Comments

{getPosts} $results={3} $type={comments}

14.07.2016

Çilek Kokusu 12 Bölüm. Burak ve Aslı birlikte uyuyor


Burak Aslı'yı arar. "Bahçeye doğru baksana" der. Kız pencereden dışarı baktığında telefonla konuşup ona bakan çocuğu görür. İkisi de birbirlerine "Seni çok özledim" der. Burak sorar "Ne yapıyordun?" Kız "Hiç uzanıyordum öyle" Burak muzipçe sorar "Beni mi düşünüyordun yoksa?" Kız uatanarak "Evet" der. Burak "Keşke yanında olsaydım. Birlikte uyusaydık. İster miydin?" diye sorar ve arkasını dönüp yürümeye başlar. Kız "Nereye?" dediğinde aldığı cevap "Birlikte uyuycaz" olur. Kız "Bunun mümkün olmıycağını biliyorsundur herhalde" der. Sanki Burak için imkansız diye birşey varmış gibi. Burak "Bence mümkün. Şuan odamdayım. Yatağıma yattım. Sende yat" Kız da gülümser ve yatağına yatar. "Birlikte olduğumuzu hayal et. Birbirimize sarılmışız.Şuan yanımdasın. Hissediyor musun?" Kız "Evet" der. Bu sırada iki oda ve iki yatağın görüntüsünü montajla yan yana getirirler. Sonraki sahnede hakikaten Aslı Burak'ın yatağında yanında omzunda yatıyor olduğu sahneye geçiyorlar. Burak kızın saçını okşuyarak soruyor "Uykun geldi mi birtanem" Aslı "Evet. Kollarında o kadar rahatım ki" "Hadi uyu aşkım. Sana sarılmayı hiçbir zaman bırakmıycam. Seni seviyorum" diyor ve ikisi de kulaklarında telefon birbirlerinin kollarında uyuduklarını düşünerek uykuya dalıyorlar. Ya çok tatlı bir sahneymiş gerçekten 


Kiralık Aşk 19. Bölüm. Defne Ömer'e 'Sakın Bir Yere Gitme' diyor

Defne kankaları ile otururken sekreter Nazlıcan Defne'yi arar ve Ömer'le İzi'in Marsilya'ya gideceği haberini verir. Defne soluğu Ömer'in evinde alır. Çocuğun kapıyı açması ile içeri dalan Defo tüm evi araştırarak İz'i aramaya başlar. Ömer ne olduğunu önce anlamasa da sonra Defne "Ömer sen benden hala neyi saklıyorsun ya. Almışsın işte biletleri gidiyormuşsunuz" der. Ömer gülümser. Defne günlerdir kafasına takılan şeyi de söyler. "İz'in izi de duruyordur herhalde hala .Dövmenizi diyorum" Ömer muzipçe sorar "Gitmiyim mi şimdi?" Defne gözleri çakmak çakmak, alacağı cevaptan da korkarak sorar "Gidecek misin?" Ömer "Sen söyle" Defne "Dövme. Duruyor mu durmuyor mu? Valla deliricem ben artık ya" Ömer yine güler ve "O iz silindi gitti Defne" der. Bakışırlar. Defne derin bir rahatlama nefesi verir ve çocuğa sarılır "Sakın. Sakın hiçbir yere gitme." Ömer inanamayarak kızın yüzüne bakar ve tekrar sarılırlar


Şahane Damat 3. Bölüm - Sakın kımıldama ki öpebileyim

Melike isteme kahvelerini veriyor sanırım sırayı karıştırıyor. Hatta annesine vermeyi unutuyor. Sonrasında tuzlu kahveyi içince ayağa fırlayan Mehmet'in üzerine annesine vermesi gereken kahveyi de döker. Mehmet söylenerek banyoya gider. Panik ve mahcup Melike de arkasından gider el sabununu çocuğun üzerine döker. Sonra musluğu açıp avuçlarıyla aldığı suyu çocuğun üzerine atmaya başlar. Mehmet deliye döner ama kızı da durdurması gerektiğini fark eder. Çünkü sürekli bir tüy dikme olayı yaşatmaktadır çocuğa :) "Melike dur dur." der. Kızı kendine çevirir. Gözler birleşir. Kız "Durdum" diyip çocuğun gözlerine bakar. Mehmet "Kımıldama" derken kız "Kımıldamam" der. Melike çoktan gözlerini kapatmış beklerken içeriden ve hatta tam Mehmet de onu öpecekken içerden Tahsin seslenir. "Monşer; kız istenecek hadi." der. Mehmet gülerek kıza bakar ve "İsteyelim bakalım" der. Ama bu ikisininde aklından çıkmayacak bir yakınlaşma bence

No:309 Dizisi 6. bölüm özet. Lale ve Onur tekrar yüzük taktı.

Lale Onur'a hiçbir açıklama yapmadan sahilde onu terk ettiğini söyler. Bebeği ve kendisini bir daha göremeyeceğini de ekleyip yüzüğü avucuna bırakır. Onur ne olduğunu anlayamaz. Songül anne kızını aradığında telefonu kapalı olunca ve gidebileceği hiç bir yerde de bulamayınca panikler. Sonrasında çiçekçiye gelen Lale olanları anlatır. Sonrasında Nergis Lale'ye Pelins'nun söyelediklerinin yalan olabileceğine uyandırır. Zaten biraz yumuşamış olan Lale'yle konuşmak için Onur da çiçekçiye gelir. Lale onu görünce korkup vazoyu kırar. Toplamaya çalışırken Onur elini keser; Lale onunla ilgilenir. Bu durum Onur'un hoşuna gider.

Songül anne ve Nilüfer abla Onurların evine gider ve annesiyle konuşur. Kadın bebeği alma gibi bir durumlarının olmadığını bunun yalan olduğunu anlatınca sakinleşirler. Çocukları nasıl barıştıracaklarını düşünürler. Buldukları fikre göre her ikisi de çocuklarını bir bahaneyle Ağva'ya yollıyacak; orada aynı otel hatta aynı odada kalmalarını sağlayacaklardır. Planları başarı ile ilerler. Hatta küçük kardeş ve Onur'un annesi bavullarına çaktırmadan müdahale bile ederler.

Kurtuluş bütün bölüm karısı Nilüfer ile barışmaya çalıştı. Nergis şöfor Samet ile zaman geçirdi. Erol'un annesi gelininin bulantısını hamileliğe yorunca tüm aile kan tahlili yaptırmak için hastaneye gittiler ve tesadüf eseri Lale'nin doktoru Onur ile karşılaştılar. Bu arada kız hamile değil henüz. Pelinsu ise Onur'dan gelecek tepkiyi beklemektedir. Telefonlarını açmayınca stres olur. Erol'un karısı onu sinir etmek için Onur ve Lale'nin ön balayına gittiklerini söyler. Pelinsu deliye döner.

Önce Lale ardındanda Onur otele odaya girer. Lale; Onur girdiğinde küvette kulaklıkla müzik dinlemektedir. Onu görünce korkar bile. Sonrasında ikisi de annelerinin oyunu olduğunu anlarlar. Lale Pelinsu'nun ona söylediklerini Onur'a anlatır. Yorgun oldukları için bir gece kalıp sonra dönmeye karar verirler. Otelde başka yer olmadığından ayrı odalarda kalamazlar. Onur kanepede yatar. Sabah denize girerler. Eğlenceli zaman geçirirler. Onur birkaç gün daha kalalım dese de kız dönelim der. Kalkmadan önce Onur Lale'ye "Bir daha böyle bir şey yaşamayacaksın. Söz veriyorum" der ve yüzüğü tekrar kızın parmağına takar. Tam o sırada tekmeleyen bebeğin sevinç ve paylaşımını yaşarlar. Birbirlerine yakındırlar ve aralarında bir etkileşim olur.

13.07.2016

Şahane Damat 3. bölüm özet. Melike'yi isterler. Artık resmen nişanlılar

Mehmet'in nişanlısı İlknur'u kandırmak için Melike'nin Tahsin'in nişanlısını olduğunu söylerler. İlknur Melike'nin üzerine çok gelince kazayla kız havuza düşer. Amcanın karısı dedektifin yönlendirmesi ile onu Diva ile basmaya gelir. Kıl payı ile kurtulurlar fakat o sırada karısına aşkım dediğini duyan Diva o andan itibaren sürekli ağlamaya başlar.

Ertesi gün Melike'nin annesi "Gelip kızımı benden istemen lazım" diye tutturur. Mehmet buna yanaşmaz. Almancı abla ise Tahsin'in babadan kalma eşyalarının canına okuyup onu sinirlendirmektedir.

Melike'nin annesi oğlunu epey bir para vererek memlekete yollar. Ama otogarda bir sahtekar bunun şarkı söylediğini görür ve onu seni meşhur edicem diye kandırır. Bir eve götürür orda yapımcı olduğunu söyleyen bir adam sesini çok beğendiğini söyler. Sabah yalnız uyanır paraları da kayıptır.

Melike çalıştığı gazetede daha önemli bir şey yapmak istese de patronu ona bu fırsatı vermez. Sonrasında amca onu ve Tahsin'i kliniğe çağırır. Kıza yazdığın burç yorumlarıyla Divayı kontrol altında tutacaksın. Yoksa seni ailene söylerim diye şantaj yapar. Melike çaresiz kabul eder. Tahsin de üzerine hastanede bir yazı dizisi yapması iznini koparır.

Melike ve Tahsin amcanın odasından çıkarken Mehmet ile karşılaşırlar. Mehmet olayı anlamadan dinlemeden Melike'yi kan emicilikle suçlar. Kız ağlayarak orayı terk eder. Tahsin sonrasında durumu anlattığında Mehmet söylediklerinden pişmanlık duyar ve Melike'den nasıl özür dileyeceğini düşünür.

Eve geldiğinde Melike'den özür dileme çabaları boşa çıkar. Tam o sırada bir yaralı güvercin bulurlar tedavi edip Tahsin'in antika kafesine koyarlar. Anne evde istemediği için Tahsin'in de antika kafesini kullandıkları için eve girmezler. Bahçede sabahlarlar.

Ertesi gün iş yerinde yaptığı telefon konuşmasına şahit olan amca; annenin Mehmet'in evine gelip Diva'yı görme ihtimali yüzünden kız istemeyi kabul eder. Mehmet bunu duyduğunda bir kez daha Melike'ye kızar ve kız isteme konusunda amcasını kandırmakla suçlar. Kavga ederler. Bu sırada da Melike Mehmet'i mirastan mahrum olmamak için amcasının kuklası olmakla suçlar.

Amca parasız ameliyatlar için Mehmet'in bu olaya dahil olduğunu söyler ve kızı fakir hastalardan birine götürür. Melike ordaki fakir bir hastaya yardım için çıkarıp yüzüğünü verir ve hesaplaşma amaçlı Diva'ya gelir. Olayları anlatır kadınla barışır. Ama burç yorumuna da "Size bunları yaşatan adamdan kendinizi mahrum bırakın" yazar.

Mehmet ameliyat çıkışı ona yaptırım uygulamaya kalkan İlknur ile kavga eder. Sonrasında Melike'nin yüzüğünü verdiği fakir hastalardan bu olayı öğrenir. Akşam kız isteme olayının olmayacağını annesine söyleyemeyen Melike onu ameliyatla oyalamaktadır. Yüzük olayından sonra onu affeden Mehmet, Tahsin ve amcası ile istemeye gelirler.

Tuzlu kahveyi içerken yanlışlıkla ona çarpan Mehmet'in üzeri kahve olur ve banyoda aralarında duygusal bir yakınlaşma olur. Kız isteme biter bitmez yan evi albay ve dede basar. Onları durdurmak için albayın kafasına vurup bayıltırlar





12.07.2016

Hayatımın Aşkı 8. Bölüm - İlk Dans, İlk Yakınlaşma!

Gökçe ve Demir dans etmeye başlarlar. Demir sorar "Hazır mısın?" Gökçe "Yani bilmem hazırım galiba." Demir "Gel o zaman." Demir kızın elini omzuna koyar ve burdan tutmalısın der. İkili arasındaki yakınlaşma ve elektriklenme görülmeye değer boyuttadır. Demir gerginlikten ölmek üzere olan Gökçe'ye "Kendini bana bırak. Ben seni yönlendiririm" der ve dansı yönlendirmeye başlar. Arabadan gelen parça Burcu Güneş'in 'Biz Aşkı Meleklerden Çaldık' parçasıdır. Aralarında yakınlaşma öpüşmenin kıyısından dönecek boyuttadır. Gökçe "Ay yok ben yapamıycam galiba. Ama yapamadım. Adımları sayamadım" Demir "Şişt konuşma. Sayma da zaten. Ayaklarına bakma kafan karışır. Öğrenmeye çalışma, hisset" Kız "Tamam hissedicem" der ve dansa devam ederler.


Bak yıldızlar altında gözlerimin içine
Duy rüzgarların bize anlattığı birşey var
Bir fısıltı gibi bazen o en büyük çığlıklar
Bilmezler mi gelir geçer en büyük fırtınalar
Biz aşkı meleklerden çaldık
Birbirimize sımsıkı bağlandık
Bak yıldızlar altında gözlerimin içine
Duy rüzgarların bize anlattığı birşey var
Bir fısıltı gibi bazen o en büyük çığlıklar
Bilmezler mi gelir geçer en büyük fırtınalar
Biz aşkı meleklerden çaldık
Birbirimize sımsıkı bağlandık

Dirilş Ertuğrul 30. Bölümde Ertuğrul'un Söylediği Türkü 'Sefer Düştü Gürcistan'a'

Herkes Dodurga çadırında yemek yiyorlar. Ziyafet gibi birşey verilmiş. Dodurga obasının beyi Korkut bey orada bulunan ozanlardan bir parça söylemelerini ister. Onlar da aşağıdaki parçayı söylemeye başlarlar. İkinci kıtayı ise dostlarının öğünmesi ve mutluluğu eşliğinde Ertuğrul söylemeye başlar. Düşmanları ise birbirine memnuniyetsizlik ile birbirlerine bakmaktadırlar.


Sefer düştü Gürcistan’a
Bizim ilen gelen gelsin
Mert gelsin namert gelmesin
Kanlı çaydan geçen gelsin

Sefer düştü şu Moğol’a
Bizim ilen gelen gelsin
Mert gelsin namert gelmesin
Kanlı çaydan geçen gelsin

Kulak tut merdin sözüne
İnelim meydan yüzüne
Ecel gömleğin özüne
Kend’eliyle biçen gelsin

Dinleyin yiğit sözünü
Çekerim güzel nazını
Gürcistan’ın has kızını
Terkin alıp kaçan gelsin
Kılıcından akan kanı
Şerbet edip içen gelsin

Çilek Kokusu 6. Bölüm: Burak'ın Aslı'ya ev sürprizi

Burak geç saatte eve gelir. Aslı da annesine yardım etmek için eve girer. Terastaki bardakları toplarken alt katta da Burak Facebook'tan Aslı'yı arayıp resimlerine bakmaktadır. Müzik çalmaya başlar. Kolpa'nın 'Gurur Benim Neyime' parçası çalmaktadır. Burak Aslı'yla olan anılarını düşünürken bir üst katta terasta olan Aslı ise Volkan ile anılarını düşünmektedir. En son Volkan'ı eski sevgilisiyle öpüşürken gördüğü için kendi kendine"Artık benim için hayal bile değil. Onu unutmam gerek" der. Tam bu esnada Burak Aslı'yı telefonla aramaya başlar. Çalan telefon sesinden yukarıda olduğunu anlayan Burak kenara çekilir ve telefon açıldığında kızın sesini yukarıdan duyunca daha dikkatli ve yavaş konuşmaya başlar. 

Aslı Burak'ın sesini duyunca şaşırır ve numarasını nereden bulduğunu sorgular. Sonra kaza yaptığımızda olmalı diye düşünür. Burak "Artık daha sık karşılaşacağımız için; lazım olur diye düşündüm" der. Aslı "Ne sık görüşücem senle be. Size ait bir işyerinde çalışıyorum diye seninle görüşmek zorunda değilim" der. Burak "Kulupten ağlayarak çıktığın için merak ettim seni." diyince Aslı "Beni niye merak ediyorsun. Bana ne ki senden. Uzak dur diyorum benden. Uzak dur" der. Burak bu sırada yukarı Aslı'nın yanına çıkıyorken Aslı da içeri salona girer. Burak kendisi ile karşı karşıya gelen Aslı'ya "İşte bu biraz zor" der. Kız "Ne demek zor" derken Burak ile karşılaşır ve şaşkınlıktan elindeki telefonu düşürür.

Kolpa – Gurur Benim Neyime Şarkı Sözleri

Kaldı Yine ismin Dilimin Ucunda
Sonradan Gelir Hep Aklım Başıma
Baktım Kaldım Gözlerinin içine
Kaçırdın Gözlerini Bıraktın Ellerini
Sana Ne Şiirler, Ne Şarkılar Yazdım Ama
Diyemedim Gitme Diye
Olmadı Yapamadım Adam Gibi Unutamadım
Diyemedim Bitti Diye
Gel Desen Gelirim Hadi Gir De Ben Giderim
Sevmesen De Severim Gurur Benim Neyime
Kim Ne Derse Desin Söz Geçmiyor Ki Dilime
Kapanırım Dizlerine Gurur Benim Neyime

Rengarenk 1. Bölüm. Renk'in sırrı ortaya çıktı


Can arkadaşları ve Renk Galatasaray - Karşıyaka basket maçına gitmişlerdir. Renk tezahurat yapmaya ve onlara ayak uydurmaya çalışır. Diğer tarafta da haber bekleyen gazeteciler toplanmış maçı seyredip onlarda tezahurat yapmaktadırlar "Kaf kaf kaf si si si. Kafsi kafsi kaf" Meşhur Karşıyaka tezahuratı..

Basket atılınca herkes birbirine sarılır. O esnada Renk'in kafasındaki şapka yere düşer. Almak için arandığı sırada Can ona sarılır. İkilinin arasında bir elektriklenme olur. Kız kardeş durumu fark edip gülümser. Tam o sırada basket ekranında Renk'in dolayısıyla da Can'ın görüntüsü belirir. Tv başındaki muhabirler de nişanlısı da onu görür.

Salonda anons duyulur. "Ve işte sürpriz. Arana oyuncu Renk Duygun tabi ki Karşıyaka Galatasaray maçında". Herkes dönüp ona bakar. Can olanları anlamamaktadır. Seyirciler ona tezahurat yapmaya başlarlar.

VİDEOYU İZLEMEK İÇİN TIKLAYINIZ

Güneşin Kızları 26. Bölüm. Ali; Selin için söylüyor. Tolga Sarıtaş - Hoşçakal

Ali; babasının Haluk olmadığını Levent olduğunu öğrendiğinde şok yaşamış, elini arabanın camına vurup kesmişti. İntihar etmeyi planladığı gecenin akşamında gerçek babasının mekanına gidip onunla gitar çalmayı kabul eder. Koca gözlü kız Selin de seyirciler arasındadır. Ve Türk seyircilerinin unutamıyacağı duygusallıkta  Emre Aydın'ın "Hoşçakal" şarkısını seslendirir.

Sahne aydınlanır. Levent sahnede oğlunun yanında "Arkadaşlar hoşgeldiniz. Bu gece ilklerin gecesi. Sözü fazla uzatmıyım. Bu güzel mekanın ilk gecesi ama daha önemlisi; oğlumla beraber çalacağımız ilk gece" der ve müzik başlar. Ali bütün şarkıyı Selin'in gözlerine bakarak söyler. Hatta bir yerinde gözünden yaş süzülür ve çaktırmadan siler.

Sonrasında Levenet'e döner ve "Bu geceyi cebinde iyi sakla. Bununla avunmak zorunda kalacaksın. Sen benim hiçbir şeyim değilsin. Senin de cezan bu" der ve onu öylece bırakır.


Sen hiç görmedin 
Su vermeye benzedik 
Plastik çiçeklere 
Hiç görmedin 

Sen hiç görmedin 
Dans ettik durmadan 
Kırık camlar üstünde 

Sen öyle sana benzeyen her şey gibi 
Erirken avuçlarımda 
Ben unutuyorum 

Hoşça kal 
Olacaklar sensiz olsun 
Daha durmam boşluklarında ben 
Unutuyorum 

Sen hiç görmedin 
Baştan böyle yazılmış 
Yok kimsesi kimsenin 
Hiç kimsenin 

Sen hiç görmedin 
Sonu baştan yazılmış 

Bitti kelimelerim

Hanım Köylü 11. Bölüm. Ferit ve İlkgün buluşuyor 'Harikasın'

Düzgün'ün evde olmadığını öğrenen Ferit soluğu İlkgün'ün yanında evde alır. Ferit bütün sevimliliğiyle kıza "Pişt" diyip eliyle gel gel yapar. İlkgün de problem çıkmasın diye kardeşine "Erol sende" der. Kardeş "Tamam" der. Kızlar kalkıp aşağı Erol'un yanına iner

Bir ağacın altına otururlar. Ferit "Babanla ne konuştunuz benden sonra? Beni arabaya aldığına göre biraz olsun yumuşamıştır diye düşündüm" diye soruyor. İlkgün "Yok ya ne yumuşaması. E sen görmedin tabi. Sen arabaya binince kaşlarını şöyle yapıverdi." Burada kız kaşlarını şekilden şekile sokuyor ve sanırım babasını taklit edip çatmaya çalışıyor. Ferit kıza gülüyor ve "Biliyor musun hiç kimse senin kadar iyi kaş çatamaz. Harikasın" İlkgün gülerek "Ya dalga geçme leyn. Bu ne demek oluyor sen biliyon mu? Sinirin en son noktası demek oluyor. Yoksa yumuşadığı falan yok" Ferit de umutsuz umutsuz "Yapma ya" diyor.

11.07.2016

Hanım Köylü 11.bölüm özet. Finale 2 kala.. Babası İlkgün'ü Koptagel'e veriyor

Kızkumu'nda kaybolan Ebe nineyi balığa çıkmış İsmailler bulur ve kıyıda bekleyen Koptagel ve kadınların yanına getirirler.m Köyde herkes telaşlanır ama kadınlar köye dönünce ortalık yatışır. Ferit İlkgün ile beraber bir tekne ile açıldıkları denizde mazotun bitmesiyle mahsur kalırlar. Ferit tahtalardan yaptığı kürekle tekneyi sahile getirir. Kız için endişelenen Düzgün onları alıp köye getirir.

Ferit; Düzgün'ün mallarını alan kabzımalı bulur ve onları almaması için para vererek ikna eder. Bu arada bir magazalar zincirine mallardan örnek yollıyarak fiyat ve onay alır. Parayı ise Marmaris'te Koptagel'i yeniçeri gibi giydirip 5 euroya fotograf çektirerek bulur.

Cüneyt kızlardan Gülgün'e asılmaya devam etmekteyken Muhacir İsmail olaydan haberdar olup karavan meselesini de öğrenince kızla yüzleşir. Muhacire olayı haber veren küçük kardeşiyle kavga eder. Olayları duyan bay Erol akşam Düzgün'e durumu anlatır. Düzgün kızı halasına yollar.

Laz İsmail evleneceğini söyleyince annesi bayram için oraya gelmeye karar verir. Bunu duyan kadının kendini tanıyacağını bilerek Fikri telaşlanır. Koptagel minibüse sponsor olsun diye Reşat'ı ikna eder. Elmas Laz İsmaille evlenmek istemeyen Yaprak'ı önce kanatları altına sonra eğitime alır.

Arife gecesi Elmas, Ferit ve Koptagel beraber Düzgün'ün evine giderler. Ellerinde çiçek ve tatlı vardır. Hemen öncesinde yıllardır mallarını alan kabzımal onu arayarak bu sene mallarını alamayacağını söyler. Bu olayın üzerine hayırlı bir iş için geldiklerini söyleyen Feritlere "Allahın emri peygamberin kavliyle kızım İlkgün'ü Koptagel oğluma verdim" der. Herkes donakalır.


Tatlı İntikam 15. bölüm özet. Rüzgar'ın dedesi Sinan ve Pelin'i öpüşürken görür

Geçen bölüm havalimanına giden Pelin'in taksinin önünü kesen Sinan onu döndürmeye çalışmıştı. Havaalanına giderken taksici "İnsanın sevdiğiyle evlenmesi her gün piyango çıkması gibi bir şey ben evlendim her gün mutluyum" diye konuşması üzerine kız geri döner. Klasik mutlu bir kavuşma sahnesi yaşarlar. Bülent hemen Başak'a haber verir.

Sinanların evinde annesi de, Rüzgar'ın dedesi de gergin beklemektedir. Rüzgar Bülent'i arayıp burası çok gergin diye haber verir. Sinan yemeğe yetişir ve "Siz heyecanlanmayın diye habersiz evlendik" der. Rüzgar şaşırır ama Sinan sebebini söyler. Pelin "Ölmek üzere olan bir adamı üzmiyelim. Hem senin Rüzgar'a borcun var. Bu şekilde ödemiş olursun" demiştir.

Akşam kızlar da çok sevinçle karşılarlar sistalarını. Anne babası da sevinir ama neden döndüğünü anlamaya çalışırlar ve Sinan'dan şüphelenirler. Sinan'ın annesi de düğün yapmak istemektedir.

Necip taksisinde bulduğu bebeği eve getirir. Karısı da Necip de bebeği çok sever, hayaller kurarlar. Ertesi gün karakola götürmeleri gerekirken götürmezler. Annelerinden bütün gün saklarlar ama gece bebek havale geçirince hastaneye götürmek zorunda kalırlar. Hastane de küçük bir muayeneden sonra para ödenirken bebeğin onların olmadığı ortaya çıkınca duruma polis müdahele eder.

O gece Pelin ile Sinan buluşup eve geç gelince babasıyla Sinan üzerine bir konuşma yaparlar. "Üniversitedeyken bir kız yüzünden okulu bırakmış" diyince Pelin "O kız benim baba. Sinan beni asla bırakmaz. Herşeyi bırakır beni bırakmaz" der. Babası da inanmış görünür.



Bülent'in restaurantına eski sevgilisi evlenme teklif ettiği bir kız gelir. Onu gören Başak yine çocuğu dinlemez ve trip atıp gider. Neyse ki Hakan araya girip bir planla onları barıştırır. Önce Başak Bülent'e sonra Bülent Başak'a evlenme teklif eder.

Rüzgar dedesiyle konuşurken "Pelin'in Sinan'la arasında birşey olmadığını ispatlamak için çiftliğe çağırıcam" der. Pelin'e nasıl söyleyeceklerini düşünseler de Pelin kabul eder. Beraber çiftliğe giderler ama Sinan'a aşkından gözü dönmüş olan Rüzgar; çocuğun elini tutar, koluna girer, beraber saatlerce ata binerler. Pelin onları uzaktan seyretmek zorunda kalır ama rolünu iyi oynar. Gece de yan odada onu misafir ederler.

Gece Sinan; Pelin'in yanına gitmek ister ama Rüzgar alerjisi olduğu zencefil yüzünden zehirlendiğini iddia eder. Pelin bu olayı fark etse de Rüzgar bunu dedesi için yaptığına onu ikna eder. Sabah dede torununun zehirlendiğini düşünerek alelacaele odalarına doğru gider. Ama gördüğü manzara sabah sevgilisini öpen Sinan ve onları seyreden Rüzgar'dır. Dede rahatsızlanarak düşer, kendinden geçer.