dizisi yapması iznini koparır.

Melike ve Tahsin amcanın odasından çıkarken Mehmet ile karşılaşırlar. Mehmet olayı anlamadan dinlemeden Melike'yi kan emicilikle suçlar. Kız ağlayarak orayı terk eder. Tahsin sonrasında durumu anlattığında Mehmet söylediklerinden pişmanlık duyar ve Melike'den nasıl özür dileyeceğini düşünür.

Eve geldiğinde Melike'den özür dileme çabaları boşa çıkar. Tam o sırada bir yaralı güvercin bulurlar tedavi edip Tahsin'in antika kafesine koyarlar. Anne evde istemediği için Tahsin'in de antika kafesini kullandıkları için eve girmezler. Bahçede sabahlarlar.

Ertesi gün iş yerinde yaptığı telefon konuşmasına şahit olan amca; annenin Mehmet'in evine gelip Diva'yı görme ihtimali yüzünden kız istemeyi kabul eder. Mehmet bunu duyduğunda bir kez daha Melike'ye kızar ve kız isteme konusunda amcasını kandırmakla suçlar. Kavga ederler. Bu sırada da Melike Mehmet'i mirastan mahrum olmamak için amcasının kuklası olmakla suçlar.

Amca parasız ameliyatlar için Mehmet'in bu olaya dahil olduğunu söyler ve kızı fakir hastalardan birine götürür. Melike ordaki fakir bir hastaya yardım için çıkarıp yüzüğünü verir ve hesaplaşma amaçlı Diva'ya gelir. Olayları anlatır kadınla barışır. Ama burç yorumuna da "Size bunları yaşatan adamdan kendinizi mahrum bırakın" yazar.

Mehmet ameliyat çıkışı ona yaptırım uygulamaya kalkan İlknur ile kavga eder. Sonrasında Melike'nin yüzüğünü verdiği fakir hastalardan bu olayı öğrenir. Akşam kız isteme olayının olmayacağını annesine söyleyemeyen Melike onu ameliyatla oyalamaktadır. Yüzük olayından sonra onu affeden Mehmet, Tahsin ve amcası ile istemeye gelirler.

Tuzlu kahveyi içerken yanlışlıkla ona çarpan Mehmet'in üzeri kahve olur ve banyoda aralarında duygusal bir yakınlaşma olur. Kız isteme biter bitmez yan evi albay ve dede basar. Onları durdurmak için albayın kafasına vurup bayıltırlar





12.07.2016

Hayatımın Aşkı 8. Bölüm - İlk Dans, İlk Yakınlaşma!

Gökçe ve Demir dans etmeye başlarlar. Demir sorar "Hazır mısın?" Gökçe "Yani bilmem hazırım galiba." Demir "Gel o zaman." Demir kızın elini omzuna koyar ve burdan tutmalısın der. İkili arasındaki yakınlaşma ve elektriklenme görülmeye değer boyuttadır. Demir gerginlikten ölmek üzere olan Gökçe'ye "Kendini bana bırak. Ben seni yönlendiririm" der ve dansı yönlendirmeye başlar. Arabadan gelen parça Burcu Güneş'in 'Biz Aşkı Meleklerden Çaldık' parçasıdır. Aralarında yakınlaşma öpüşmenin kıyısından dönecek boyuttadır. Gökçe "Ay yok ben yapamıycam galiba. Ama yapamadım. Adımları sayamadım" Demir "Şişt konuşma. Sayma da zaten. Ayaklarına bakma kafan karışır. Öğrenmeye çalışma, hisset" Kız "Tamam hissedicem" der ve dansa devam ederler.


Bak yıldızlar altında gözlerimin içine
Duy rüzgarların bize anlattığı birşey var
Bir fısıltı gibi bazen o en büyük çığlıklar
Bilmezler mi gelir geçer en büyük fırtınalar
Biz aşkı meleklerden çaldık
Birbirimize sımsıkı bağlandık
Bak yıldızlar altında gözlerimin içine
Duy rüzgarların bize anlattığı birşey var
Bir fısıltı gibi bazen o en büyük çığlıklar
Bilmezler mi gelir geçer en büyük fırtınalar
Biz aşkı meleklerden çaldık
Birbirimize sımsıkı bağlandık

Dirilş Ertuğrul 30. Bölümde Ertuğrul'un Söylediği Türkü 'Sefer Düştü Gürcistan'a'

Herkes Dodurga çadırında yemek yiyorlar. Ziyafet gibi birşey verilmiş. Dodurga obasının beyi Korkut bey orada bulunan ozanlardan bir parça söylemelerini ister. Onlar da aşağıdaki parçayı söylemeye başlarlar. İkinci kıtayı ise dostlarının öğünmesi ve mutluluğu eşliğinde Ertuğrul söylemeye başlar. Düşmanları ise birbirine memnuniyetsizlik ile birbirlerine bakmaktadırlar.


Sefer düştü Gürcistan’a
Bizim ilen gelen gelsin
Mert gelsin namert gelmesin
Kanlı çaydan geçen gelsin

Sefer düştü şu Moğol’a
Bizim ilen gelen gelsin
Mert gelsin namert gelmesin
Kanlı çaydan geçen gelsin

Kulak tut merdin sözüne
İnelim meydan yüzüne
Ecel gömleğin özüne
Kend’eliyle biçen gelsin

Dinleyin yiğit sözünü
Çekerim güzel nazını
Gürcistan’ın has kızını
Terkin alıp kaçan gelsin
Kılıcından akan kanı
Şerbet edip içen gelsin