Comments

{getPosts} $results={3} $type={comments}

30.06.2016

Seviyor Sevmiyor 3. bölüm özet. Deniz moda terimleri uzmanı oldu :)

Geçen bölüm sonunda Yiğit otelin önünde İrem'i görür ve "Sen Londra' da değilmiydin?" diye sorar. O da "Ev hasreti çektim" der. Hemen de otel de iş bulmuşmuş.

Deniz ise hala Yiğit'e kızgındır. Akşam eve gittiğinde İrem ona olanları anlatmak ister ama Deniz istemez. Ertesi gün yine Yiğit sayesinde iş yerinde kötü bir gün geçirir. Temel moda terimlerini bilmediği için toplantı notlarını tutamayıp; güzellik malzemelerini bilmemesi Yiğit'in yine ona herkesin içinde bağırmasına neden olur.

Yiğit stajyer Deniz'den plazanın ortak kütüphabesin de sadece kodu olan bir kitabı bulmasını ister. Çok uğraşarak bulduğu kitap çocukluklarında Deniz'in Yiğit'e verdiği "Arkadaşk" kitabıdır. Bu kitap kızın babasının matbaasında basılan ilk kitapmış. Deniz sonunda aradığı kitabı bulduğunda Yiğit'in de ona bağırmasıyla kütüphane merdivenin tepesinden düşer. Yiğit onu yakalar. Ama ilgilendiği tek şey kızın bulduğu kitaptır.

Sabah ise iş yerinin orda ki bir trafik ışıklarından geçerken Deniz küçüklüğündeki gibi "Hücum " diyerek geçince Yiğit o günleri hatırlayıp İrem'i arar. Tabi ki kızın en ufak bir yakınlığı yoktur o mekana.. Akşam eve döndüğünde kendi kız kardeşinin mahalleliye İrem'i ablası gibi tanıttığını görür.

Akşam evde iş yerinde olanları İrem'e anlatır. İrem ona zorla makyaj ve moda terimlerini anlatır. Flamingo dergilerini önüne yığar ve onlara bakıp çalışmasını ister. Birkaç gün boyunca çalışırlar. Sonrasında Deniz; Yiğit'in ve dergi patronunun önünde bir kombin yaparak ve toplantı notlarını olması gerektiği gibi tutarak herkesi şaşırtır.

İrem'in babasının doğum günü için üvey annesi ona babasına vermesi için bir hediye alır ve yemeğe çağırır. Tuna allem kullem ederek Deniz'e kendine yemek ısmarlatır.

İrem babasının yemeğine gelir fakat üvey annesinin aldığı değil kendisi için önemli bir hediye verir. Babasının olmadığı bir an kadın annesi hakkında konuşunca tartışırlar ve babası ona tokat atar. Kız çok kötü olur. tansiyonu yüzünden Yiğit ile buluşacağı yere zor gelir. Yanındaki mekana girer. Orda kendisini sarhoş zanneden bir adam ona asılır. Yiğit onu durdurur ve fena döver.

Tuna ile eğlenceli bir yemek yiyen Deniz; İrem'in aramalarını duymaz. Yiğit onu eve götürür. Cafeye gidip onu bulamayan Deniz eve gelmek üzeredir. İrem ona görünmemek için türlü taklalar atar ve Yiğit ile bir çorbacıya giderler. Yiğit ona "Arkadaşk" kitabını verir. İrem ne Deniz'e birşey söyleyebilir ne de Yiğit'e.. Yiğit'ten etkilenmeye başlamıştır.

Ertesi gün Deniz'in kardeşi Pırıl derginin yakınındaki bir cafeye gider. Tesadüf sonucu Yiğit kızın masasına oturup defterinde yazan ismi görür. Yiğit kızı Deniz'e benzetir ve sorgular. Tam o sırada içeri Deniz girer ve kız ona bakarak "İşte ablam geldi" der

No:309 Dizisi 5. bölüm özet. Lale Onu'dan ayrılıyor mu?

Pelinsu nişanı basar. Rezalet çıkar. Onur'un ailesi kızı alıp götürür ve gerekli açıklamayı yaparlar. Çok kızgın olsa da imkanlardan ve paradan ayrılmak istemediği için Onur'dan da ayrılmaz. Onun evlenip boşanmasını bekleyeceğini söyler.

Doktor Onur tesadüf eseri Lalelerin çiçekçiye gelir ve ortak bir sürü yönlerinin olduğunu öğrenir. platese çağırır. Bunu duyan Onur biraz kıskanır ve Çocuğumun nereye gittiğini bilmek istiyorum" der. Onur da spor salonuna gelir ve doktorun ona yakın davranmasına uyuz olur. Lale de Onur'un vücuduna bakıp dedikodu yapan kızlara nişanlı olduğunu söyleyip çocuğun koluna girer

Kurtuluş bütün parayı at yarışına yatırıp kaybeder. Kayınçosunun şirketine gider. Erol ile karşılaşır ve onun adres sorma bahanesiyle mahalleye geldiğini hatırlayıp şantaj yapar. Kurtuluş Erol'un şöförü olarak işe başlar.

Babaannenin ısrarıyla ertesi gün Lale ile nişan bohçası alışverişine çıkmaya karar verirler. Erol'un karısı alışveriş sırasında bu akşam yemek var. Eşler de gelicek diyince babaanne Lale'yi dacet etmek zorunda kalır. Yemeğe Lale de gelir. Erol'un karısı selfi çekip paylaşınca Pelinsu da resmi görür ve çok kızar. Lal'ye gidip "Bebek doğunca Onur'u da bebeği de bir daha asla göremeyceksin" der. Lale üzülür, sinirlenir ve Onur'la buluşup "Bitti. Beni de bebeği de bir daha asla göremeyceksin" der. Yüzüğü bırakır, arkasını döner gider.



Aşk Laftan Anlamaz 3. bölüm özet. Hayat Murat'a gerçekleri söyleyecek mi?

Murat'ın onu köstebeklik ile suçlamasının ardında Hayat işten ayrılır. Babasının olanları anlama çalışmalarına ikisi de cevap vermez.

Emine anne yanında kardeşiyle Hayat'ın iş yerine baskın yapmıştı. Girişteki kız Hayat'ı tanımayınca ayılıp bayılmaya başlamıştı ki ikinci ismini bilen Tuval kıza adıyla hitap edip tanır. Dünyaca ünlü tasarımcı kızımı tanıyor diye sevinir. Beraber kahve içer sonra giderler. Hayat ise onların arkasından bir yalan daha söylemek zorunda kalır. "Evimizde çalışan emektar... ve beni ölen kız yerine koymuş" der. Anne de zaten gün içinde içi rahatlamış bir şekilde memlekete döner.

Didem ise Hayat'ın işten ayrıldığını duyunca sevinir ve onu nasıl işten attırdığını Tuval'e anlatır. Gece Murat'ın canı sıkkın bir halde takıldığı klübe giden Didem ondan beklediği ilgiyi göremez. Hayat da evde çok canı sıkkındır. Arkadaşlarının moralini düzeltme çabaları da fayda etmez. İkisi de bütün gece birbirlerini ve olanları düşünürler.

Hayat iş yerinden çıkarken Doruk ile karşılaşır; kahve içmeye giderler. Dertleşirler. Tuval ise Murat'a gider ve Didem yalan söylüyor. "Hayat suçsuz" der. Murat bir hırsla Didem'e gider ve bayağı bir kızar. Sözleşmen bitince gideceksin" der. Murat sonrasında babaannesi ile konuşmaya gider. Babaannesi ona "Kul hakkı yemek ile ilgili konuşurlar. Murat özür dilemeyi düşünür.

Gerçek Suna'ya gidip işten ayrıldığını anlatır. Tam o sırada Murat onu arayıp buluşmamız lazım. Yola düşerler. İpek'in arabası bozulur. Kız arabasını bırakmaz. Hayat ise yardım çağırmak için uzaklaşır. İpek'in yardımına Kerem koşar. Murat da Hayat'ı bulur. Konuşurlar Murat kızdan özür diler.

Ertesi gün iş yerine gittiğinde Murat'ın gözleri Hayat'ı arar. Ancak kızı göremez. Görmeyince merak ederken Hayat ona kahvesini getirir. Sonrasında araplarla toplantı yapmak için tekneye giderler. Ancak arapların işi çıkmıştır. Murat bu duruma çok sinirlense de Hayat onu kalan zamanda bir tür yarışma yaparlar. Kaybeden kazananın bütün sorularına cevap verecektir.

Yarışmaları Murat kazanır. Hayat denize düşer; yüzme bilmediği için onu Murat kurtarır ve galip olarak sorusunu sorar "Bugün kadar söylediğin en büyük yalan ne?" der. Hayat "Ben düşündüğün kişi değilim Murat" der. Taam bu esnada zaten Didem de özür dilemek içi gittiği Suna'nın evindeki gerçek Suna'yla karşılaşmıştır.



Hayat Sevince Güzel önümüzdeki hafta özel bölümle ekrana gelecek


Fox TV'nin sevilen dizisi Hayat Sevince Güzel yeni bölüm önümüzdeki hafta olmayacak gibi görünüyor. Yeni bölüm fragmanı değil de, özel bölüm tanıtımları yayınlanıyor çünkü. Bu hafta 4. bölümüyle izlediğimiz Hayat Sevince Güzel oldukça sevildi. Eğlenceli bir Ege komedisi, tam bir yaz dizisi; aşk komedi, yakışıklı erkek oyuncular, şirin kadın oyuncular...

Önümüzdeki hafta bayram haftası olduğu için dizilerin yeni bölümleri ekrana gelmiyor. Hayat Sevince Güzel için de durum aynı.Beşinci bölüm fragmanı yayınlanmadı, Özel bölüm fragmanları yayınlandı. Diziye henüz başlamamışlar için de iyi bir fırsat bu, dört bölümü içine alan özel bölümü izleyip diziye ondan sonra devam edebilirler.

VİDEOYU İZLEMEK İÇİN TIKLAYINIZ

29.06.2016

Yüksek Sosyete 1. Bölüm. Cansu ve Kerem'in tanıştığı an.

Cansu kendi uğursuzluğu yüzünde restaurant kapandı zannederken Ece ona hayatının aşkını anlatmaktaymış. "Bir omuzları var. İki kişi sığarız yeminle." diyince Cansu kızın restauranttan bahsetmediğini anlıyor. Ece ona Kerem'in nasıl orayı kapatmaktan kurtardığını ballandıra ballandıra anlatıyor. Kerem'i kıza tarifini yazmam lazım "Boyu 2 metre, dudakları 2 kiraz, gözleri mercan, burnu lokum lokum. Yani böyle çikolata parçacıklı kurabiye gibi. Ya yank değil iki büyük marşmelov koymuşlar yanaklarına" Cansu da merak ediyor Ece onu elinden tutup çekeleyerek götürüyor. Sote bir yerden Kerem'i görmeye çalışıyorlar. Cansu onu görünce şaşırır ve elbetteki tanır. "Ben tanıyorum bunu. Mert Çalhan. Çalhanların tek varisi. Buranın sahibi." Ece "Hadi gidip teşekkür edelim" diye kızı çekiştiriyor. Kızda Kiralık aşktaki elma olayına gönderme yaparcasına yerlere elmaları döküyor ve biri çocuun ayağının dibine kadar geliyor. Kerem eğilip elmayı alıyor ve karşısında Cansu'yu görüp öylece dalıp gidiyor. Ece; Cansu'yu tanıştırıyor. Kerem elma olan elini uzatınca gülüşüyorlar.

Hanım Köylü 10. Bölüm. Ferit İlkgün'e evlenme teklif ediyor

Ferit ve Koptagel köyün dışına hiç çıkmamış kadınları İlkgün'ün yardımıyla kandırıp Kızkumu'na getirirler. Kadınlar çok mutludur. Çocuklar gibi şen denize doğru koştururlar. Koptagel ebe neneyi gezdirmek ve oyalamak için lastik gibi birşeye halat bağlar. İlkgün ve Ferit de mutludur. Gruptan uzaklaşıp başbaşa yürürler.

Ferit "Ya şunlara baksana ne güzel eğleniyorlar." İlkgün "Çok güzel oluverdi. Kadınlar artık ömürleri boyunca unutmazlar bu anı" Ferit çapkın çapkın "Bizim de hayatımız boyunca unutamıyacağımız şeylere ihtiyacımız var artık dimi?" İlkgün gülerek "Neymiş  çok merak ediverdim?" Ferit "Mesela.. Düğünümüz burda yapalım. Tam burda kumsam düğünü. Kız kumunda. Çok güzel olmaz mı?" İlkgün ağzı kulaklarında "Bu bir evlenme teklifi mi?" Ferit anlamaz önce" Evlenme teklifi.. Hı yok hayır. Bu sadece ileriye dönük bir plandı. Yani benim evlenme teklifim daha baş döndürücü olacak merak etme." Kız eridi bitti :) "Ya benim de dünden beri başım iyice bir dönüverdi. Ya sende fazla üstüme gelme artık." Ferit "Ben sana daha başını döndürücek ne üzellikler yaşatıcam. Sen hiç merak etme" diyor. Ama valla ben bile merak ettim kız nasıl etmesin :)

No: 309 Dizisi 1. Bölüm. Lale ve Onur aşk sarhoşu olursa

Onur ve Lale başka kişilerle buluşacakken kaderin cilvesi sonucunda birbirleriyle buluşurlar. Onur'un kuzeni Erol yüzünden kız sarhoş olur ve Onur onu eve bırakacakken sarhoşlukla türlü sempatiklikler yapar. Bu arada da Onur'a sürekli doktor diye hitap etmekte çünkü Onur'un doktor olduğunu sanmakta :) "Doktor maaşı ne kadar? Sen ne doktorusun? Şu fermuarımı açsana? Sunroofu açsana. Sen de yukarı gelsene " diyor. Sunrooftan dışrı çıkmış ve müzik eşliğinde çığlıklar atıyor. Onur ise on bakıp bakıp gülüyor. "Dans etmeye gidelim" diye tutturuyor ve bir clube gidiyorlar. Lale'ye uyan Onur da en az onun kadar dağıtıyor. Dans ediyor, selfiler çekiyorlar. Kız neşesi, güzelliği ve içtenliğiyle çocuğun aklını başından alıyor.

Oturduklarında ise Lale sürekli atanamamasından bahsediyor. Kıkançlık yapıyor. Neden atanamıyorum soruları Onur'un da gülmesine sebep oluyor. Sonra Lale'yi Onur'un kollarında bir otelin koridorunda görüyoruz. Kahkahalar eşliğinde 309 nolu odaya giriyorlar. Hemen belirteyim ki Onur da en az Lale kadar sarhoş :) Sonrasında olanları ise hepimiz biliyoruz değil mi?


Kara Sevda 34. Bölüm. Nihan teselliyi Emir'in kollarında buluyor. Benden Vazgeçti

Bu videodan az önce Emir rüya gören Nihan'ı uyandırıp "Kemal Asu''ya evlenme teklif etmiş" diyor. Neye uğradığını şaşıran ve ne yaparsa yapsın Kemal'in kendisinden vazgeçmiyeceğini sanan Nihan çok üzülüyor ve odasından çıkıyor. Karısının ruh gibi önünden çıkıp gitmesinin ardından Emir onu kuyuya kadar takip ediyor. Nihan buraya kadar zor tuttuğu ağlamasını koyveriyor ve bağıra bağıra ağlıyor neredeyse. Emir ise Nihan üzüldüğü için çok üzgün. Yanına gidip gitmemekte tereddüt ediyor. En sonunda kin ve öfkesini bir kenara bırakıp karısının yanına gidip üzüntüsüne destek olmayı seçiyor. Ama kahretsin gibilerden yaptığı yüz hareketini de görmedik değil.

Emir Nihan'ın yanına dilerinin üzerine oturuyor. "Nihan. Nihan iyimisin?" diyor ve saçlarını okşuyor. Nihansa "Benden vazgeçti. Benden vazgeçti. Kemal benden vazgeçti " diye sayıklar gibi tekrar edip Emir'in gögsüne kafasını koyuyor. Emir onun saçlarını okşuyor ve sanki kızı gögsünün içine sokmak istercesine bastırıyor. Neredeyse onun da canı yanıyor gibi. "Tamam tamam" diyip duruyor.

Güneşin Kızları 7. Bölüm. Selin sana neden hayır diyemiyorum acaba?

Ali ve Selin o zamanlar çıkmıyorlar bile. Hatta aşklarını itiraf da etmemişler. Hatta ve hatta Selin; Emre ile çıkıyor. Bir önceki gece Ali ve Emre Selin yüzünden gırtlak gırtlağa girmişlerdi. O gecenin sabahında Selin Ali'nin odasına pervasızca giriyor ve giydiği tshirte karışıyor. Gardrobundan gözlerine uygun mavi bir gömlek seçip onu giymesini istiyor. Ali ise kıza karşı koyamıyor ve sadece "Sana neden hayır diyemiyorum acaba?" diyebiliyor. Kız gözlerini kapatıyor v Ali gözlerimizin önünde soyunup giyiniyor. Sürekli de "Gözlerini kapat" diyip duruyor. Kız da sürekli açtım açıyorum esprisi yapıyor. Ali'nin "Tamam açabilirsin "lafından sonra Selin "Çok mu tatlı oldun sen?" diyor. Ay evet bence de çok tatlı oldu. Gerçi pembe bile yakışıyor Ali Mertoğlu'na ama :)

Gecenin ilerleyen saatlerinde Selin'i görüntülü olarak arıyor. Ali "Uyuyor muydun?" Selin "Seni düşünüyordum" diyip gülüyor. Ali afallıyor "Niye?" diyor. Selin "İyi ki varsın diye" sonrasında günün kritiğini yapıyorlar. Ali Selin sahnelerinin en eğlenceli ve en içten sahnelerinden biri eşliğinde sosyal medyada pekçok hayranı olan Alsel sıcaklığını hatırlayalım


Kanıt: Ateş Üstünde Dizisi. Hikaye ve fragman yayılandı.

Kanal D'nin yeni polisiye dizisi yakında ekranlarda olacak.
Kaan ve Rüzgar yetimhanede büyüyen iki kardeştir. Geçmişte yaşanan büyük aile dramı ve trajik kaçış hikayesinin sonunda iki kardeş yetimhaneye bırakılır. Kaan beş, Rüzgar iki yaşındayken hayatları tamamen yön değiştirmiş ve birbirlerinden başka tutunacak dalları kalmamıştır. Ancak onlar, aralarındaki sevgiden sımsıcak bir hikaye yaratır; anne-babasız büyümenin zorluklarından sıyrılıp kendilerine bir yön çizerler. Kaan polis olur, Rüzgar ise cinayet hikâyelerini kaleme alan yazar. Biri cinayet bürosunda gerçek katillerin peşine düşerken, diğeri romanlarında hayali karakterlerine cinayet işletip, polisçilik oynar. Ancak Kaan ve Rüzgar’ın dünyası, Ömer’in ortaya çıkışıyla yerle bir olacaktır. Bir zamanlar çocukken arkadaş olan Kaan ve Ömer artık düşmandır. Ve onların düşmanlığının tam ortasında Rüzgar durmaktadır. İkisinin de derdi kardeşidir ve bu, sevgi kadar intikamın da yolunu açacaktır.
Tüm bunlar olurken hayat durmaz elbet. Karakterilerin yanı sıra cinayet masasının sürekli çözmek zorunda olduğu vakalar hiç bilinmeyen insanların hayatını gözler önüne serer. Genç yaşına rağmen birçok cinayeti zekası ve önsezileri ile aydınlatan Baş komiser Kaan, aralarında Tolga, Melis, Arif, Kevser ve Naz’ın yer aldığı çok başarılı bir ekiple çalışmaktadır. Amerika’da eğitim alıp sonradan bu ekibe dahil olan Asya’nın gelişi Kaan’ın tüm çalışma düzenini bozar. Kaan ve Asya,  hem kişilik hem de çalışma biçimi olarak  taban tabana zıttır. Kaan ile Asya arasında hiç bitmeyecek gibi duran bu didişme aslında gittikçe büyüyecek olan bir aşkın da habercisidir.
Yapım
: ANS / NULOOK
Yapımcılar
: Abdullah Oğuz / Muzaffer Yıldırım
Yönetmen
: Abdullah Oğuz


Senaryo: Ahmet Saatçioğlu, Ayşe Teker Dereköylü, Pınar Erkum


Oyuncular: Tansel Öngel (Kaan), Ahmet Olgun Sünear (Rüzgar), Başak Güröz (Asya), Gurur Aydoğan (Ömer), Okday Korunan (Enver), Müge Mertson (Melek),  Ebru Aytemur (Melis), Mustafa Açılan (Ozan) , Hayati Akbaş (Tolga), Güvenç Selekman (Arif), Öykü Candanadam (Naz), Bennur Duyucu (Kevser), Duygu Şen (Bilge), Dila Uluca (Eylül), Çağatay Atasagun (Savcı)

Şahane Damat 2. bölüm özet. Mehmet Melike'ye yüzük alıyor.

Geçen bölüm Mehmet ve Melike'ye doğru "Damadım" diye koşan bir kaynana vardı Melike'yi itip damadına sarıldı. Çocuk her doğruyu söyleme hareketinde Melike onu Diva ile geçekleri söylemekle tehdit etti. Koca meraklısı abla Cennet, şöhret olma meraklısı abi, damadı tayyare zanneden ve aklı gelip giden bir dede.. Yalnız kaldıkları bir an Melike yalanlarını ve neden söylediğini anlatır. Mehmet ile anlaşırlar. Diva bu arada küçük basıncım dediği Melike'nin herşeyi gazetelere yazacağını ve onu kurtaracaklarını sanmaktadır. Melike'nin annesi kızın parmağında yüzük olmadığını farkedip kızına kızar.Mehmet de ona mecburen bir yüzük alır.

Tahsin ve Mehmet beraber Mehmet'in evinde oturdukları yalanını söylerler. Anne elinde pekmez kavanozu ve atlet kontrolleri ile ikiliyi zorlamaktadır. Mehmet'in nişanlısı onunla yemeğe gider. Kadın çocuk tuvaletteyken cekedini kurcalayıp yüzüğü bulur ve haliyle kendisine alındığını zanneder. Melike; Tahsin'in aşk doktoru lakabıyla verdiği seminere katılır.

Bir de albay emeklisi hafif çatlak bir komşuları vardır. Dede kaybolup ona gider. O sırada evden kaçan Diva oraya gider ve onu göremeseler bile sesini duyarak Mehmet'in evinde bir kadını esir tuttuklarını anlarlar. Polise haber verirler.

Amca Divanın hasretiyle yanmaktadır. Hastanenin sahibi karısı durumdan işkillenerek peşine dedektif takar. Adam onu Mehmet'in evine girerken görür ve haber verir. O da yiğeni gazete sahibi kıza haber verir. İkisi de eve gelmeye çalışır. Polisler onlardan biraz önce gelir. Melike daha önce Diva'nın astronomi ve burçlara meraklı olduğunu öğrendiği için hemen kadının burcuna "Sevdiğinizi ele vermeyin" gibilerden birşeyler yazar. Bu badire de atlatılmıştır. Fakat ikilimiz bahçede konuşurken birbirlerine teşekkür için sarıldıklarını Mehmet'in nişanlısı görür. Kızın parmağındaki yüzüğü de görür ve sorgular



28.06.2016

Tatlı İntikam 14. Bölüm. Sinan Pelin'den özür diliyor. Ellerimde Çiçekler

Sinan ellerinde Peli'in en sevdiği çiçek olan papatyalardan kocaman bir demet papatya ile onun evine geliyor. Saat geç olduğu için zili de çalamıyor. E cep telefonları da göle düşmüş. Çareyi eski moda cama taş atmakta buluyor. Camına bakıp ışığın açık olduğunu görünce içinden "Üzüntüden uyuyamamış. Naaptım ben böyle" diyor.  Birkaç taş atmasına ragmen cama çıkmayınca "Uyumuş sanırım" diyor. Pelin duyduğu sese şaşırıyor ve içinden "Bu ne şimdi bu saatte. Hırsız taş atacak değil. Yoksa" Burda yüzünde bir yumuşama erime belirtisi oluyor." Foyası da ortaya çıktı hala niye peşimde bu?" Aşağı bakıyor ve Sinan'ı ellerindeki papatyalarla görüyor ve etkileniyor "Papatya ile gelmiş" Yumuşuyor yüzü değişiyor. Sonra yine sinirli Pelin oluyor "Alsın başına çalsın papatyasını. O tacı da atıyım kafasına da. Al karına götür diyim" Sinan da aşağıdan bakarak teşhis koyuyor. "Çökmüş sanki bir günde. Kıyamam sana" O arada Pelin camı açınca seviniyor çocuk. Pelin kısık sesle soruyor "Ne işin var burda. Gider misin?" Sinan da kısık sesle "Pelin lütfen aşağı iner misin? Konuşmamız lazım" Pelin'in hiç niyeti yok "Evli barklı adamsın. Git karınla konuş bu saatte." Sinan yalvarıyor "Lütfen yok öyle birşey. Bi dinlersen açıklıycam" Pelin sinirleniyor "Hala yalan söylüyorsun. Hala inkar ediyorsun. Dedesi söyledi işte" Sinan "Ya var gibi ama yok. Gelirsen anlatıcam işte. Lütfen Pelin" 

Bu sırada Pelin'in salonunda yatan Simay sesleri duyar, dinler, korkar ve karşısında yatan Başak'ı kaldırır. Dışarda hırsız var diye



Bütün video boyunca İlhan Şeşen'in "Ellerimde Çiçekler" parçası çalmaktadır

Son zamanlar yaptıklarıma bakma ne olursun 
Benim aklım başımda değil 
Sana söylediklerimi kafana takma ne olursun 
Onlar ipe sapa gelir şeyler değil 

Seni sevmiyorum dedim yalandı 
İstemiyorum artık palavra 

Ellerimde çiçekler kapında sırılsıklam 
Görürsen bir gün şaşırma 
Beni böyle çaresiz 
Beni böyle derbeder 
Beni böyle ortalarda bırakma...


Hanım Köylü 10. Bölüm. İlkgün Ferit'e 'seviyorum' dedi

Ferit İlgün ile konuşmak için evlerine gelir. Erol hemen giriştedir ama onu geçmek Ferit için çocuk oyuncağıdır. Tekerleğin arızasını giderecek bir şeyle onu oyalayıp yukarı kaçar.

İlkgün sorar "Ne oldu? Senin acı çekmelerin geçti mi?" Ferit gülerek "Geçti tabi. Turp gibiyim. Niye? Çünkü sana beni seviyor musun dedim. Sen de bana tamam lan tamam dedin" İlkgün anlamaz ama Ferit oldu bittiye getirip kıza sarılmaya çalışır. "Artık resmen sevgili olduğumuza göre sana sarılabilirim heralde. Gel buraya" Kız bu lafa karşılık hoşuna da gitmesine ragmen "Çüş. Ne yapıyorsun?" demez mi? Ferit bozuluyor "Ne çüşü ya. Kokunu içime çekicem" İlkgün reddetmekte ısrarlı "Sana şimdi bir tokat çekicem. Bana bek. Sen nerden çıkardın bakem çıktığımızı. Ben seni atlatmak için öyle dedim. Babam geliyor diye" Ferit duygularıyla oynadığını ileri sürerek kızın kendisinden özür dilemesini ister. Kız da "Oldu canım" der. Ferit lafı çekerek " Peki affettim. Ben sana özür dile dedim. Sende oldu canım dedin. Kabul ettin. Oldu eşittir tamam. Kabul demek"

Kız bu sefer gülüyor "Ya senin şu herşeyi gerisinden anlama huyun ne olucak acaba?" Ferit "Seninde herşeye soruyla cevap verme huyun ne olucak. Ya bi kere de cevap ver seviyor musun?" İlkgün çocuğun gözlerinin içine bakarak "Sen bunun cevabını bilmiyon mu?" Ferit gülerek "Biliyom emme ağzından duymak istiyom"  Kız da bi düşünüyor bakışlarını indiriyor gülüyor ve "Duy o zaman. Seviyom"  Ferit çok seviniyor "İşte bu ya. Süper süper süper" diyor. Kız "Emme insan olarak seviyom. İyi bir çocuksun" Ferit'in yüzü düşer ve hakkaten bozulur "Çocuk mu? Yok artık ya"