Comments

{getPosts} $results={3} $type={comments}

12.08.2016

Şahane Damat 6. Bölüm. Mehmet ve Melike'nin nişan sahnesi

Tahsin; Melike'ye jest olsun diye nişan elbisesi almıştı. O elbiseyi seçerken Cennet de başka altın sarısı abartılı bir elbiseye bayılır. Tahsin kıza kıyamayıp o elbiseyi de alarak sürpriz yapıyor. Nişan gecesi Cennet Tahsin'e yalnızken teşekkür eder. Tabi kendi tarzında "Hani beğenmemiştin? Hani göz çıkarıyordu tırıvırıcı?" Tahsin gülerek "Her durumda çıkıyor o göz sıkıntı yok. bari gönlün olsun dedim" diyince kız Tahsinee vurarak teşekkür ediyor sonra koluna girip mekana yöneliyorlar.

Mehmet ve Melike nişan kıyafetlerini giyip evden çıkıyorlar ve birbirlerini görüp etkileniyorlar. Melike ve Mehmet tacın altında durup önce misafirlere sonra birbirlerine bakıp el ele tutuşup alkışlar arasında iniyorlar. Hayati amca bir konuşma yapıp kurdeleli nişan yüzüklerini takıyor.

No: 309 Dizisi 9. Bölüm. Lale hormonlarından şikayetçi

Lale ve Onur restauranttayken yan masaya bir erkek bebeği olan aile gelir. Lale hemen bebeği sevmeye gider. Kucağına aldığında bebek ağlamaya başlar. Onur Lale'ye "Bence çocuk seni çok sevmedi Lale" der. Hay demez olaydı. Lale hormonları yüzünde bir paronoyaya düşer ve "Sevmedi dimi? Ya benim çocuğumda beni sevmezse ne olucak" Onur "Ya şaka yapıyorum. Yok öyle bir şey. Bir kere çocuğun annesi sen olacaksın; öyle bir ihtimal var mı?" Lale'nin gözleri dolmaya başlamıştır bile "Ama gerçekten ya sevmezse beni." Onur "Anneler bebeklerini 9 ay karnında taşıyor. Besliyor büyütüyor bakıyor. Bebeğin annesini sevmeme ihtimali bence yok" diyince Lale bu sefer de "Ha zorunda olduğu için sevecek yani beni" demesin mi? Sonra ağlamaya başlıyor "Yok yok ben anladım. Ben iyi bir anne olamıycam. Gerçekten iyi bir anne olamıycam. Ben 3 ay karnımdaki bebeği farkedememişim. Babasını da doğru düzgün seçemedim zaten"

Onur bu laf üzerine bozuluyor ve "Bu biraz ağır olmadı mı?" Lale sözünün arkasında "Ağır falan olmadı. Onur bak sen çok iyi biri olabilirsin. Ama sonuçta biz birbirimizi sevmiyoruz anladın mı? Bu bebek aşk bebeği olmıycak. Sence bunu hissetmiyor mu sanıyorsun? Hissediyor. O yüzden ben iyi bir anne olamıycam. Ben hissediyorum bunu. Teselli etmeye çalışma beni." Onur uzanıp kızın elini tutuyor ve "Sen şuan kendine haksızlık ediyorsun. Çok iyi bir anne olacaksın. Belki hislerimiz diğer anne babalar gibi olmayabilir ama bu çok iyi anne baba olmıycaz anlamına gelmeyebilir. Ben seni seviyorum. Çok saygı duyuyorum. Sen bir kere çok akıllı; ayakları yere sağlam basan; hayat dolu bir kadınsın. Senin şu yaptıkların bile; şu ince düşüncen bile; ne kadar mükemmel bir anne olacağını gösteriyor. Bizim bebeğimiz gerçekten çok şanslı." diyip kızın elini öpüyor. Lale "Teşekkür ederim valla. Hormonlar yüzünden oldu"diyince Onur da bıyık altından gülerek "Bu künefeyle lahanayı aynı anda isteten hormondan herşey beklenir"


Yüksek Sosyete 8. Bölüm. Ece'den itiraf "Kendimi Kaybettim"

Geçen bölüm sonunda Mert Ece'nin sokağına lamba diktirtmiş; Ece de bundan etkilenip asistanı öpmüştü. Şuan izleyeceğiniz video o sahnenin devamı.. Mer kız öpmeye devam ederken Ece onu durdurur. Mert ne olduğunu anlayamaz. Kız "Yapamam ben" diyince çocuk kızı kendine doğru çekip "Ece"diyor. Kız naz yapıyor sanıyor. Ama kız ısrarlı "Yok. Yapmamalıydık. Böyle bir şey hiç olmadı tamam mı? Yani unutalım bun. Ben kendimi kaybettim. Kusura bakma" Kız bunları söylerken Mert'in yüzündeki hayal kırıklığı ve kızı anlamaya çalışmaları görülmeye değerdi. Sonra onu bırakıp giden kızın arkasından seslenir ama kız çoktan koşarak yukarı evine çıkmıştır.

İçeri girincede "Ne yaptın Ece sen ya. Niye öptün çocuğu?" diyip elini dudaklarına götürür. Kendini kaptırdığını fark edince de "Ay unut unut. Olmadı böyle birşey" diye kendine tekrarlayıp durur.


11.08.2016

Yüksek Sosyete 8. bölüm özet. Cansu ve Kerem'in arasındaki tek engel: Mert Çalhan

Cansu ve Kerem beraber geçirecekleri 'tek bir gece' için hazırdırlar. Kızın da isteği üzere onu sessiz sakin bir yere yani Derince'ye götürür. Kız oraya da kurduğu hayale de bayılır. Sonra deniz kenarında bir balıkçı kulubesinde sabahlarlar. Balıkçı isimlerini sorduğunda daha önce anlaştıkları gibi "Mert ve Cansu" demezler. Kız adına Aslı diyince balıkçı da şaka ile o zaman sende Kerem'sin herhalde"der. Kerem için bu bir işarettir.  İkili artık birbirlerinin hislerini bilecek ama önlerindeki engeller yüzünden eskisi gibi davranacaklardır.

Ece ise Mert'i öpmesinin ardından geri vites yapar ve "Herşeyi unutalım; arkadaş kalalım" der. Mert kıza sabaha kadar zaman verir. "iyice düşün taşın. Eger hayır dersen hiçbir şey eskisi gibi olmayacak" der. Mert; kızın kapısının önünden gitmez ve arabada yatar. Sabah araba ile kızın otobüsünün önünü keser ve cevabını sorar. Kız istemediğini söyleyince iş yerinde karşılaştıklarında selam vermez hatta kızın gözünün önünde başkasıyla ilgilenir. Kız kıskançlıktan geberir.

Süreyya metres Işıl'ın düğüne gelmesinin acısını kocasından çıkartır ve adamı evden kovar. Işıl da düğünden kovulmasının hıncını Metin'den çıkartır. Eger bebeği nüfusuna almazsa bir daha ne kendisinin ne de kızlarının yüzünü göremeyeceğini söyleyerek evinden atar. Adam geceyi otelde geçirir.

Cansu'nun abisi kozmetik skandalı olayında ablasından bulduğu yalancı şahidi geri çekmesini ister ama kız "Neden bahsettiğini bilmiyorum" diyince o da elindeki kozu oynar. Kasasında sakladığı bu yanlış kozmetiğe onay veren kişinin ablası olduğunu gösteren belgeleri imzasız şekilde ablasına yollar. Abla deliye döner. İki kardeş restleşirler.

Bedia sultan avukat Levent'i arar ve kahvaltıya çağırır. Süreyya ile ilgili gelişmeleri öğrenip "Süreyya'nın hayatı çok karışık. Onun kafasını karıştırma" diye ikaz eder. Derneğe gidip Levent'in projesine kaynak sağlıycak bir bağış yapar. Süreyya da Levent'le konuşmak için onu derneğe çağırır. Aralarındaki çekime yakalanmamak için Süreyya yine mesafeli konumuna geri döner.


Mert o gün kurul toplantısı olduğunu unutmuştur. Yorgunluk ve kafa karışıklığıyla zaten Kerem'in hazırladığı sunumu bile yapamaz. Zaten sürekli babaannesi onu aramaktadır. Ne yapacağını bilemeyerek parka kaçar. Kerem Mert'in kurula girmediğini öğrenince onunla konuşmaya parka gider. Babaanne de torununun dün akşam düğüne gitmediğini bugünse kurula katılmadığını öğrenince fenalaşır. Onun yardıma Ece koşar. Restauranta oturtur ve iki tatlı üzerinden Kerem ve Mert arasında seçim yapamamasını anlatır. Kadın ona Mert gibiolarak anlattığı tatlıyı yemesini tavsiye eder.

Ece Mert ile ilgili kendisini kötü hissettiği için Cansu'ya şartlı bir sarılma yapar. İki arkadaşın arasındaki buzlar erimektedir.

İki erkek dertleşirken Mert Ece'nin kendisini öptüğünü söyleyince mutluluktan havalara uçar. Kız işe aralarında sadece "Mert Çalhan" olduğu yalanı olduğunu düşünüp gerçeği Cansu'ya söylemek için restauranta koşturur. Mert de "Oğlum delirdin mi? Yakıcaksın ikimizi de" diye kışturur. Ve tam Kerem gerçeği söyleyecekken Mert dikkatsizce onlara doğru adım atınca ona araba çarpar.

Kaçak Gelinler. Özgür herkese sms ile müjde veriyor. Acaba?

Selim masasında sıkıntıdan ataçlardan zincir yapmış. Telefonuna Özgür'den sms gelir "Sonunda evet dedi. Beraberiz" Selim bu habere seviniyor. Can parkta bir bankta oturuyor. Ona da aynı sms geliyor. Hatta Önder'e de sms atıyor. Görmemişliğin bu kadarına da pes denir herhalde. Klibe Cem Özkan'ın 'Acaba' parçası eşlik ediyor



Ne yaşandıysa yaşandı,elimde sadece anılar Kaldı. 
Elde kalanlarla yaşamak çok zor, hatta İmkansız... 

Kapanmamış bir sürü yara, cevapsız sorular aklımda? 
Oturmuşum bir köşede merak ediyorum! 

Acaba sende beni benim seni düşündüğüm kadar düşünüyor musun? 
Acaba sende beni benim seni özlediğim kadar özlüyor musun? 
Acaba sende beni benim seni düşündüğüm kadar düşünüyor musun? 
Acaba sende beni benim seni özlediğim kadar özlüyor musun ? 

Hâlâ... 

Yaşananlar yaşandı, elimde sadece anılar Kaldı. 
[ kaynak: http:&&sarki.alternatifim.com&goster.asp?ac=201876 ] 
Elde kalanlarla yaşamak çok zor, hatta imkansız... 

Kapanmamış bir sürü yara, cevapsız sorular aklımda? 
Oturmuşum bir köşede merak ediyorum! 

Acaba sende beni benim seni düşündüğüm kadar düşünüyor musun? 
Acaba sende beni benim seni özlediğim kadar özlüyor musun? 
Acaba sende beni benim seni düşündüğüm kadar düşünüyor musun? 
Acaba sende beni benim seni özlediğim kadar özlüyor musun ? 

Hâlâ... Hâlâ... Düşünüyor musun? 
Hâlâ... Hâlâ... Özlüyor musun? 

Acaba sende beni benim seni düşündüğüm kadar düşünüyor musun? 
Acaba sende beni benim seni özlediğim kadar özlüyor musun? 

Acaba sende beni benim seni İstediğim kadar istiyor musun? 

Acaba sende beni benim seni sevdiğim kadar seviyor musun? 

Aşk Laftan Anlamaz 7.Bölüm. 'Aramızda bir şey yaşandı mı?'

Hayat içkili olduğu için hatırlayamadığı o gecenin sabahında Murat'ın yatağında yarı çıplak uyanmıştı. O gece birlikte olup olmadıklarını hatırlıyamamaktadır. İpek'in arabasına binip Murat'la buluşur. Hayat "Gece gece rahatsız ettim. Kusura bakma" der. Murat "Önemli değil. Duruldun mu bari biraz."Hayat "Eh işte. Ben bu şekilde yaşamaya devam edemiyorum Murat. Düşünmeden duramıyorum. Gözüme uyku girmiyor. Bilmek zorundayım. Sormak zorundayım" Murat Hayat'ın hiç bitmeyen sözlerinden sıkılır ve sonuca ulaşmak ister."Neyi bilmek istediğini söyler misin artık Hayat?" Kız çekinerek sorar "Dün gece aramızda bir şey yaşandı mı? Ben hiçbir şey hatırlamıyorum" Murat hakaret edilmiş gibi yüzünü buruşturarak sorar "Sen dün gece senin sarhoşluğundan faydalanıp faydalanmadığımı mı soruyorsun?" Hayat "Benim sorumun cevabı bu değil" Murat sinirlenmekten çok alınarak sorar "Beni gerçekten bu yüzden mi çağırdın. Hiç mi bir şey hatırlamıyorsun? İyi. Belkide böylesi daha iyidir. Ama merak ettiğin şey dün gece birlikte olup olmadığımızsa; böyle birşey olmadı. Rahatça uyuyabilirsin. Merak ediyorsan diye söylüyorum: İddiayı sen kazandın. Bu oyunun galibi sensin Hayat " diyor ve arabasına binip gidiyor.


Kaçak Gelinler Şebnem; Selim ile oynadıkları bilardoyu hatırlıyor

Şebnem Gürsoy; Selim'e duygularını açamamış ve ikili inatlaşıyorlar. Selim ise Şebnem'e inat olsun diye bir kızla onun gözünün önünde bilardo oynuyor. Şebnem ise eskiden onunla iddiaya girerek oynadıkları bilardoyu ve onu nasıl yendiğini hatırlıyor. Cem Özkan'ın "Dön Bana" şarkısı da olaya tam oturmuş gibi görünüyor


Üzülürüm yine 
Resmini görünce 
Maziye bakarak 
Vazgeçemem senden 
Bir ömür geçse böyle 
Ardından yalvararak 

Dön bana yeniden ne olur 
Sev beni yeniden ne olur 
Al beni yanına ne olur 
Dön bana yeniden ne olur 
Ne olur... 

Unuturum sandım 
Zamana bırakınca 
Seni nasıl sevdiğimi 
Ama bugün yine 
Söylüyorum hep aynı 
Hep aynı şeyi 
Dön bana yeniden ne olur 
Sev beni yeniden ne olur 
Al beni yanına ne olur 
Dön bana yeniden ne olur 
Ne olur...

No :309 dizisi 9. bölüm özet. İsmet babaanne herkese GOL atıyor

Lale ve Onur'un geçen bölüm bebeğin cinsiyeti üzerine iddiaya girmişlerdi. Erkek olduğunu öğrendikleri için iddiayı Onur kazanır. Beraberce bebek alışverişine giderler ve abartma kelimesine yeni anlamlar yüklerler. Lale'nin canı şalgam suyu çekince bir kebapçıya giderler ve Lale'nin duygusal bir anında yakınlaşırlar. Fakat bebeğin erkek olduğunu öğrenen Pelinsu'nun yeni bir planı vardır ve Onur'u arayıp "Galiba zehirlendim. Anneme ulaşamıyorum. Gelip beni hastaneye götürür müsün?" der. Onur da kalkmak zorunda kalır.

Erol'un karısı mirasın bir kısmının ilk bebeği olana kalacağını öğrenir ve zayıflamaya karar verir. Diyet sırasında ailesi ve Erol oma yardımcı olmaktadır ama çok komik sahneler yaşanır.

Kurtuluş hafızasının geri gelmemiş gibi davranmaktadır. Nilüfer en sevdiği şeyle ona yardımcı olur. "At yarışı" Onun gözünün önünde bir altılı oynar ve radyodan beraberce dinlerler. Heyecanları ve oyunculukları gerçekten izlenmeye değerdi. Sonunda Kurtuluş açık verir ve hafızasının o an geri geldiğine karısını inandırır. Ama yine allem kullem edip karısını bunu belli etmemesi ve bir süre daha evde kalması için ikna eder.

Nergis sevgilisi ile buluşmakta zorlanmaktadır. Samet'e durumu anlattığında anlayışla karşılar ve annesi ile tanışmayı kabul eder. Fakat öncesinde yine Songül hanım ile başka bir çiçekçide karşılaşıp yine kavga eder. Çay bahçesine gittiğinde tanışacağı kişinin o kavga ettiği kadın olduğunu anlayınca bir bahane uydurup kaçar.

Samet ve Kurtuluş mahallede karşılaşırlar ve yemeğe giderler. Kurtuluş bütün hesabı hatta önceki hesabı bile Samet'e ödetir. İki erkek dertleşirler ve kayınvalide ile ilgili Samet'e tiyolar verir. "Bir süre ortalarda görünme kendini unuttur. Yoksa annesi kızını sana asla vermez" der.

İddiayı kaybeden Lale'den Onur bir akşam yemeği pişirmesini istemişken Pelinsu'nun telefonuyla oraya giden Onur romantik bir akşam yemeği ile karşılanır. Kız o kadar olgun davranmaktadır ki bebeğe fenerbahçeli takım hediye bile almıştır. Gece burada kalabilirsin teklifini reddedip eve döner. Bütün bir gün nikah için gün almak için uğraşırlar. Lale'ye de kalacağı ayrı oda için mobilya bakarlar.

Lale de Onur'dan ayrılınca hep gitmek istediği şehre gelen bir tarihi sergiye gider. Orada doktor Onur ile karşılaşır. Beraber bir şeyler içerlerken zaten dolu olan Lale doktoruna sahte evlilik olayını anlatır. Sonra adam onu eve bırakırken arabada telefonunu düşürür. Lale'yi arayan Onur; telefonu doktor açınca bozulur ve bu buluşmanın planlı olduğunu zannedip kızar. Erol'un karısı Filiz de sosyal medyada Pelinsu'nun paylaştığı romantik akşam yemeği fotoğraflarını görüp iyi niyetle Lale'yi arayınca Lale'de bu yemekten haberdar olur. Onur'un da haberi olduğunu ve kendisine yalan söylediğini düşünür.

İkili birbirine küs ve tavırlı bir güne başlarlar. Düğün organizasyonu şirketinde birbirlerine laf sokarlar. Düğünün yapılacağı yer olduğu için Onur'ların evine gittiklerinde tartışırken onları babaanne duyar ve hemen bir plan yapar. Onlara "Ben yaşlandım artık. Sizden ayrı kalmak istemiyorum. O yüzden size taşınmaya karar verdim" diyerek herkesi şoka uğratır ve bütün planları bozar.

Aşk Laftan Anlamaz 7. bölüm özet. Murat ve Didem evleniyor mu?

Murat Didem'in "Hamileyim" itirafı üzerine ona inanmaz ve evden kovar. Hayat ise hem duyduğu haber hem de onun kıza davranış şekli yüzünden evi terk eder. Murat çok üzgün ve sinirlidir. Ortalığı dağıtır. Hayat da sahildedir ve kızları yanına çağırır. doruk abisinin İzmir'e gitmdiğini öğrenince evine gider. Ortalık çok dağınıktır. Doruk abisi için, kızlar Hayat için endişelenir. Murat Didem ile ilgili gelişmeyi öne Doruk'a sonra Kerem'e anlatır.

Didem kazandığı zaferle Tuval'e gider ve durumu anlatır. Megerse Didem Murat'a korunuyorum diyerek onu kandırmış. Doruk Didem ile konuşmaya gider. Kan tahlili yaptırırlar. Sonuç hakikaten pozitiftir.

Hayat eve gidince kızlara "Galiba biz dün Murat'la beraber olduk ama hatırlamıyorum" der. Sonra ne olduğunu sormak için tek başına arabayla Murat'a buluşur. Murat aralarında birşey olmadığını söyler. Kız hemen arkasından kaza yapar. Başta arkadaşları olmak üzere herkes; Murat dahil ziyaretine gelir. Hayat kızlarında yardımıyla o akşam olanları hatırlar.

Murat Didem ile buluşup bebeği aldırmasını ister. Ama kız buna yanaşmaz. Ailesiyle konuşur ve ertesi gün işe gelmez. Herkes onu merak eder. Hayat önceden iddialaşmak için gittikleri yere gider. Orada Murat ile karşılaşır. Tam ben birşeyleri hatırladım diyecekken Didem çıkagelir ve evlenme kararı aldıklarını söyler.

Kaçak Gelinler de Şebsel sahneleri -İzmir'in Kızları-

Kaçak Gelinler'imizin hepsi İzmir'den geldiler ama en çok Şebnem Gürsoy efsanevi İzmir'in kızı tavırları taşıyor. Sezen Aksu'nun muhteşem şarkısı "İzmir'in Kızları" eşliğinde ŞebSel görüntülerinden oluşan bir kolaj hazırlanmış. Selim'in Şebnem'i ilk gördüğü sahneyle başlıyoruz elbette. Eteklerini savurarak ve topuklarını takırdatarak yat marinasına ilk geldiği an.. Sonra Selim'in telefonunu suya attığı sahne. Parkta Selim'in yanına geldiği sahne. Paintbol da iddialaştıkları oynadıkları zamanki görüntüler. Küçük Şebnem Gürsoy diye anılan kızla yata geldikleri an. Şebnem'in Arda ile evleneceği gün yanına gelmesi, ilk öpüşmeleri, şirkette Selim'in babasının yanında çalıştığı zamanlar



İzmir’in Kızları
Söz-Müzik: Sezen Aksu
İzmir’in kızları bir elinde de cımbızları
Dişidir, anadır, efedir gidinin tatlı huysuzları
Çıktılarmıydı ipek çoraplarla kordon boyuna
Savaşta da, aşkta da esaslıdır kadın duruşları
Hiçbir topuk tıkırtısı bu kadar
Davetkar çalamaz
Bir göz vuruşuyla yerle bir eder
Böyle bir şey olamaz
Körfezin yakamozu, yıldızı,
Keskin tuzu tadında
Parfümü meltem
Yasemenler açar balkonunda
İzmir’in kızları
Korku yok kitabında
Çal bre bir harman dalı,
Delikanlı makamında
İzmir’in kızları
Ayıptır söylemesi laf aramızda
Sevişe sevişe de ölür,
Dövüşe dövüşe de icabında
Baba sen de ne biçim takardın
Kısacık eteklerime benim
Merdiven altında
Dizimden belime kıvırıverirdim
Balkona çıkar makber okurdum
Köprü inlerdi
Öyle sert sert bakardın ki
Ay! zor yetişirdim
Baba sen anasına bakıp da
Kızını almayacaktın
Küfürlerine anneannemin
Öyle gülmeyecektin
Daha görür görmez
Cigarasını tellerdirdiğini
Şehriban Hanım’€™ın
Su yeşili gözlerine dalmayacaktın
İzmir’in kızları çırasını yakar adamın

10.08.2016

Cesur Yürek yakında Show Tv de başlıyor

Show tv ekranlarına yaz aylarında yeni bir dizi daha geliyor.

Fark Filmin yapımcılığını üstlendiği yeni yaz dizisinin ismi 'Cesur Yürek' olarak açıklandı. 17 Temmuz 2016 tarihi itibariyle İstanbul'un bir çok semtlerinde çekimleri yapılan Cesur Yürek'in başrollerinde Trt 1 ekranlarında sevilerek izlenen Filinta dizisinden tanıdığımız Onur Tuna ve Sen Benimsin dizisinde Nağme karakteri ile izlediğimiz Rüveyda Öksüz bulunuyor.


Başarılı oyuncular Onur Tuna ve Rüveyda Öksüz'ün dizinin başrollerini paylaşacağı Cesur Yürek'in yönetmenliğini ise daha önce Aliye ve Binbir Gece gibi fenomen projelerde adı geçen Kudret Sabancı var. Cesur Yürek çok yakında show tv ekranlarında başlayacak.


Kanıt: Ateş Üstünde 5. bölüm Kaan bu oyunu bozabilecek mi?

Kaan'a bir not daha gelmiş. Bu sefer üzerinde "Hesaplaşma vakti" yazıyor. Kaan birine "Biri bizimle oyun oynuyor baba" diyor ve sinirini çıkartmak için boks antremanı yapıyor. Bir evin kapısını omuzuyla yüklenerek açmaya çalışıyor

Bir kurban daha bulunmuş. Kurbanın ağzında bir akide şekeri sokulmuş ve boynu kırılarak öldürülmüş. Kurbanın evinin önünde bulunan bir ilaç aklı dengesi iyi olmayan birine aitmiş. Zaten fragmanda da öyle bir erkek karakteri var.

Ömer silahını Oza'ın kafasına dayıyor ve "Ayıp olmuyor mu Ozan? "diyor. Muhtemelen Kaan Ozan'dan Ömer'i araştırmasını istedi. O da sağı solu karıştırıyor. Ya da kendisi adamdan işkillendi kendi çapında bakınıyor

Kanıt: Ateş Üstünde 4. bölüm özet. Bir cinayet daha çözüldü

Evsiz bir adam ıssız bir yerde bir kadın cesedi bulur.

Ömer; Kaan ve Rüzgar'ın evine gitmiştir. Yayınevi sahibi olduğunu söyleyip yeni romanını okumak için alır. Kaan adamdan işkillenmiştir. Ömer bu işlerden anlayan birine ekip kurması ve bu kitabı çıkartması için talimat verir. Teknesine giderek romanı yayınlayacağını söyler. Yayınevindeki buluşmada Rüzgar'ın eski yayınevini alındığını öğrenir.  Sözleşme de imzalarlar.

O akşam iddiayı kaybettiği için Kaan; Asya'yı yemeğe çıkarır. Çocukluklarından ailelerinden konuşurlar. Sonra ikisininde telefonu çalar ve görev onları çağırır.

Bulunan kadın cesedinin karnı kesici bir aletle deşilmiş ve sırtında yerde sürüklenme izleri vardır. Gömleği yanlış iliklenmiştir. Tecavüzden de şüphelenirler. Yapılan otopside karnındaki kesik yüzünden ölmüştür ve kıyafetlerinde ağır bir kimyasal madde kokusu vardır

Fotomodellik yapan kurbanın arkadaşları, şöför, makyöz, fotografçı, müşteri gibi kişilerle konuşurlar. Stüdyoda ve arabada aramalar yaparlar. Kurbanın kanında uyku ilacı tespit etmişlerdir. Ameliyat eldiveni kullanıldığı için DNA bulunamamış. O gece çekimdeki kızlardan biri bir diğeriyle kavga ettiğini anlatır. Sevgilisiyle de o gece kavga etmiştir hatta hediye vermiştir.

Arabada bulunan lifler kurbanın sarıldığı örtüye aitmiş. Arabanın sahibi Tahir'in evini basarlar evde kimse yoktur ama arabada bir daha arama yaparlar. Bir alışveriş fişi bulurlar ve incelerler. Kurbanın atıldığı yere yakın yerden çamaşır suyu ve temizlik malzemesi almıştır.

Kızın saç diplerinde kil bonzai ağacının dibindeki pahalı bir kilmiş. Ayrıca kızın üzerindeki kimyasallarda karanlık odada kullanılan malzemelerdir ve onlardan da müşteri olan teksitilci almıştır. Evinde arama yaparlar. Bonzaiyi de kimyasal maddeyi de bulurlar. Hatta kızın çıplak fotograflarını çektiği hafıza kartlarını bulurlar. Sorguda olanları anlatır.


Kızı fotograflarını çekmek için eve çağırmış, içtiği şeye uyku ilacı koymuş. Kız kendine geldiğinde kaçmaya çalışmış, kovalamaca sırasında da bayılmıştır. Fakat iş adamı öldüğünü zannedip  cesetten kurtulması için şöför Tahir'i aramıştır. Adam tam cesedi atacakken kız kendine gelmiş mücadele etmeye başlamış adam da panikle yerde bulduğu cam parçasını kız saplayıp kestmiştir. Adamı yakaladıklarında bu yaptığini itiraf eder.

Rüzgar'ın kitabının ve yeni satın aldığı yayınevinin basına tanıtımına giden Kaan'ı bir sürpriz bekler. Garson ona "Sırrını biliyorum" yazan bir peçete vermiştir. Ve Ömer kürsüden "Size bir sır vereceğim. Rüzgar Yılmaz'la ilgili. Yıllarca sadece abisinin bildiği su sırrı şimdi açıklıyorum" der.

Yorum: Korkmayın açıklamıycak. Rüzgar iyi bir yazar ve onu yıllarca bir tek abisi biliyordu gibi birşeyler söyliycek herhalde. Ama kardeş olmadıklarını söylemiyecektir.